~28~

50 6 0
                                    

Kafalarını kaldırıp karşılarında duran Wanda'ya baktılar.

-Kusura bakmayın bölüyorum çifte kumrular 🤭

Mila kızararak baktı genç kıza.

-Sorun değil Wanda otursana :)

Wanda yanlarına oturup gülümseyerek baktı onlara.

-Çok rahatsız etmiycem sizi merak etmeyin hem tebrik ediyim hem de ikizimi nasıl affettin onu dinliyim dedim 😌

Pietro, Mila'nın saçlarından öptü koklayarak.

-Yemeklerde ikizimin yardım ettiğini söylemiştim sevgilim bu yüzden planımdan da haberi vardı :)

Mila, Pietro'nun yanağını okşayıp gülümseyerek Wanda'ya döndü.

-Eline sağlık güzelim yemekler çok lezzetliydi :)

-Afiyet olsun tatlım ama Pietro'nun da payı büyük 😌

-Hem becerikli hem romantik bir sevgilim olduğu için çok şanslıyım 😌

-Eee anlat bakalım bu romantik sevgilin ne dedi de seni ikna etti 😌

Pietro gülümseyerek hayatındaki en değerli iki kızı izliyordu. Mila aşkla onun gözlerine baktı.

-Özür diledi, hislerini ve neden öyle davrandığını söyledi, bizimle ilgili hayallerini anlattı ben de affettim :)

-İyi ki affetmişsin çok tatlı bir çift oldunuz bence çok yakışıyorsunuz 😌

-Teşekkür ederiz :)

Wanda kalkıp üstünü düzeltti.

-Ben artık siz çifte kumruları yalnız bırakıyım sonra görüşürüz 😌

İkisinin de yanaklarına öpücük kondurup üsse döndü. Pietro, sevgilisinin kucağındaki defteri açıp içindeki resimleri izlemeye başladı.

-Çizmeye ilk ne zaman başladın bitanem :)

-Küçükken, H-hydra'nın eline geçmeden önce... Babamla çizerdik hep... Berbattım o zamanlar ama o hep beni destekledi. O c-cehennemden kaçtıktan sonra hep onun sözlerini hatırlayarak geliştirdim kendimi. Elini kalbime koyardı ve "Bu kalp minik olabilir ama içinde kocaman bir güç ve cesaret var. Babasının savaşçı prensesi bu sayede istediği her şeyi başarabilir." derdi. Aslında k-kaçmamı da bu sözler sağladı...

Bunları konuşmak güzel kızın kalbindeki yaraları kanatmıştı. Üstünden zaman geçmesine rağmen hiçbir zaman saramamıştı bu yaraları. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Pietro sevgilisinin gözlerini silip ona sarıldı sıkıca. Saçlarından öptü koklayarak.

-Ben özür dilerim bilmiyordum 🥺

Mila burnunu çekip aşık olduğu adama baktı.

-Sorun değil sevgilim hem bunca yıl sonra paylaşmak iyi gelir belki 🥺

-Ben duygularını paylaşmak, sorunlarına çözüm bulmak ve yaralarını sarmak için hep burda olucam nefesim söz veriyorum 🥺

Pietro aşık olduğu kadına sıkıca sarılıp dudağından öptü koklayarak. Mila da sarılışına karşılık verip sokuldu ona. Pietro güzel kızın saçlarını okşamaya, Mila ise sessizce bunun tadını çıkarmaya başladı.

                               𓆩♡𓆪

Kat alışverişten dönmüş evinin mutfağında kahvaltı hazırlıyordu. Bucky hala uyanmamıştı. Büyük ihtimalle çok geç uyudu diye düşündü. Sessizce işine devam ediyordu. Buzdolabına gitmek için dönmesiyle yakışıklı adama çarpması bir olmuştu.

-İyi misin özür dilerim...

-İyiyim sorun yok sen ne zaman geldin?

-Şimdi... Seslenecektim ki bana çarptın.

Kat karşısındaki adamın mavi gözlerine baktı. Deniz onun hep sakinleştiricisi olmuştu. Çok kızgın olduğunda deniz kenarına gider, kumlarda ayaklarına çarpan dalgalarla yürür, denizin sesini dinlerdi. Deniz gözlü bu adama aşık olması tesadüf müydü? Derin nefes alıp söyleyeceklerine odaklandı.

-Benn... dün gece için teşekkür ederim. Belli ki benim yüzümden çok geç uyumuşsun. Güzel bir kahvaltı etmek istersin diye düşündüm 👉🏻👈🏻

-Teşekküre gerek yok sorun da yok. Sen benim için çok şey yaptın ben de en azından bunu yapıyım değil mi?

Katerina'nın korktuğu başına gelmişti. Duygularının karşılığı olduğu için değil yaptığı iyiliklerin karşılığı olarak yapmıştı bunu. Gözlerinin dolduğunu hissetti. Bucky'nin görmemesi için mutfak tezgahına döndü.

-Kahvaltı hazır oturmak istersen...

Bucky kendine sandalye çekip oturdu.

-Sen oturmayacak mısın?

-Aç değilim...

Kat kapıdan çıkacağı anda Bucky kalkıp kızıl ajanın bileğini tuttu. Onu kendine çekmesiyle burun buruna gelmeleri bir oldu. Kat yutkunup gözlerini ondan ayırmayan yakışıklı adama baktı. Bucky aşık olduğu kadının canını acıtacağından korkarak onun bileğini bıraktı.

-Zor bir gece geçirdin, bir şeyler yemen gerekiyor Katerina. Böyle dolaşamazsın.

Kat şaşkınlıkla karşısındaki yakışıklı adama baktı. İlk defa ismini kullanmıştı ve ilk defa kendi ismi, melodi gibi gelmişti Katerina'ya.

-Ben... P-peki...

Geçip Bucky'nin sandalyesinin karşısındaki sandalyeye oturdu. Bucky de yerine geçti. Sessizce kahvaltı etmeye başladılar. İkisi de birbirlerine kaçamak bakışlar atıyordu. Sessizliği bozan Bucky oldu.

-Her şey çok lezzetli olmuş eline sağlık.

-Afiyet olsun.

Bucky nefes verip karşısındaki güzel kadına baktı. Artık bir şeyler demeliydi.

-Hep böyle mesafeli mi olucaz? İki yabancı gibi...

Kat şaşkınca bakışlarını tabağından ayırıp aşık olduğu adama çevirdi. Yoksa beklediği o itiraf...

-Nasıl o-olmalıyız p-peki?

-Arkadaş olabiliriz. Neden tüm bu soğukluğa son verip birbirimizi daha yakından tanımaya çalışmıyoruz?

Yine yeni yeniden hayal kırıklığı... Kat duyduklarına inanamıyordu. Arkadaş mı? Ciddi miydi? Arkadaş olmak mı istiyordu? Evet derse belki de sevgili olma şansını kaybedecekti ama hayır derse onu tamamen kaybedecekti. Arkadaş kalmak zorunda olsa bile onu yanında istiyordu. Yine gözlerinin dolmasını engellemek için dudağını ısırdı.

-Peki a-arkadaş o-olalım...

Bucky gülümsedi. Kızıl ajanın duygularından habersiz, iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyordu. Arkadaş olduktan sonra duygularını daha kolay itiraf edebileceğini düşünüyordu. Beraber mutfağı topladıktan sonra deneylere devam etmek için Katerina'nın labaratuvarına indiler.

                              𓆩♡𓆪

Aradan bir hafta geçmişti. Kat her gün sıkı şekilde çalışmış Bucky'nin beyninin etkilenen kısımlarını bulmuştu. Bucky ise her geçen gün daha iyiye gidiyordu. Bucky yine salonda oturmuş Katerina'nın dönmesini bekliyordu. Anahtar sesini duyunca ayağa kalktı. Belli ki gelmişti. Gülümseyerek kapıya yaklaştı. Katerina'nın yaralar içinde yere yığılmasıyla gülen yüzü dehşete büründü.

READY?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin