7. Bölüm

723 63 57
                                    

Steve serum aldıktan sonra her şey çok farklı olur sanmıştım ki olmuştu da. Fakat ikimizin de beklediği gibi olmamıştı.

Steve artık Yüzbaşı Rogerstı, lakap olarak. Yani biz ona, Kaptan Amerika diyorduk.

Tabi siz onun orduda çalıştığını düşünmüş olabilirsiniz ama hayır. Abimin sirk hayvanından farkı kalmamıştı.

Serumu alalı bir hafta olmuştu. Bu bir haftada da dolu dolu şeyler oluyordu.

HYDRA süper asker serumunu çalmıştı, abim artık ordulara moral vermek için dans eden kızlar eşliğinde sahneye çıkıyordu. Bucky ise... Gerçekten Bucky ne haldeydi?

Saldırıdan sonra bulduğumuz HYDRA üssüne Bucky ve bulunduğu ordu gönderildi. Planlarımızda; süper asker ordusunu göndermek vardı ama bizim süper asker ordumuz değil, güzel götlü bir adet sirk hayvanımız vardı.

Bu hafta olanlar bitmemişti. Howard'ın laboratuvarındaydım ve birkaç saat önce serum enjekte ettiği halsiz kara kediye bakıyordum.

Howard planladığı yeni deneyi sonunda hayata geçirmişti. Keşke Doktor Erskine de burada olabilseydi ve deneyini görebilseydi.

Howard, gösteriye çıkan abimi izlemek için laboratuvardan ayrılmıştı ve kediyi de bana emanet etmişti. Hayvan gözlerimin önünde acı çekiyordu.

Titriyor ve acıyla miyavlıyordu. Onca yaptığım işkenceler içimi sızlatmasa da bu olay içimi sızlatmayı bırak içimi alev alev yakıyordu.

Elimden bir şey gelmiyordu. Elimi kedinin bulunduğu küçük kafese doğru atıp korkuluktan tuttum. Kediyi sakinleştirmek için onu okşayacaktım fakat elim dar korkulukların arasından girmiyordu.

Kedi benim elimi korkuluğa atmam ile yerinden sıçradı ve korktu.

"Şşşş, sana zarar vermem." dedim beni anlamayacağımı bilsem de.

Kedi biraz daha sakinleşti ve elime doğru yaklaştı, Hâlâ titriyordu. Acıdan ve korkudan göz bebekleri büyümüştü. Kedinin çok güzel yeşil gözleri vardı. Göz renklerimiz birbirimizinkine benziyordu.

Kedi ona yiyecek bir şey vereceğimi düşünmüş olacak ki elimi koklamaya başladı. Islak burnu elime dokunuyordu ve bu çok tatlıydı. Küçük tatlı nefesi elime çarpıyordu.

Bir süre elimi kokladıktan sonra  beklemediğim bir şekilde ani bir tepki verip yüzük parmağımı derin bir şekilde ısırdı. Elimi acıyla geri çektim ve parmağıma baktım.

Normalde bir kedi ısırığı acıtmazdı fakat bu sefer deli gibi yakıyordu. Isırdığı yerde oluşan küçük delik kanıyordu ve bulunduğu yerden tüm vüduduma yanma hissi yayıldı. Çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Ağzımdan çıkan küçük iniltilere engel olamıyordum.

Vücudum delilercesine yanıyordu. Tuvalete koştum ve kedinin ısırdığı yeri suya tuttum. Kanama durmuştu ama verdiği acıda değişen bir şey olmamıştı. Verdiği acının aksine yara küçücüktü.

Tüm bedenim hafif hafif titriyordu. Başım dönmeye başladı ve midem bulanıyordu. Beş dakika içinde bu kedi bana ne yapmıştı?

Tuvaletten çıkıp zor da olsa laboratuvara geri yürüdüm. Vücudum sanki cehennemin dibindeymişcesine yanıyordu. Acı eşiğim düşük olsa çoktan çığlığı patlatmıştım.

Sendelediğim için laboratuvardaki koltuğa oturdum. Gözlerim istemsizce yavaş yavaş kapanıyordu. O an son gördüğüm şey, beni ısıran kara kedinin kafesinden bana bakan yemyeşil gözleri oldu.

🎞️

Suratıma yediğim ağır tokat beni güzel rüya alemimden ayıran şey oldu. Yerimden sıçradım ve bayılıp bayılmadığımdan emin olamadığım koltukta doğruldum.

Demir Aşk 🎞️ Tony StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin