Hafif soğuk esen rüzgarla biraz daha sindi miniğinin kollarına. Felix tebessüm ederek sevgilisinin saçlarını okşamaya devam etti.
Minho arkadaşının biraz daha iyi olduğuna emin olduktan sonra gitmişti. Şimdi ise Changbin balkondaki koltuğa oturmuş, sevgilisinin dizlerine uzanmıştı.
"Bana ilk defa oğlum dedi. "
Bunca zamandır bir kere bile oğlum dememişti ona. Kafasını okşayıp sevgi bile göstermemişti oğluna.
Felix Changbin'in yanağını avcunu içine aldı.
"Birtanem..."Changbin ona baktıktan sonra ağlamaya başladı. Felix hızla ona sarıldı.
"Felix kalbim çok ağrıyor, canım çok yanıyor. Neden bunca yıl sonra tekrar karşıma çıktı."
Felix ona daha sıkı sarıldı. "Şşş. Sakin ol ilk önce bana bakar mısın?" Changbin hala yaş akan gözleriyle miniğine baktı. "Beraber atlatacağız tamam mı? Ben her zaman senin yanındayım." diyip sevgilisinin gözyaşlarını sildi. "Gel hadi odamıza gidelim." diyip elini uzattı. Changbin elini tutup ayağa kalktı.
Beraber odalarına geçmiş ve yataklarına uzanmışlardı.
Changbin miniğine sarılıp göğsüne uzandı. Felix saçlarını okşamış ve saçlarının arasına öpücük kondurmuştu. İkisi çok geçmeden uykuya dalmıştı.Felix duyduğu seslerle gözlerini açmış ilk ne olduğunu anlamadığı için boş boş tavanı izlemişti.
"Lü-lütfen vurma artık." duyduğu seslerle başını yana doğru çevirdi. Ağlayarak sayıklayan sevgilisine baktı. "Her dediğini yapacam sö-söz veriyorum!" Felix doğrulup sakince sevgilisini dürttü. "Changbin, Changbin uyan. Birtanem... uyan kabus görüyorsun." diyip omzunu dürttü tekrardan. "Canım acıyor lütfen vurma artık." ağlaması daha da şiddetlenmişti. Felix ne yapacağını bilmiyordu. "Changbin uyan lütfen burdayım ben. " omzuna daha hızlı vurmaya başladı.
En sonunda Changbin nefes nefese gözlerini açtı. Doğrulup etrafa korkan gözlerle baktı.
"Şşş sakin ol, ben burdayım." diyip sarıldı ona sarışın oğlan. O da miniğine sarılıp yeniden ağlamaya başladı. Felix sakinleştirmek için saçlarını okşuyor "ben burdayım." diye fısıldıyordu.
Changbin korkuyordu. Babasının gelip ona yine vurmasından çok korkuyordu. Sabaha karşı Felix'in göğsünde ağlayarak uyuyakalmıştı. Felix gözünü kırpmadan sabaha kadar sevdiği adamı izlemişti. Felix bugün işinden izin almış, Changbin ile evde kalmaya karar vermişti.
Kalkıp elini yüzünü yıkadıktan sonra kahvaltı hazırlamaya başladı. Changbin'in eskisi gibi olmasından korkuyordu. Yine krizler geçirmesinden, her gece kabuslarla boğuşmasından korkuyordu. Changbin o dönemleri çok zor anlatmıştı. İç çekip kırdığı yumurtaları çırpmaya başladı.
Changbin duyduğu seslerle gözlerini açtı. Doğrulup etrafına baktıktan sonra banyoya yöneldi. Gözleri acıyordu.
Banyoda işlerini halletikten sonra mutfağa yöneldi.
"Günaydın."
"Günaydın aşkım." diyip sarıldı ona Felix. Siyah saçlı miniğinin sarılmasına karşılık vermiş masaya oturmuştu. Felix pişen yumurtayıda masaya koyduktan sonra o da oturdu.
"Bugün işe gitmiycek misin?" miniğine yöneltiği soruyla Felix başını iki yana sallayıp "izin aldım bugün" dedi. Changbin anladım dercesine kafasını salladıktan sonra ikisi kahvaltılarına devam etmişlerdi.
Bittikten sonra Felix Changbin'i içeriye yolladıktan sonra hızlıca mutfağı toparlayıp o da içeri girmişti. Changbin salonda değildi. Balkona baktığında sevgilisinin orda olduğunu gördü.
Changbin ellerini demirden sarkıtmış sigarasını içiyordu. Felix balkona girdikten sonra ellerini sevgilisin beline dolayıp kafasınıda geniş sırtına yaslamıştı. "Çok içme lütfen" diye mırıldandı.
Changbin sigarasını küllüğe bastırıp miniğine döndü ve ona sıkıca sarıldı. "Felix iyi ki varsın, iyi ki hayatımdasın." diye konuştu çatlayan sesiyle.
Felix sevgilisinin dudaklarına öpücük bırakıp daha sıkı sarıldı.
"Sende iyi ki varsın, İyi ki hayatımdasın."
-
selamm! cok beklettigim icin ozur dilerim bolumu nasil buldunuz? umarim begenmessinizdir.
lutfen minik yildiza basip yorum yapmayi unutmayin 💞
hoscakalinn 💗-helena
ŞİMDİ OKUDUĞUN
friendship and love, changlix
FanfictionGüney Korenin en büyük şirketinin CEO'su Seo Changbin ve onun en yakın arkadaşı Psikolog Lee Felix