Bazı arkadaşlıklarda birbirlerinin tüm sözlerini bilirler. Kahkahalarında harmoniyi yakalarlar. Yan yana yürüyen bedenleri yürürken uyumlu gözükür. Ya ben doğru sözleri söyleyemezsem? Ya kimse benim kahkahalarımı duymazsa?
Büyük hayaller kur, derler. Hedefini yüksek tut. Ondan sonra en az 12 yıl nereye oturacağımı, ne zaman uyanacağımızı ve ne düşüneceğimizi söylerler. 18 yaşına bastığında hayatta hiçbir kararı sana bırakmamış olsalar bile senden büyük bir karar vermeni beklerler. Kararı vermen yetmez bölüm sonu canavarını yenmen gerekir. Komik olansa paranız veya notunuz yeterli değilse karar büyük ölçüde yine sizin yerinize verilir.
Bir amaç istiyordum. Bu gezegende olmak için bir neden. Meslek tanıtımı gününde broşürünü gördüğüm şiir kulübüne gitmemin nedeni buydu sanırım. Gittiğimde daha çok adsız alkolikler toplantısına veya bir çeşit destek grubuna benzediğini gördüm. Benim yaş grubuma yakın kimseyi görmedim. Sen odanın kenarında duran kürsüye yerleşene kadar. Salonda benim dışımda olan tek liseli sendin. Akaashi Keiji. Okulun bilgi deposu, 'Kalp ve Ruh' dergisinin baş editörü ve sessiz cazibesi.
"Hajime!" Oynadığı yemekten kafasını kaldırıp kendine seslenen annesine baktı. Annesi endişeli gözüküyordu. Geçen gün aldığı cezadan dolayı evden okul dışında çıkamıyordu. Açıkçası bu onun için sorun olmamıştı. Okulda ölü gibi gezdikten sonra odasına geçip kaseti dinlemeye devam etmişti. "Beni endişelendiriyorsun." İwaizumi endişelenecek bir şey olmadığını söylemek istedi. Ama bir türlü kelimeler ağzından dökülmedi. İyi bir halde olmadığını biliyordu. Zayıflamıştı, uyuyamıyordu. Asıl sorun ise bunların hiçbirini dert etmemesiydi. Sanki berbat bir halde olmak zerre umurunda değildi. "İyiyim ben."
Verebileceği en güçlü gülümsemeyi verdi annesine, suratındaki ifadeye bakılırsa çok da işe yaramış durmuyordu. Portakal suyundan bir yudum daha alıp masadan kalktı. Annesinin yanına gidip yanağına ufak bir öpücük kondurdu. "Sen dert etme beni. Kaçtım." Çantasını sırtına takıp evden çıktı.
Senin orada olduğunu görünce görünmeden çıkmaya çalıştım. Ama keskin gözlerin var Akaashi. Beni hemen fark ettin. Nasıl olduğunu bilmiyorum ama oradan bir an önce çıkmak istememin nedenini de anladın. Ve ertesi gün önümde bir defter ile duruyordun. Gerçekten ikna edici bir konuşma yapabiliyorsun. 'Düşüncelerin yaşayacak bir yeri hak ediyor. Benim yüzünden onu kafanın içine hapsetme' Vay canına gerçekten bir yazar olmalısın, çok etkileyici cümleler kuruyorsun. O gün ikna olmuştum ama sana sadece 'Belki.' demekle yetindim. Sen ise hemen gerçeği anlamıştın gülümseyerek 'Belki ile yetinebilirim.' dedin.
Geldim. Ertesi buluşmada oradaydım ve sen yine kürsüdeydin. Yazdığın bir şiiri okudun. Muhteşemdi Akaashi. Hissettiklerini herkese nasıl yansıtacağını, senle aynı hissetmelerini sağlayacağını biliyordun. Bunu öğrenmek istedim. Belki o zaman birileri beni anlar, diye düşündüm. Bu yüzden yanına geldim utana sıkıla. Geleceğimi zaten biliyormuş gibi hiç şaşırmadın. Bana yardım etmeni istedim. Gülümseyerek kabul ettin. Bu okuldaki herkes gibi sen de iyi biriydin çünkü. İmamı anladınız mı?
"İwaizumi!" Kulaklığı indirip kendine seslenen rehberlik hocasına baktı. "Efendim Bay Nobuteru?" Rehberlik hocası önce yüzünü inceledi birkaç saniye. Sonra ise elini omzuna koydu. "Bir sorunun yok değil mi?" İwaizumi başını sağa sola salladı. "Senden bugün gelecek değişim öğrencilerini gezdirmeni istiyorum. Bir kısmını Akaashi yapacak merak etme." Duyduğu isimle itiraz etmek için ağzını araladı ama reddetmesine izin vermeden tekrar konuştu. Gerçekten günlerdir hayat onunla dalga geçiyordu ya da dalga geçen sadece kulaklarındaki her kasette güçsüzleşen sesti. "Bu aralar derslerde hep uyuduğunu söylediler. Birkaç sorumluluk kafanın dağılmasını, kendine gelmeni sallar." İwaizumi yenilgiyle ağzını kapattı ve başıyla onayladı. Rehberlik hocası omzuna iki kez vurduktan sonra yanından ayrıldı. İwaizumi kulaklığı geri taktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sahanın aynı tarafı, iwaoi
FanficSelam, ben Tooru. Oikawa Tooru. Bunu hangi cihazda dinliyorsan, ayarlarıyla oynama. Benim. Canlı ve stereo. Bu kez ne bir geri dönüş vaadi ne bir talep ne de kesinlikle bir rica yok. Atıştırmalığını al. Yerine yerleş. Çünkü birazdan sana hayat hik...