Şş sıradaki kasette çok ama çok sessiz olmalısın. Çünkü çok yanlış bir şey yapmak üzeresin. Dikkatli ol ve sakın yakalanma.
Birini izlemenin nasıl bir his olduğunu merak ettin mi hiç? Birinin mahremiyetini ihlal etmenin? Ne gibi sırlar keşfedebileceğini merak ettin mi? Ne gibi kirli çamaşırları ortaya çıkarabileceğini? Merakını gidermek üzereyim. Bu kasette bunu öğrenmek üzeresin. Haritadaki 4 ile işaretli yere gidebilirsin.
İwaizumi zaten geç geldiği evden bu saatte çıkıp çıkamayacağına emin değildi. Kapısını açıp koridora göz gezdirdi. Kimsenin olmadığını görünce yavaşça odasından çıktı, vestiyerdeki hırkayı üzerine geçirdi. Kaseti cebine sıkıştırdı. Son olarak anahtarları da alıp evden çıktı. Bisikletini alıp kırmızı kalemle işaretlenmiş 4 numaralı yere yol aldı. Bu sırada kulaklarına Oikawa'nın sesi dolmaya devam ediyordu.
Çok korktuğunu ya da böyle bir şey yapmaktan rahatsız olacağını söyleme. Neden biliyor musun? Çünkü insanları her gün zaten gözetliyorsun. Hep birilerini izliyoruz, birilerini takip ediyoruz ve takip ediliyoruz.
Yanından yavaşça geçen arabayla kontrolünü kaybetti. Önündeki arabaya çarpmamaya çalışarak gidonu çevirdi. Bu kaldırıma çarpılarak yana devrilmesine neden oldu. Düşmenin etkisiyle başını alnını çarptığı küçük taşın üzerindeki kana baktı. Elini alnına götürdü, sıcak kanın eline gelmesiyle midesi bulandı. Kafasını kaldırmasıyla neredeyse kendine vurmak üzere olan arabanın biraz ileride durduğunu gördü. Kalbi korkuyla atmaya başladı. Bunun tesadüf olmasını umdu. Kafasında binbir senaryo canlandırırken araba gürültülü bir şekilde çalıştı ve uzaklaşmaya başladı. Gözünü kısıp karanlıkla plakasını görmeye çalıştı ama başaramadı. Görmezden gelmek şu an yapabileceği tek şeydi. Zonklayan ve kanıyan başını umursamadan bisikletine tekrar bindi ve kulaklığı kulağına geçirdi.
Elbette gerçek hayatta birini takip etmek bambaşka bir şey. Doğru. Bir takipçim vardı ve işaretli yere gittiysen onun penceresi önündesin. Tıpkı şu an benim olduğum gibi. Bir tahminin var mı? Yok mu? O halde gün yüzüne çıkardığı kirli çamaşırları öğrenmek için dinle. Benimle beraber öğren, onun da kirli çamaşırları var mıymış? Kalbim deli gibi atıyor duyabilir musun?
Takar takmaz kulağına dolan kalp atışı ile ellerinin titremesi attı. Baktığı pencereden başını yanına çevirdi. Sanki Oikawa yanında gibi hissetti. Uzun boyuyla her zaman giydiği beyaz formasıyla yanında dikiliyordu. Yaptığı şeyin yanlışlığı ile kalbi deli gibi atıyordu. Elini uzatıp ona dokunabilecekmiş gibi uzattı.
"Siktir!" Aniden bedenini arkaya çeken elle neye uğradığını şaşırdı. "Şş sessiz ol!" Başını çevirip konuşan kişiye baktı. Pilot kostümü içinde gördüğü kişi beklediği son şey olabilirdi. "Kuroo?" Kuroo eliyle kulaklarını gösterdi. İwaizumi anlayıp kulaklığı boynuna indirdi. "Sana üç kez seslendim." İwaizumi umursamadı. "Burada ne işin var?"
"Kenma'nın evi ileride-" İwaizumi başını salladı ve kelimelerini bastırarak tekrarladı. "Hayır Kuroo, demek istediğim burada ne işin var?"
"Kenma'nın evinden çıkarken seni gördüm peşinden geldim. Hem bu meşhur pencereye gelen ilk kişi değilsin. Hepimiz geldik." İwaizumi istemsizce gözlerini arkasındaki pencereye çevirdi. Sonra farkındalıkla gözleri tekrar Kuroo'ya döndü. "Biz mi? Sen de-" Kuroo onaylamak için kafasını salladı. "Sen- sen ne yapmış olabilirsin ki?" Kuroo omuz silkti umursamıyormuş gibi. "Kim bilir, kasetlerde kimin olduğunu öğrenmek için sadece başlarını dinleyip benden sonrakini öğrenince direkt aktardım." Hayır, gerçekten umursamıyordu. "Ama Oikawa dinlemezsek-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sahanın aynı tarafı, iwaoi
أدب الهواةSelam, ben Tooru. Oikawa Tooru. Bunu hangi cihazda dinliyorsan, ayarlarıyla oynama. Benim. Canlı ve stereo. Bu kez ne bir geri dönüş vaadi ne bir talep ne de kesinlikle bir rica yok. Atıştırmalığını al. Yerine yerleş. Çünkü birazdan sana hayat hik...