4. Bölüm

776 59 20
                                    

Pazartesi günü geldiğinde her zamankinden erken kalktım.

Bu gün dünyadaki ilk süper askerin kim olacağını seçmek için askerleri antrenmana almaya başlayacaktık. Beş gün sürecek bir antrenmandı ve askerlerdeki gücün ve dayanıklılığın yanında; cesaretlerine, zekalarına, ne kadar fedakar birisi olduklarına ve kişiliklerine de bakacaktık. Hatta en çok bunlara. Çünkü serum her türlü kasları ve hücreleri geliştirecekti, önemli olan kişiliğini nasıl etkileyeceğiydi.

Üniformamı giydim, hazırlandım ve son olarak abimin bana hediye ettiği lotus çiçeği kolyeyi boynuma taktım.

Steve'i uyandırmamak için yavaşça odamın kapısını açtım. Steve yan odamda uyuyordu ama yine de duvarlar pek kalın sayılmazdı. Kapı çok sesli olmayan bir gıcırtıyla açıldı ve odamdan çıktım.

Mutfağa doğru ilerledim ve kendime gitmeden önce bir şeyler hazırlamaya karar verdim. Ayrıca, abim için de bir şeyler hazırlayıp öyle evden çıkardım.

Kendim için havuç, domates ve salatalık çıkardım. Salata yapmak için vaktim yoktu bu yüzden normal bir şekilde yedim. Sabah ağır kahvaltı yapmayı sevmiyordum hatta kahvaltıyı sevmiyordum. Mecburiyetten az da olsa bir şeyler yemeye çalışıyordum.

Steve için ise meyve suyu sıkıp bol malzemeli bir sandiviç yaptım. Doyar mıydı bilmiyordum ama onun da kahvaltıda çok yemediğini biliyordum.

Mutfaktan sessizce çıkıp ana kapıya doğru ilerledim. Kapının yanındaki duvar askısından anahtarlarımı almak için uzandım. Anahtarlarımın yanında normalde Steve'in anahtarları olurdu fakat yerinde değillerdi. Büyük ihtimalle ceketinin cebinde unutmuştur dedim kendi kendime ve anahtarlarımı alıp evden çıktım.

🎞️

Antrenman bölgesine Albay Phillips, Doktor Erskine ve Ajan Carter ile gitmek üzere arabaya binmiştik. Hepimiz çok heyecanlıydık çünkü ilk süper askeri seçmek kolay bir iş değildi.

Arabayı Peggy kullanıyordu yanında ise Doktor Erskine vardı. Biz ise Albay ile arka koltukta sessizdik. Hepimiz gergin olduğumuzdan dolayı ne konuşacağımız hakkında bir fikrimiz yoktu.

Antrenman bölgesine vardığımızda eğiteceğimiz askerler dağınık bir sıradaydı. Etrafta antrenman yapan başka gruplar da vardı. Biraz gürültülüydü ancak yine de tok sesimi duyurmayı başarmıştım.

"Askerler, dikkat!" diye seslendim yüksek sesle. Sesimi duyan askerler düz bir sıra oldular.

Peggy yanımda, bir adım geride duruyordu. Ben ise askerlerin üç metre kadar ilerisinde onları süzüyordum. Ki o an orda olmaması gereken birisini gördüm.

Abim, Steven Grant Rogers. Asla olması gerektiği yerde olmayan, sürekli ortalıktan kaybolup başına bela açan abim şimdi de olmaması gereken bir yerdeydi.

Benden gizli orduya mı girmişti? Hem de süper asker olmak için gönüllü olan askerlerin ordusuna? Bir şeyler gizlediğini tahmin etmiştim fakat bunun olacağı aklıma gelmemişti. O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Çünkü eğer denek olarak Steve seçilirse o serumu kaldıramayabilirdi.

Diğer askerler de pek iri yarı sayılmazdı. Evet, aralarında birkaç tane vardı fakat diğerleri ortalama tiplerdi. Abim onların yanında çok küçük kalıyordu ve bu beni çok endişelendiriyordu.

Antenmanları kazanmak veya önce bitirmek için diğer askerler çirkefleşebilirlerdi. Steve bunları yapmayacak kadar ahlaklı ve terbiyeliydi. Burada ezilmemesini umut etmekten başka o an yapabilecek bir şeyim yoktu.

Demir Aşk 🎞️ Tony StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin