Adım 7 - Sen De Dahil

0 1 0
                                    

Gezegenimiz aslında bomboştu.

Ya da yaşadığımız dünya dersem daha anlaşılır olurdu.

Şu an gördüğünüz insanlar sadece şu an değil her zaman var olacaklar. Onlar ölmez, şekil değiştirmez. Siz sadece hatırlamazsınız.

Ve aslında siz göre onlar yoktur, birer bottur. Siz olmazsanız, her hangi bir zaman diliminde, her hangi bir yerde bulunmazsanız sizin hayatınızda rol almaz ve var olmaz.

Fazla kafa karıştırıcı o yüzden her şey boş. Kafa yormaya değmez.

Tekrar hayata geleceğim günü iple çekerken aslında hayata bir daha gelmeyeceğimi, kimsenin hayatında bir figüran olmayacağımı veya kendi figüranlarıma sahip olmayacağımı anladım. Belki de bu daha iyiydi. Belki de değildi. Bir şey için önceden gerekeni söylemek de boştu.

Fakat her ne olursa olsun yaptığım şey birer saçmalıktan ibaretti. Şunu da söylemek gerekir ki, hiçbir zamanın, yaşamın çizelgesini bozmak mümkün değildir. O var olan ve kendisinin bildiği bir şeye sahiptir, ona adeta programlanmıştır.

Bu böyle gider.

Odaya girdim ve teyzemin her şeyi unuttuğundan emin olana kadar oradan çıkmadım. Beklediğim süreçte bir sürü kendimce önemli kararlar da vermiş bulundum.

Yatağın altına girdim ve oradaki beni zor da olsa dışarı çıkardım.

"Bitkisel hayata girmişsin burada, kendine gel" dedim hafiften yüzüne vuruyorken. Gerçi bunu söylemem de anlamsızdı çünkü çocuğa bu hayatı yaşatan bendim.

"Son kez birlikte parka gidelim mi?"

"Bu dengeyi bozmaz mı?"

Altta kaldığı sürece olaylardan o kadar haberi vardı ki verdiği soru bana bile garip gelmişti. Kendimi toparladım kısa sürede ve cevap verdim.

"Dengeyi biz yeterince bozduk zaten. Boşver."

Camdan atlayıp karşıdaki küçük parka gittik. Bana artık yabancı biri gibi geliyordu. Asla samimi olamıyor, herhangi bir özlem duygusu bile hissetmiyordum. Onun da benim hakkımda ne düşündüğünü bilmek isterdim doğrusu fakat aşağı yukarı aynı olduğunu tahmin ediyordum nedense.

Tam parka girince uzaktan gelen arabaların kokusu burnuma geldi. Çok fazla zamanımız olmadığını biliyordum. Hemen kendini toparlamalı, mövzuya girmek zorundaydım.

"Koş."

Ağzımdan çıkan tek kelime bu olmuştu. Çünkü zamanımız yoktu. Kardeşimi özgür bırakmıştım, şimdi hapis olmam gerekiyordu.

Bir cana karşılık bir can.

Kardeşim elimden tuttuğu gibi beni de kendisiyle birlikte çekiştirdi. Geldiğimiz yerden geri döndük ve tekrar odaya girdik. Kendimi inanilmaz suçlu gibi hissediyor, diğer yandan da umutlu olmak için bir sebep daha çıkmasına seviniyordum.

Zamanım olduğu sürece şansım da vardı.

İçeri girdiğimiz zaman teyzemin ya da teyzemizin alel acele elindeki kağıtta bir şeyler yazdığını fark ettim. Şaşırmış olmalıyım ki ben bile ilk saniye neler olduğunu anlayamadım.

Kadının elleri titriyor, gözleri yaşlar içerisinde kalmıştı. Bizi fark etmesi biraz zaman almıştı. Fark edince de çığlık atmış ve kapıya doğru sendelemişti.

Gerçek Anıl olan Anıl onun elinden tutarak çıkmasına izin vermedi.

"Burda kalırsa peşinde olanlar içeri giremez. Bu riski göze alamaz değil mi?"

Yatağımın Üzerindeki El (MS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin