Hayırlı İş

430 68 9
                                    

Samet altı üstü okul pantolonu alacaksın kaç çeşidi olabilir lan , dedim.. Dinlemiyordu. Yok çıkalım demek üzere bana baktı ama bakışlarımdan korkmuş olacak ki, eline bir pantolon alıp denemeye gitti. Kızları bunun kadar beklemeyiz inşallah diye geçirdim içimden. Hadi oğlum daha kızların yanına gideceğiz diye bağırdım. 

- Tamam kanka alalım bunu ya.

- Kanka kızları da bu kadar beklersek işimiz var.

- Hadi hadi tamam gidelim.


Yolda giderken Samet'in inanılmaz düşüşü karşısında inanılmaz bir kahkaha patlattım. 10 dakika geçmesine rağmen hala gülüyordum.Tamam benim kadar uzun olmasa da uzun bir insandı, ve yere çullanışı beni benden aldı. Suratıma sinirli bakışını hala hatırlıyorum. Uzun bir gırgır muhabbetinden sonra hele şükür gittik kızların yanına, bir de ne görelim.

Etek deniyor.. Tabiki de olamaz.

- Su elinde ki ne canım?

- Eteeeek..

- Bırakacağını biliyorsun değil mi?

- Evet, dedi üzülerek.

- Hadi o zaman realist bir alışveriş yapalım. Sameeeet kardeşim düşüşünü anlatmak istemez misin kızlara? dedim gülerek..

Samet kızarmıştı, kızsa da gülerek anlatmaya başladı. Ortamı yumuşatmayı başardım hele şükür. Çoğu zaman benim dertlerim yüzünden onları üzgün görmek beni üzüyordu.

- Su bak ne güzel bir etek değil mi?

- Aa evet aşkım, yoksa almama izin mi vereceksin. Bunu söylerken çok güzel gülmüştü ama onu kandırmak için yaptığımı bilmiyordu tabii.

- Tamam hadi dene olursa alalım.

- Aaaa harbi miiiii?

-Tabiki de hayır sakin ol..

Sağlam bir tekme yedim, pislik diye haykırdı.. Gülmeye devam ediyordum. Su'ya olması gerekenden fazla bağlıydım. Annemden sonra en değer verdiğim kız o idi. Sarımsı saçları , saçlarının arasından gözüken mavi gözleri, narin pamuk gibi elleri , sanki beni sevmek için fazla güzel bir kızdı. Bunu bir önemi yoktu sonuçta, sevgilim. Bunları düşünürken Samet'in kafasında ki tilkileri düşünebiliyordum. Cemreye açılmayı planladığı belliydi.

Evlere dağılırken espriler üst üste geliyordu. Aklım eve gitmek de kalmıştı, eve gitmem yine kabuslar demekti..

Neyse şuan tadımı kaçırmak istemiyorum, o yüzden esprilere katıldım bende..

Kızları oturdukları saçma mahallelerine bıraktıktan sonra evlere doğru yürümeye başladık.

Samet'in esprileri iğrenç olsa da onun dediklerine katılarak gülüyordum, sanırım saçmalamayı seviyorduk ikimizde.

Kafam zaten dalgındı, Samet'in bağırmasıyla irkildim,

- Kankaaaa saçında kıllll var, ıyyyy!

dedi, piç beni tuzağa düşürmüştü kafamın dalgınlığı ile saçlarımı sirkeledim. Kahkahalara boğuldu. Onu gülerken görmek iyiydi. Bende güldüm sokakta herkes bize bakıyordu. Gereksizler surat asmaktan başka bir işe yaramazlar zaten.


Samet çocukluk arkadaşımdı, aynı takımı tutmazdık, sanırım ayrıldığımız tek nokta buydu. İlk kavgamızı bir kız için yapmıştık, klasik çocuk kafası. Kafalarımız o kadar birdi ki aynı kızı sevdik. Barıştığımız da arkasından mal diye sesleneceğimiz bir kızı sevmiştik, elbette komik ama iyi çocuklardık.. Bileklerimizi kesip kan kardeşi bile olmuştuk..


SAMET'İN AĞZINDAN :


Berk benim için çok farklıydı. Bir abi gibiydi. Ne zaman boşa düşsem elimden o tutardı. Aynı yaşta olmamıza rağmen kabul etmeyelim ki o daha olgundu. Öl dese ölürdüm ama bu onu asla istemezdi.

Bir gün gitmez umarım. Peşinden giderim, neresi olduğu farketmez. O benim kardeşim, herşeydim.


Kanka dedim Berk'e dönüp, karşılığı klasik Berk lafı: 

- Eyy

- Ben burdan kaçsam olur mu? Cemre'nin yanına gideceğim.

- Bak şimdi kardeşim, ne kadar uzun zaman olduğunu anlat ona, o da seni seviyor ve boşluğa düşme sakın! Her türlü sonuçta, biraları kap ve bize gel, dedi gülerek.

Cümle başı beni düşünüyor ama sonunda yine kattı kendini. 

- Tamam görüşürüz kanka.


Çok heyecanlıydım. 2 yıldır sevmeme rağmen gidip konuşamadığım kızın karşısına çıkacaktım. Onun siyah dalga dalga saçları beni benden almaya yetiyordu. Sanki o da beni seviyordu, hissediyordum. Ama bir türlü açılmaya fırsatım olmamıştı. Arayıp aşağıdaki parka gelmesini söylemiştim. Parka yaklaştıkça içimde alevlenen yangınlar hissediyordum. Aman Allah'ım saçları arkadan ne de güzel görünüyordu.

- Cemre.

- Efendim Samet, dedi. Ama o nasıl Samet demekti öyle. Çok uzaklara götürdü beni.

- Sana bir şey söylemek istiyorum. Lütfen sonuna kadar sus ve beni dinle. 

Kafa sallamakla yetindi.


- Sen hayatıma girene kadar hep 4 çeşit cemre vardı. Hepsini de severdim çünkü yazı getirirlerdi. Havalar ısınırdı onlarla. Sonra seni tanıdım, ama yazı kaybettim. Cemreler küstü bana. Hepsi tek haline geldi ve bana hiç uğramadı. Gönlüm kışta kaldı. Gönlüme düş artık ısınsın her yanım, sol yanım..


Güldü , suratıma baktı uzun uzun, kesin beceremedim diye düşündüm içimden..

Birden sımsıkı sarıldı, öyle kuvvetli karşılık verdim ki kemikleri kırıldı sandım, kalktı utanmış olmalı.. Kaçtı. Neyse bir önemi yoktu artık sevgiliydik.. Koşarak Berklere yol aldım.. Çok mutluydum. Zile basacakken duraksadım. Berkin evinden yüksek bağırma sesleri geliyordu. Berk birisine '' Bana delirmişim gibi bakmayı kes, ne zaman yanımda oldun da benden hesap sorma yetkisini kendinde buluyorsun?! Ben delirmeyeceğim, sadece annemi özledim!'' Artık gerçekten şüphelerim vardı. Hızlıca yukarı çıkıp kapıyı vurdum. Nefes nefese açtı.

- Kiminle konuşuyordun?

- Kimseyle. Ne konuşması?

- Doğru söyle bana, bağırarak konuşuyordun az önce!

- İçeri geldiğin zaman bakarsın kimseyle konuşmuyorum!

- Tamam tamam inanıyorum sana kardeşim.

- Ee anlatsana oğlum ne yaptın?

- Kanka kabul etti oğlum bee.

- Şu salak sırıtışını kes suratını dağıtacağım yoksa, gel sarıl kardeşine.

- Ah be kanka seni dinlemeliydim çok önceden.

- Biraları unuttuysan artık dinleme şansın olmaz çünkü kafanı keserim.

- Yok lan yere bıraktım burada.

- Hadi gir içeri gereksiz. Mutluluktan içmeyeli uzun zaman olmuştu kardeşim. Büyük ihtimal sızıp kalacaksın evi ara da merak etmesinler.

- Taaaamaaaam.


BERK'İN AGZINDAN :


Dediğim olmuştu sızdı, kaldı. Allahtan odalara bakmadı yoksa onunla konuştuğumu görürdü. Üstünü örttüm ve uyumaya gittim başım acayip ağrıyordu.

Deli Miyim? Neyim! #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin