sahanın aynı tarafı, iwaoi

Kaset 6 - A Yüzü

"Burada olacağını tahmin etmiştim." İwaizumi başını kaldırıp gelene baktı. Üzerinde kendisinden büyük bir hırka, dağınık gri saçlarıyla duran çocuk tahminin doğru çıkmasıyla kendiyle gurur duyuyor gibi gözüküyordu. İwaizumi tepki vermeden oturduğu sahanın beyaz çizgilerini izlemeye devam etti. Nasıl tahmin ettiğini sormadı. Umurunda değildi. 

Sugawara derin bir nefes bırakıp yanına oturdu. İwaizumi kendinden beklemediği bir şekilde aniden konuştu. "Ushjima'yı ben buldum. " Sugawara'nın kafasının ona döndüğünü gördü göz ucuyla. "Olay yerine varan ilk kişi bendim ve onu buldum. Arabasında, ölü olarak."

"Üzgünüm İwa." İwaizumi kafasını sallamakla yetindi. Elleriyle yüzünü kapattı. "Oikawa neden kimseye dur tabelasından bahsetmemiş ki?" Sugawara'nın iç çektiğini duydu. "Belki de korkmuştur." Ellerini yüzünden çekip gri saçlı çocuğa döndü. "Ushijima'ya o kadar kızgındım ki ve bunu kendi dramasına dönüştürdüğü için Oikawa'ya da. Bana gelip söylemek istediği bir şey olduğunda sadece ona bağırdım." Kazadan sonraki gün yanına gelen çocuğu hatırladı. Gözleri kırmızıydı, konuşmak istediğini söylemişti. İwaizumi ise sadece görmezden gelmişti. 'Gerçekten şu an seninle konuşabilecek gibi mi duruyorum Oikawa? Bu kadar bencil olma' "Bilmiyordun." Cevap vermedi İwaizumi. Yanına bıraktığı kasetçalara uzandı. İçinden eski kaseti çıkarıp yere bıraktı. Kucağında duran '11' yazılı kasete baktı. "Daha da kötüleşecek değil mi?" 

"Korkuyor musun?" İwaizumi kafasıyla onayladı. "Yine de dinleyeceğim." Kaseti yerleştirdi. Yanında oturup onu izleyen çocuğa döndü. "Yanımda kalmak zorunda değilsin."  Sugawara hafifçe gülümsedi. "Kalsam iyi olabilir-" derin bir nefes aldı sugawara." çünkü sıradaki senin kasetin." 

İwaizumi gri saçlı çocuğa bakakaldı. Elindekini sıktı istemsizce. Gökyüzüne baktı. Birkaç dakika aralarına giren sessizliği kimse bozmadı. "Onu ben mi öldürdüm?" Ses gelmedi. İwaizumi bu sefer başını çevirip gri saçlıyla göz göze geldi. "Oikawa Tooru'yu ben mi öldürdüm?" 

"Hayır İwa, hayır. O kendi canına kıydı. Bu onun tercihiydi ama sen, ben, kasetteki herkes onu yarı yolda bıraktı. Ona başka bir seçeneği olduğunu göstermedik." İwaizumi kafasını salladı hızlıca. Elindeki kasetçaları parçalamak istermiş gibi sıktı. "Sorduğum şey bu değil Suga. Duyduklarına, bildiklerine, onu da beni de tanıyan, kasetlerde geçenleri bilen biri olarak söyle. Oikawa Tooru'yu ben mi öldürdüm?" Sugawara yenilgiyle omuzlarını indirdi. Kafasını eğdi önce, sonra dudaklarından kısık bir "Evet." sesi döküldü.

Size hayatımda verdiğim en kötü kararlardan ikisini, neden oldukları zararı ve sonuçlarına katlanan insanları anlattım. Anlatılacak bir hikaye daha var, bir kötü karar daha. Ve bunun tek suçlusu benim. Hayır, partiye gitme kararı değil. Çünkü nereden bilebilirdim ki ama aynı geceydi, aynı korkunç gece. Sonraya sakladığım hikaye vardı ya? İşte bu o. Ve bu tamamen seninle ilgili...Hajime.

İwa-chan, neden bu kasetlerde olduğunu merak ettiğini biliyorum. Ne yapmış olabilirsin ki? O partide başka ne olmuş olabilir? 

Bana ilk sorduğunda iş yerindeydik. Yan yana iki masayı siliyorduk. Sana yeni bir başlangıç yaptığımla ilgili uzun bir hikaye anlattım. Dinledin. Her zaman dinliyorsun, sanki dünyanın en önemli şeyini anlatıyormuş gibi pür dikkat beni dinliyorsun. Ertesi gün bir yanım yeniden teklif etmeni istiyordu. Bir yanımsa sakın gitme, diyordu. İwaizumi için bile. O sesi dinlemeliydim. 

Sana asla söylemedim İwa-chan ama sana hep imrendim. Olduğun gibisin ve kimseyi umursamıyorsun. Senin aksine yanında öyle değilmiş gibi davransam da ben hep başkalarının hakkımda ne dediğini önemsedim. Bu bir tür  zeka farklılığı mı? Oikawa-İwaizumi farklılığı mı?