The-28

1.7K 131 354
                                    

Herkese merhaba kısa bir bölüm oldu umarım beğenirsiniz...

Sınır 80 oy 300 yorum ❤️ keyifli okumalar...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evin çevresinde soğuk rüzgarlar esiyordu, henüz kar yağmaya başlamamıştı, sessizlik soğuk bir uçurumun kenarında ki eve hapsolurken bacası tüten şirin evde yükselen ses dakikalardır aynıydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Evin çevresinde soğuk rüzgarlar esiyordu, henüz kar yağmaya başlamamıştı, sessizlik soğuk bir uçurumun kenarında ki eve hapsolurken bacası tüten şirin evde yükselen ses dakikalardır aynıydı.

"Seokjin." Taehyung aşağı kata inerken vücudunu ele geçiren ağrıyı göz ardı edip sarı gözlerini kocaman açarak etrafına baktı ve elindeki notu fark etmeden sıkıştırdı. Gözlerinde ki acıyla yüzünü ekşitirken hızla mutfağa koştu, geniş holün içine yayılan sıcaklık ve ateş sesi ile şöminenin en fazla bir kaç saat önce yandığı anlaşılıyordu.

Mutfağa girdiğinde gözleri özenle hazırlanmış kahvaltıya kaydı, sıcacık bir bardak süt ve bir sürü pankek üst üste dizilmiş yanında da biraz reçel konulmuştu ama görmek istediği şeyler değildi bunlar.

Sabah uyandığında ilk eşinin gözlerini görmek istemişti, mühürlendiği seviştiği eşinin kolları arasında sıcacık uyurken güne gözlerini açmak istemişti.

Sahi saat kaçtı? Belki 12? Belki 1?

Dudaklarını büzüp yavaşça sarı not kağıdını tekrar okudu.

"Güzel omegam günaydın.                                                                                                                                                   Güne seninle uyanmayı çok istesem de bir süre yanında olamayacağım ama gözüm hep senin üzerinde olacak bu nedenle sakın korkma, sakın endişelenme. Seni çok seviyorum. Şöminenin yanına odun bıraktım, kahvaltı hazırladım ve biraz yemek yaptım birde sehpanın üzerine yara kremi koydum mührün üzerine bolca sür. "

Sarı gözleri üzüntüyle mutfağın küçük ve şirin penceresinden dışarı bakarken arabanın hala kapı önünde durduğunu fark etti. Arabasız bu kadar karın içinde Seokjin nereye gitmişti ki? Boynuna giden parmakları mührünü bulduğunda yavaşça okşadı ve hissetmeye çalıştı, gerçek eşler birbirini hissederdi değil mi?

YOUR EYES TELL~tjHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin