Haruto Karina'nın ona attığı yumruğa karşılık başka bir yumruk daha savururken nefes nefeseydi. Tüm enerjisi bitmiş ve tükenmişti. Kalbi maraton koşmuş gibi hızlı atıyor, saçları terden alnına yapışıyordu.
Karina'nın da ondan aşağı kalır bir yanı yoktu. Aralarındaki tek fark, Karina'nın enerjisinin bitmemesi ve bitecek gibi durmamasıydı.
"Biraz daha hızlı mı olsan? Acaba yaşından dolayı mı böylesin?" Karina'nın Haruto'yu kızdırmak için söyledikleri onun biraz daha güçlü bir yumruğu Karina'nın karın boşluğuna geçirmesine neden olmuştu.
İki saattir antrenman yapıyor olmalarına rağmen Haruto sınırlarını zorladığını hissedebiliyordu. Karina ise daha yeni başlamışlar gibi sürekli hareket ediyor, yerinde duramıyor ve Haruto'nun dikkatini dağıtacak şeyler yapıyordu. Bir sağa kaçıyor, bir Haruto'nun arkasında beliriveriyordu. Ve yaptığı her hareketle Haruto'yu daha da şaşkına sokuyordu. Eğlendiğini ise gizlemeye gerek duymuyordu.
Karina sol yumruğun savurur gibi yapıp sağ yumruğunu Haruto'nun omzuna geçirdikten sonra ona fırsat vermeden hızla geriye kaçtı. Onun yorulmasını sağlarken en az o da onun kadar yorulmuştu. Fakat Haruto'nun ona yenilecek olması bütün enerjisini yerine getirmiştii. Şimdi de kendisi sürekli hareket ederek onun kafasını karıştırıyordu.
Haruto Karina'ya tekme atmak için geriye çekildiği anda Karina yavaşlığını fırsat bilerek Haruto'nun üzerine yürüdü. O tekme atmak için fırsat kolladığı sırada Karina ona fırsat bırakmadan kısa boyunu kendi yararına kullanarak karın boşluğuna atabildiği en sert yumruğu attı.
Her zayıflığından faydalanmayı kafaya koymuştu, bu maçı o kazanmalıydı.
Haruto daha fazla dayanamayarak kendini yere bırakırken elindeki eldivenleri çıkartıp Karina'ya doğru fırlattı. "Yeter bu kadar." derken hırıltılı sesiyle Karina gülmeye başladı. Maçı kazandığı için mutlu olmuştu ve kibarlık yapıp bunu Haruto'nun yüzüne vurmaktan da geri kalmayacaktı.
Haruto mutlulukla gülen Karina'ya ters bakışlar atarken başını ringin kenarında onları izleyen adama çevirdi. "Görüyorsun değil mi?"
Karina'nın beraber antrenman yaptıkları ringin yanına ne zaman geldiğini analamadığı Daichili adamı üçüncü görüşüydü. Öncekilerin aksine adam ne ciddi bakışlar atıyordu ne de birilerini azarlıyordu. Haruto'ya gülerken gözlerinin içi gülüyor, ikisinin birbirleriyle kavga etmesini izlerken keyif bile alıyordu.
Adam ringe girdiği sırada elinde tuttuğu su şişelerinden birisini Karina'ya doğru uzattı. "Bu salağı bu kadar yormayı başaran ilk kişi olabilirsin."
Haruto adam ringe çıktığı sırada yere yatmış nefeslerinin düzene girmesini beklerken tavanı izliyordu. Yorgunluktan elini bile zor kaldırıyor olsa da adama doğru dönüp "Çeneni kapalı tutamıyor musun sen Yusei?" dedi. "Ben izin verdim onun kazanmasına."
Yusei dediği adamın bir cevap vermesine kalmadan Karina Haruto'ya doğru yürüyüp tepesine dikildi. Tek ayağı ile omzuna bastırırken "Bir şey mi demiştin?" diye sordu.
İkisi de Karina'nın Haruto'nun omzuna sert darbeler indirdiği için omzunda çürükler oluşacağını, Karina şu an omzuna böyle bastırırken canının da yandığını biliyordu.
Haruto'nun ağzından acı dolu bir initli kaçtığında Karina onun da canı yanmış gibi hisetti. İlk defa birisinin canını acıtırken kendisininkinin de acıdığını hissetmişti.
Bu adamlarla geçirdiği zamanlarda normal insanların sahip olduğu duyguları kazanmaya başlıyordu yavaş yavaş.
Yerde yatan Haruto Karina'nın ayağını omzundan çekti. "Uzaklaş benden."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Ölüler
Ciencia Ficción{Bilim Kurgu, Romantik} Karina hatırlamadığı bir geçmişe sahipti. Ne ailesini ne de küçüklüğünün geçtiği ülkeyi hatırlıyordu. Ailesi savaştan kaçması için onu düşman ülke olan Tamsha'ya yolladığında tek bildiği onların varlığıydı. Zaten daha sonrası...