21

2.8K 448 162
                                    

taehyun: suratın niye asık

beomgyu: degil asık falan
nereden cıkardın

taehyun: görüyorum beomgyu
niye asık suratın
noldu

beomgyu: jooyeonlarla özel bi sey konusuyoruz
fazla merak iyi degil canım tavsiye etmem

taehyun: üzgün görünüyosun ama
üzdüler mi seni

beomgyu: hayır
iyiyim ben
merak etme

taehyun: annemin evine gidiyorum
kafa dinlemeye
gelmek ister misin

beomgyu: sen gelmemi istiyo musun

taehyun: istemesem sorar mıydım??
gidiyorum yavastan
istediginde gel
soru sormamı istemiyosan da merak etme sormam bi sey
otururum sessizce
görüsürüz

**

Uzun süre bağdaş kurarak oturmanın verdiği rahatsızlıkla bacaklarını uzatırken görüş açısına giren bedenle gülümsedi. Beomgyu bir şey söylemeden elindeki kitabı yere bıraktı ve hemen ardından kendisi de eğilip bağdaş kurarak yere oturduktan sonra kitabını kucağına alıp sayfalarını karıştırmaya başladı. Konuşmak istiyordu ancak ne konuşacağını bilmiyordu bu yüzden sessiz kaldı. Aralarında hiçbir diyalog dönmüyor, yalnızca kuşların ve Beomgyu'nun durdurak bilmeden sayfalarını çevirdiği kitabının sesi çıkıyordu.

"Üzgün olmadığına emin misin?" Taehyun ilgilenmiyor gibi yaparak telefonunu çıkardı ve oyalanmak için rastgele uygulamalar açmaya başladı. Bir yandan da merakla Beomgyu'nun soruyu cevaplamasını bekliyordu. "Eminim." diye cevapladı oldukça kısık çıkan sesiyle. "Tamam o zaman." üstelemek istese de üstelememesi gerektiğini düşünüp sessizliğe gömüldü. Beomgyu'da bir şeylerin ters gittiğini görebiliyordu ancak görmek dışında elinden bir şey gelmiyordu. 

Birkaç dakika boyunca ikisi de konuşmadı. Taehyun telefonuyla ilgileniyor gibi yapmaya devam ederken arada bir Beomgyu'ya yakalanmamayı umarak göz ucuyla onu izledi. Beomgyu ise geldiğinden beri yaptığı şeyi yapmaya devam etti ve kitabını kucağından asla indirmedi.

"Beomgyu-"
"Soru sormamı istemiyorsan sormam sessizce otururum dememiş miydin sen?"

Gözleri birbirlerini bulduğunda Taehyun eliyle ağzına fermuar çekiyormuş gibi yaparak sustu ve arkasına yaslandı. "Üzgün değilim sadece beni geren birkaç şey var ve onları fazla düşündüğümden dışarıya odaklanamıyorum." Taehyun konuşacak gibi olduğunda Beomgyu onun yerine konuştu. "Beni geren şeyi soracaksın." dedi ve Taehyun'un hızla kafasını sallayışını görünce istemeden güldü. "Birinden hoşlanıyorum."

Taehyun'un yüzündeki ifadenin değişimini izledi. Kaşları çatılmış ve yüzüne bakınca insanı üzen bir ifade yerleşmişti. Gözlerini Beomgyu'dan çekti ve ellerine indirdi. Bir yandan da elleriyle oynuyordu.

"Seni geren şey birinden hoşlanıyor olman yani?" diye sordu konuşmama kuralını bozarak. Sesi sakin ve kısıktı. "Hoşlandığım kişi biraz şey," Beomgyu uygun kelimeyi ararken saçını kaşıdı. "Ney?"
"Deneyimli? Yani öyle görünüyor."

Taehyun'un kaşları mümkünmüş gibi daha da çatıldı ve Beomgyu'ya baktı. "Bakma öyle."
"Deneyim ne alaka?"
"Ne bileyim ben aşk falan beceremem gibi geliyor onun yanında."
"Bunun deneyimi mi olur salak. Birini seversin o da seni sever olur biter."
"Profesör konuştu."
"Sence de yeterince profesör gibi değil miyim canım?"
"Sorun da o işte."

Kendi kendine fısıldamayı umduğu şey beklenenden biraz daha yüksek sesle çıktığında Taehyun'un şüpheli bakışları altında ezilmeye başladı. "Ne demek o?"
"Bir şey demek değil."
"Sen bir şeyler çeviriyorsun."
"Seni şişe takıp ateşte çevirmeme son üç Taehyun."

Taehyun güldüğünde kendisi de güldü. "Ne vahşi bir çocuk oldun sen ya."
"Senden geçti."
"Ben de birinden hoşlanıyorum."

Taehyun aniden konuyu bambaşka bir yöne çektiğinde bu sefer yüzü düşen Beomgyu oldu. "Kim?"
"Niye söyleyeyim? Sen söyledin mi."
"Söylemediğine göre tanıyorumdur."
"Sen de söylemediğine göre ben de tanıyorum o zaman."

İkisi de kıstıkları gözleriyle birbirlerine şüpheli bakışlar yolladı. "Soobin'den mi hoşlanıyorsun yoksa Beomgyu?"
"Hueningkai'den hoşlanıyorsun yoksa?"

Aynı anda konuştuklarında ikisi de birbirlerine yönelttikleri sorulara yüzlerini buruşturarak yanıt verdi. "Ne Soobin'i be."
"Ne hueningkai'si lan."
"Kim o zaman?"
"Söylemem dedim."
"Tanıdığım herkesi tek tek sayarım bak."

Taehyun gözlerini devirdi. "Say, cevap alamayacaksın."
"Yuna?"
"Hayır."
"Jihoon?"
"Hayır."
"Sam?"
"Saçmalama."
"Daeun?"
"Hayır."
"Luna?"
"Yok artık."
"Sieun?"
"Gerçekten saçmaladın."
"Woo?"
"Sensin, gerizekalı."

Taehyun bir anlık sinirle Beomgyu'yu cevapladığında Beomgyu sustu ve şaşkınlıkla açılmış gözleriyle Taehyun'a baktı.

"Sensin..." dedi gözlerini Beomgyu'dan çekmeden. "Hoşlandığım kişi sensin."

tongue tied • taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin