"Bu gün de dahil olmakla son bir haftadır Türkiye için zor günler geçiriyoruz. İnsanların psikoloğuna toplu şekilde aynı rahatsızlıktan söz etmesi ülke genelinde tuhaf olarak karşılanıyor. Ne yazık ki bununla da kalmıyor toplu intiharlar gerçekleşiyor. Hiç kimse olayın ardındaki sır perdesini çözemiyor."
Babam dalgın bir şekilde ekrana kitlenmiş oturuyordu. "Çok tuhaf " dedi sakalıyla oynayarak
"Çocuğunuz kaybolmuş, bilmediğimiz birileri tarafından eve getiriliyor ve sizin tek düşündüğünüz şey Türkiye gündemi. Öyle mi?"
Teyzem sırtımdaki çantayı belimi koparır gibi alıp kenara fırlattı. Üzerimdeki gömleğin de fırlamadığına şükrettim.
Ağız burun kayması yaşayan papyonumu düzelttim ve babama ters bakış attım.
"Aman iyi işte sonuç olarak. Baksana ne kadar insan ölmüş. Tabii ki önemli."
Teyzemin elinden tutarak ona yapmamasını söyledim. Zaten konuşmak da fayda etmiyordu.
Minik ellerim avuçlarının içinde kayboluyordu. Hemen bir öpücük kondurdu, beni mutfağa doğru sürükledi.
"Teyze nolur daha fazla bir şey sorma" dedim ilk önce onun konuşmasına izin vermeden. "Her şeyi anlattım, otobüsü tanımadığımız kişiler bastı ve ben korkup, kaçtım."
"Peki daha sonra neden tanımadığın insanlarla eve geldin?"
Bu soruyu sormasını bekliyordum fakat yine garipsemeden edemedim. Sonuçta onları tanıyordum.
"Kayboldum çünkü başka şansım yoktu. Kahramanlık yapamazdım."
Yağlı ellerini umursamadan üzerime doğru geldi. Gözleri dolu dolu beni sıkıştırdı ve sarıldı. Karşılık verip vermemek konusunda kararsızdım çünkü feci yağ kokuyordu. Muhtemelen bana da bulaşmıştı.
"Teyze lütfen."
Babamın yan odadan kanepeyi kırar gibi kalkması teyzemin düşüncelerini dağıtmıştı. Korkak adımlarla kapıya doğru ilerleyip ne olup bittiğine baktı. Pek meraklı olmasam da arkasından ben de ilerledim.
"Duydunuz mu ya?" diyerek kahkahayı bastı babam. Kaşlarımı istemsizce çattım ve benden bir hayli uzun olan teyzeme baktım. Omuzlarını bilmiyorum diyormuşcasına çekti.
"Yeniden karantina olma ihtimali varmış. Son zamanlar ülkede olanlar herkesi bir hayli tedirgin etmiş. Bir süre evden çıkmamakta fayda var."
"Hadi yine iyisin okula gitmezsin."
Eğilerek kulağıma fısıldayan teyzeme ters ters baktım. Benim istediğim bir şey değildi ki bu. "Ama teyze ben okulu seviyorum."
Elimden tuttu, beni oturma odasına doğru götürdü.
"Bugün birlikte uyuruz artık" diyerek kendince şaka yaptığını düşündü annem.
Fakat bunun haricinde olanları dikkate almak çok korkunç geliyordu. Bir şekilde bu olaylar patlak vermiş ve bizi çoktan aramaya başlamışlardı bile. Belki avantajlı gözüküyorduk, belki de kendimizi çoktan ele vermiştik.
Birkaç adım geriye gidip tüm herkese göz gezdirdim. Şimdilik garip bir şeyler yok gibi gözüküyordu. Kimse bana garip garip bakmıyor, şüphelenmiyordu.
Sessizce odama doğru yola koyuldum. Eğer gerçekten annemin dediği gibi birlikte uyursak durum daha da vahim olurdu.
"İfşa olduk."
Odaya girer girmez yine o koca göbekli ve sıska olan iki kişiyi karşımda buldum. Buraya tam olarak nasıl girmişlerdi?
"Sakın sigara içeyim deme. Ben bir çocuğum ve burası koksun istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yatağımın Üzerindeki El (MS)
HorrorMini Seriler 1. Mini Seriler birbirinden bağımsızdır. Çocuk gözlerini insanlara dikmiş öylece bakıyordu. Gözlerini kırpmadan sadece onları izliyordu. Üzerindeki elbise formunda pijama onu pis gösteriyordu. Rengi sararmış ve biraz kirliydi. "Korkuyo...