ilk hissettiğim şey migrendi.
sonra kalp bölgemde donuk bir ağrı hissettim ama fiziksel değil.
hala uykum vardı, tam olarak kendime gelememiştim.
ama anılar geri geldiğinde, keder bir işkence çığı gibi üzerime çöktü.
jennie iç ses:"hepsi gerçek..."
birisi elime dokundu.
yatağın yanındaki siluetin eğildiğini, yüzünün ay ışığınla aydınlandığını dehşetle izleyerek ürperdim.
sana:"kendine geldin."
jennie:"git."
sana:"taehyung görevi yerine getirdiğini söyledi. babanı öldürmüşsün."
başımı sertçe ona çevirdim. öyle olmadığını söylemek istedim ama zamanında sustum.
jennie iç ses:"taehyung ona neden yalan söyledi?"
taehyung'u düşününce tiksintiyle irkildim.
artık benim gözümde o sadece bir katildi.
sana:"bir ödülü hak ediyorsun, en sevdiğim oyuncağım. balo vesilesiyle çok güzel kıyafetler hazırladım sana."
jennie:"gitmeyeceğim."
döndüm, cansız bir şekilde pencereden dışarı baktım.
sana bileğimi o kadar sert sıktı ki neredeyse mucizevi bir şekilde inlememeyi başardım.
sana:"anlamıyorsun. bu bir teklif değil. herkesle beraber seni de bekliyorum."
kalktı, kapıdayken ekledi:
sana:"kendini zorla getirtme."
sana gittiğinde, yataktan kalktım ve yalınayak banyoya girdim.
duş alıp odaya döndüm.
düzgünce katlanmış elbiseler koltuğun üzerinde duruyordu.
elbiselere bakıp durdum, sonra koridordan baloya koşan öğrencilerin sesleri ve telaşlı adımlarını duydum.
o zaman üstümü değiştirmeye başladım.
otomatik bir makineymiş gibi hareket ediyordum.
ne neşe vardı ne de hüzün.
vücudum öyle bir şok yaşadı ki, aşırı gerilimden yanmış bir ampul gibi tüm duygularım sönmüştü.
son düğmeyi ilikledim, saçlarımı yaptım.
hazırdım.
gitme zamanı geldiğinde kendimi güçsüz ve bitkin hissettim.
güçlüymüş gibi davranmam, gülümsemem, ayaklar altına alınmamış gibi hareket etmem gerektiğini biliyordum.
dikkatlice elbisemi toplayarak yere oturdum, dua edercesine ellerimi kavuşturdum.
ama dua edeceğim kimse yoktu.
gözyaşlarım yanaklarımdan aşağı aktı.
birdenbire hiçbir şey hissetmediğimi fark ettim.
taehyung'a karşı hissettiğim tutkuyu uyandırmaya çalıştım ama nefretten başka bir şey hissetmedim.
sana içimdeki iyi olan her şeyi yiyip bitirmişti.
ben sadece kendi kendimin gölgesi olmuştum...
zindanda geçirdiğim aylar, onca işkence, onca zorbalık bende belli bir iz bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heaven's secret 2, taennie
Fantasyheaven's secret, taennie 2. kitabidir. öldüm ve kendimi meleklerle iblislerin dünyasında buldum. ölümsüzlük bana güç ve kudret verdi ama başka bir güç gelecek ve her şeyi benden alacak. bunun yolun sonu olduğunu düşündüğümde, sadece bir başlangıç ol...