Korku bütün bedenimi ele geçirmişti ve ben bu yabancı adamın göğsüne saklanmış gözyaşalarımı onun siyah tişörtüne damlatıyordum.
Yabancı adam gıkını bile çıkarmadan öylece durmuştu.
Burnumu çekerek hıçkırdım.Gözyaşlarım yavaş ve usulca akıyor,adamın tişörtünde küçük bir gölcük oluşturuyordu.
Adam derin bir nefes alıp saçıma doğru nefesini bıraktı.Bu hareketti yavaşça yutkunmama neden olmuştu.Adam kafasını arkasında duran duvara yasladı ve " daha ne kadar sürer tahmini?" dedi.
Ses tonu ne yumuşak nede sertti.Çok güzel ve kulağa hoş geliyordu.
Kafamı göğsünden kaldırarak çenesinin altından adama baktım ve " ne anlamadım?" dedim.Adam konuşmamala bakışlarını aşağıya eğdi ve ağlamaktan kızaran burnuma ve gözlerime bakarak " ağlaman diyorum,Tahmini ne zaman bitter?" dedi bir gözünü kırpıp kafasını oynatarak.Kaşlarımı alayla çattım ve bi iki adım geriye giderek kafamı onun yüzüne baka bilmek için havaya kaldırdım o da tam tersini yaparak bakışlarını eğdi. " Hah!" dedim alayla ve devam ettim: " Hem beni kaçır hemde ağlamamı sorgula" dedim.
Adam kafasını dayadığı yerden kaldırdı ve ellerini göğsünde birleştirerek ukalaca dudağının sol tarafını yukarı kıvırdı ve konuştu; " Kaçırdım öylemi?" dedi ve kaşlarını alayla çatarak başını benim başımla aynı hizaya getirdi ve devam etti ; " kesin ben seni korkuttum,kesin ağlatmışımdır da" dedi ve durdu.E lerimi göğsümde birleştirdim ve bi ayağıma öne atarak konuştum ; " Bak nasılda biliyorsun.Sen çok kız kaçırdın galiba?" dedim gözlerimi kısarak.
Yaramazca adım attı ve burunlarımızın arasına bi karışlık boşluk bırakarak konuştu.Konuşurken gözünden geçen o yaramaz ışıltıyı gördüğüme yemin edebilirim. " Doğru çok kız kaçırdım ama," alt dudağını dişlerinin arasına alarak ezdi ve devam etti; " hiç çıplak kaçırmamıştım" dedi.Gözlerim iri iri açılırken yanaklarım ve dudaklarım kıpkırmızı olmuştu.Dudaklarımı birbirine bastırarak utancımı yok etmek istesemde olmamıştı.Adam gür bir kahkaha patlattı ve bende yavaşça çıplak bacaklarıma bakarak gözlerimi sıkıntıyla yumup ellerimi minik bir yumruk yaptım ve dehşetle bağırıp adama saldırdım;
" Sapık!"
"Irz düşmanı!"
" Tacizci coşkun seni!"
"Edepsiz! tüh sanada kalıbınada!"
" Yollarım seni pislik!"
"A,dostlar sapık var sapııık!"
" Azmış öküz seni ! davar!"
" Kız kaçırmışta,çıplak hiç kaçırmamış mış! lafa bak ya lafa!"
" Haya yoksunu seni!"
Yüzüne siper ettiği kaslı ve damarlı pürüsüz kolunu ısırarak,saçının önünde güzelce düzeltiği saçını tutum ve yere doğru çekerek duvarın arkasından çıkarak koşmaya başladım.Daha hızlı koştum ve arkamda postalları yere hızla inip kalkan ve deprem etkisi yaratan adama baktım.Aramızda hiç mesafe yoktu resmen!
Daha hızlı olmaya çalıştım.Taki arkamdaki adam bağırıp önümdeki adamlara " O kızı yakalayın!" diyene kadar.Kafamı yerden kaldırıp önümdeki adamlara baktım.Ve gördüğüm kişiler sayesinde kaşlarımı çattım ve nefes nefese " Adnan,Mert?" dedim. Tam tökezleyip düşüyordum ki Adnan bir kolumdan Mert'de bir kolumdan girerek beni iri bedenlerinin arasındaki boşlukta tutular.Mert hızla söze daldı " Ezgi n'oluyor allah aşkına.Bu ne hal?" diye sordu.Baygın bakışlarımı Mert'e kaldırdım ve ela gözlerine baktım. " Mert...Çok yoruldum" dedim.Mert ve Adnan birbirlerine bakarak kaş göz işareti yaparken aynı anda kolarımdan tutarak beni arkalarında duran jeepin kaputuna otturtular.Ve Adnan jeepin arka kapısının açarak bi şişe su uzattı bana.Hızla suyu açtım ve suyu içiyordum ki Sezgin bağırdı " Lan oruçlusun oruçlu!" dedi.Hızla suyu dudaklarımdan uzaklaştırarak gözlerimi iri iri açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABURGA
Teen Fiction" Barın ağabey.Babam neden uyanmıyor? hani ben uyan dediğimde uyanacaktı.Yoksa elma dersem çık armut dersem çıkmamı oynuyoruz ha?" Barın ağabey gözlerinde yaşlarla bana baktı." O zaman Elma.Ama bak çıkmıyor...Elma dedim baba! çık! n'olur çık!" Gözle...