The-37

1.3K 102 164
                                    

100 oy 500 yorum ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

100 oy 500 yorum ❤️

.

Dikenli teller,

Etrafına sardığı dikenli teller nedeniyle duyguları yumuşak bir dokunuşa uzaktı, dokunan kanardı, acırdı ve acıtmaktan hoşlanıyordu alfa. Kendi çocukluğunda bu yana acıtılarak büyütülmüştü, sözler, gözler ve dokunuşlar onun için hep acı vericiydi. Yapması gereken hep çok şey vardı, dersleri, şirkette ki işleri, yurt dışı ortaklıkları ve daha bir sürü kağıttan ibaret bir hayat.

"Sen Kim Klanının son safkan alfasısın yapacağın her şey klanımızı etkileyecek, sakın hata yapma." Babasının tehditkar sözcükleri kulağında yankılanırken acıyla gülümsedi alfa.

Güzel bir omegası olacaktı, tercihen kadın bir omega, bir alfa birde omega bebeği olacaktı ve sonuçta ailesini memnun edebilecekti, Kim klanının safkan alfasının mutlu ve güzel yuvası herkes bunu konuşacaktı.

Sanki mümkünmüş gibi herkes onu böyle bir hayatta mutlu sanacaktı ama değildi, ona dayatılan bu süslü ve zorba hayattan hiçbir zaman mutlu olmamıştı, yaşıtları gibi barlara gidip kafayı hiç dağıtmamıştı, çünkü hakkı yoktu, ilgilenmesi gereken bir şirket varken Kim ailesinin imajını zedeleyecek bir şey yapamazdı,  evde kimselerin görmeyeceği kuytu köşelerde yudumlamıştı içkisini, hep kaçmış, saklanmıştı ama komik olan kimse onu aramıyordu kimse gerçek Seokjin'e bakmıyordu, takım elbisesinin resmiliğine saklanmış o adam herkesin umurundaydı.

Gerçek dağınık Seokjin'i kimse görmemişti,  Sakura çiçeği o ise ilk gerçek alfayı görmüştü, buzlu duvarların ardında ki merhameti tatmıştı omega.

Geçmişte ne kadar da yalnızdı alfa, ne kadar diye geçirdi içinde ve kaşlarını çattı.

 Bu yalnızlığından kurtulmak için bir bebek istemişti, kendi kendine hep iyi bir baba olacağım diye bir sözle yaşamıştı, kimse bilmeden o dikenli tellerle çevrili hayatında en güzel hayali baba olmaktı, sonra tekrar acıtılmıştı.

Yalan, Nayeon'un büyük yalanı o hayalini patlamış bir yanardağ gibi önce alevlendirmiş sonra soğuk bir küle çevirmişti, Nayeon'dan sonra   baba olmanın hayalini hiç kurmamıştı alfa, yalnız başına evinde ağlarken sadece unutulmuş bir hayal gibi anımsıyordu. Yalnız kahvaltı yapmaya alışmıştı başta, sonra hiç kahvaltı yapmamaya, akşam yemeklerini yalnız yedikten hemen sonra birkaç yudum sıcak şarap içerdi, kocaman penceresinden yalnızlığıyla birlikte manzarayı izlerdi.

O günleri hatırlamak canını acıtmıştı, farkında olmadan gaza biraz daha hızlı bastı.

Tüm o soğuk yalnızlığı bir sakura çiçeğiyle bahar gününe dönüşüvermişti, tüm o sakladığı hayalleri onun gülüşüyle yeşermişti, hala onu ilk kucağına aldığında içine işleyen acı kokusunu unutmuyordu alfa, herkes o kokudan kaçarken  o acı  kokuya vurulmuştu. Çünkü acının ve yalnızlığın belki de korkunun ne demek olduğunu biliyordu, kendisini bir yere ait hissedememek, istenilmemek ve yalanlar, yaraları aynıydı ve geceler boyunca omegasıyla birbirlerinin yarasına merhem olmuşlardı.

YOUR EYES TELL~tjHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin