~4~

134 10 4
                                    

(Küçük bir açıklama: Sanırım bunu ilk bölümde yazmam gerekiyordu ama heyecandan aklıma gelmedi. Bu benim ilk kitabım. Daha önce kendimce bir şeyler yazsam da ilk defa bunu paylaşma cesareti buldum ve hayran kurguyla başlamak istedim. Kendimi geliştirmem için düşünceleriniz önemli. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Şimdiden desteğiniz için teşekkürler <3 )

Kat kadının sorduğu soruyla endişelenmeye başlamıştı.

-Ben y-yakın arkadaşıyım. O i-iyi mi?

-Bay Rogers hastanemize ağır yaralı halde getirildi ama şu an durumu iyi.

Duyduklarıyla birlikte gözlerine yaşlar dolarken sakin kalmaya çalıştı.

-Ağır y-yaralı mı? H-hangi hastane?

-Massachusetts Genel Hastanesi.

-Hemen geliyorum.

Katerina ceketini giyip çantasını aldı. Hızlıca arabasına binip hastaneye varabileceği en kısa sürede varmak için gaza bastı. Arabadan indiği gibi koşarak hasta kayıt yetkilisinin yanına gitti. Arkadaşının kaldığı odayı öğrenip bulduğunda kapıdan çıkan hemşireyle karşılaştı.

-Bay Rogers şu an uyuyor ama korkulacak bir şey yok. Yanına girebilirsiniz fakat yormayın. Geçmiş olsun.

Kat hemşireye teşekkür edip içeri girdi. Yavaşça kapıyı kapatıp arkadaşının yattığı yatağa yaklaştı. Sarışın adam kablolara bağlı hareketsiz yatıyordu. Yüzü yara içindeydi. Kat kardeş gibi oldukları adamı o halde görünce yaşlarına hakim olamadı. Boştaki sandalyeyi yatağın yanına çekip oturdu. Sessizce ağlıyordu. Dışardan her şeyi dalgaya alan umursamaz bir ajan gibi görünebilirdi ama ne kadar duygusal olduğunu sadece en yakınları biliyordu. Dostunun sarı kirpiklerinin kıpırdadığını görünce elinin tersiyle gözlerini sildi. Kaptan bakışlarını ona çevirdiğinde ağladığını anlaması pek uzun sürmedi. Derin nefes alarak kendini konuşmak için zorladı.

-Ben ölmedim daha lütfen ağlama güzelim...

Katerina onun elini tutup gülümsemeye çalıştı.

-Ağlamıyorum yakışıklım şükürler olsun iyisin kendini yorma konuşacak çok vaktimiz var sonuçta 🥺

Steve gülümsedi. Ona anlatması gereken önemli şeyler vardı ama bunun için hali yoktu. Düşüncelerini Kat'in güzel sesi böldü.

-Ben hemşireye uyandığını söyliyim sonra da daha ne kadar burda kalman gerektiğini öğreniyim :)

Kaptan başını olumlu anlamda sallarken kızıl ajan odadan çıktı. Biraz sonra geri döndüğünde yerine oturup kollarını göğsünde bağladı.

-Bu gece burdayız yarın sabah tekrar durumuna bakacaklar. Bizimkilere de haber verdim hepsi geçmiş olsun diyor. Natasha'yı buraya gelmemesi için zor ikna ettim 🤭

Kat imalı şekilde sırıtırken Steve gülümseyerek gözlerini kaçırdı. Gece kaptan yeniden uykuya dalarken kızıl ajan uyumayıp çantasındaki kitabını okudu. Sabaha karşı kitap kucağına başı önüne düştü. Birkaç saat sonra arkadaşının sesiyle gözlerini araladı.

-Kat! Katerina uyan! Boynun tutulacak, neden böyle uyudun ki?

Kat esneyip gerindi. Kızarmış gözleriyle karşısındaki adama baktı.

-Sana da günaydın dostum.

-Belli ki uyuyalı fazla olmamış. Kat benn... Teşekkür ederim. Yanımda olduğun için...

Katerina uzanıp onun kolunu okşadı.

-Teşekkür edecek bir şey yok dostum arkadaşlar bugünler için vardır. Hem biz... kardeşiz 🥺

Steve gülümseyerek elini onun elinin üzerine koydu.

-Kardeşiz tabi benim güzel kardeşim 🥺

Kat, Steve'in kahvaltı yapmasına yardım ettikten sonra doktorun onu kontrol etmesi için odadan çıktı ama odaya yalnız dönmedi. Natasha dikkatlice Steve'e sarıldı.

-Sana bir şey olacak diye çok korktum 🥺

Kaptan gülümseyerek güzel ajanın sarılışına karşılık verdi.

-Ben iyiyim korkacak bir şey kalmadı hem biliyorsun bunu bütün gün yapabilirim :)

Nat gülerek geri çekildi. Sam elini arkadaşının omzuna koyup hafifçe sıktı.

-İyi olduğuna sevindim dostum doktor çıkabileceğini söyledi tabi bolca dinlenmen şartıyla :)

Steve: Sağol dostum harika daha fazla burda kalmak istemiyordum :)

Kat: O zaman Sam giyinmene yardım etsin biz de çıkış işlemlerini halledelim :)

Üsse döndüklerinde dördü de Steve'in odasındaydılar. Steve yatakta uzanıyor, Natasha yanında oturuyordu. Sam ve Katerina ise odadaki koltuklardaydılar.

Sam: Daha iyi olduğuna göre bize neler olduğunu anlatırsın diye düşünüyoruz.

Kat: Bunu sana kim yaptı?

Steve: Bunu bana...

READY?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin