"Tanrı aşkına! Lütfen biraz sakin olur musunuz?"
Ellerimi iki yana açmış halde kendimi duyurmak için sesimi yükseltince Jisung yanımda sıçradı. Sabır dilenip karşımda ikazımla sessizleşen 3Racha'nın kalan iki üyesine baktım.
Changbin ayakta durmaktan yorulmuş olmalı ki kollarını bağlayıp hemen arkasındaki koltuğa kendini bıraktı. "Başlatan kişi ben değilim. Chan Hyung'a derdimi anlatamıyorum."
"Sence kimin başlattığı önemli mi Bin? Ayrıca neden o kadar yüksek bir ses aralığında ısrar ediyorsun ki? Onu zaten denedik. Halen üzerinde çalıştığımız bir parçamız varken yeni bir şeyler denemek istediğin için planımızdan saptık ama anlattıkların bana öncesinde oluşturduğumuz diğer melodileri hatırlatıyor."
"Ama devamında güzel olacağına inanıyorum!" Gözlerini boşluğa sabitleyip kıvırcık saçlarını karıştırdı. Ardından hayal kırıklığına uğramış halde elini boşluğa salladı. "Baksana hyung, boş ver. Aklıma gelen şeyi de unuttum zaten. Fikir canlandığı an çabucak oluşturmam gerekliydi. Yarım saattir aralıksız tartıştığımız için uçup gitmiş."
"Benim yüzümden mi oldu yani? Bunu mu demek istiyorsun Changbin?"
"Öyle bir şey demek istemedim!"
Tanrım... Cidden. Çocuk gibilerdi.
Bir ay sonra bahar dönemi comebacki için albüm teslimi yapmayı planlıyorduk. 10 parça olarak yola çıktığımız albümün sekiz parçası hazırdı. Son iki parçayı hazırlamak için bu akşam da son üç haftadır olduğu gibi erken saatte toplanmıştık.
Başta her şey iyi gidiyordu. Ortak alınan ve ortak reddedilen kararlar havada uçuşmuştu. Uzun zamandır böylesine ortak fikirlerle ve uyum içerisinde ilerlemediğimiz için kendi içimde fazlasıyla heyecanlanmıştım.
Ancak iki saat kadar sonra Chan ve Changbin arasında aniden çıkan tartışma hızla büyümüş ve kendilerini uzun zamandır yapmadıkları kadar şiddetli bir tartışma içinde bulmuşlardı.
Changbin aklına gelen yeni bir parça fikrini Chan'a diretirken Chan ise planına uyup üzerindeki çalıştıkları parçayı bitirmek ve bir an önce albüme koymak istiyordu. Yine de Changbin'i kırmayıp bahsettiği ve az biraz oluşturduğu melodiyi dinlediğinde tereddütlü gözlerini yakalamıştım. Önceki melodilere benzerliğine dikkat çekmek istemişti ama Changbin parça için çok heyecanlıydı. Chan ise yeni bir parça oluşturmanın uzun süreceğini, onu sonraki albüme koymak için ertelemek istediğini anlatmaya çalışıyordu.
Bunun üzerine de Changbin, Chan'a onun düşüncelerini önemsemediğinden yakınmıştı. Bu tartışmayı alevlendiren son nokta olmuştu.
Jisung ve ben ne yapacağımızı bilemez halde sadece izliyorduk. Olaya dahil olmadan öylece onları dinlemek bile o kadar yormuştu ki gidip yatsam normalde geceleri uyuyamadığım halde sanırım bu sefer hiç uyanmadan sabaha kadar uyurdum.
Jisung tartışmaları başladığından bu yana ayakta olduğumuz için ağrıdığını düşündüğüm bacaklarını sallayıp kendi etrafında adımlamaya başladı. Fazlasıyla sessizdi. O da benim gibi abileri tartışırken başta ortamı ılımlı hale getiremiyorsa sonrasında araya girmemesi gerektiğini çoktan öğrenmişti.
Chan da fazlasıyla yorgun görünüyordu. Çökmüş göz altlarının ağrı yaptığını tahmin ediyordum. Tek eliyle gözlerini ovuştururken derin bir nefes aldı. "Biliyor musun Changbin, bence bu gece daha fazla tartışmadan dağılalım. Yarın sabah konuşuruz çünkü ben artık mantıklı düşünemiyorum."
Changbin başıyla onayladı. "Şu an için en doğru karar. Yarın konuşuruz." Kapıya yöneldi ve tereddüt etmeden kolu indirdi. "Hepinize iyi akşamlar."