Multimedya : Sercan Abi
'' Evet arkadaşlar, oturabilirsiniz. Size yeni arkadaşınızı tanıtacağım. Kendisi Sina, şehir dışından taşındılar ve naklini bizim okulumuza aldırdı. Kendisini seveceğinize eminim. Evet Sina, Burağın yanı boş oraya oturabilirsin. İyi dersler arkadaşlar. '' diyerek sınıftan çıktı. Evet Sina yeni bir öğrenciydi. Yani onu ne Berk ne arkadaşları ne de hiçbir öğrenci tanımıyordu. Peki Berk neden böyle düşünmüştü? Neden birşeyler olacak hissediyorum demişti? Galiba onu sinirlendiren Sina'nın sınıfa girer girmez 20-30 saniye Su'ya odaklanması olmuştu. Sina bakışlarını bir türlü Su'dan çekmeyince Berk sert bir şekilde öksürüp dikkati kendi üzerine çekti. Sina sempatik bir şekilde gülümseyerek kafasını çevirmişti. Sina ve Berk artık birbirilerinin arasında soğuk rüzgarlar eseceğini anlamış gibilerdi. Berk sert bakışlarından hiç taviz vermedi. Su aradaki soğuk rüzgarı farketmiş olmalı ki arkasına dönüp Berk'e güldü ve göz kırptı. Ama bu Berk'in sert bakışlarını yumuşatmadı. ''Kafam da bir ton dert varken bir de bununla mı uğraşacağım!'' diye düşünüyordu. Teneffüs zili çaldı ve Berk ile birlikte arkadaşları da koridora çıktılar. Su, Berk'e dönerek '' Bu kadar sert olmana gerek yok daha çocuğu bile tanımıyoruz. Belki dalmıştır. '' dedi. Bu dediklerine kendi bile inanmamıştı. Berk kafasını sallamakla yetindi. Samet kafasını sağa çevirdiğinde kendilerine doğru gelen Sina'yı gördü. '' İşte şimdi sıçtık. '' diye geçirdi içinden. Sina oldukça sıcakkanlı bir şekilde '' Merhaba ben Sina, tanışmak istedim. '' dedi gülerek ve elini Su'ya doğru uzattı. Berk'in kafasında çakan şimşekleri sokaktan geçen herhangi birisi bile görebilirdi. Su, Sina'nın elini sıkmadan önce şöyle bir Berk'e baktı. Berk, Su'yun elini iterek Sina'nın elini sıktı. '' Sanada Merhaba, önce benimle tanışman gerek. Su biraz çevrimdışı. '' dedi ama elini biraz fazla sıkmış olmalı ki Sina elini geri çekerken biraz zorlandı, acı çektiği gözünden anlaşılıyordu. Samet bunu anladığında ''İyi oldu.'' der gibi sırıttı. O sırada Sina '' Ov, sevgili olduğunuzu bilmiyordum, özür dilerim. Su güzel isimmiş, görüşmek üzere kusura bakma dostum. '' Berk elinin tersini gidebilirsin dercesine salladı. Sina gider gitmez Samet havaya doğru zıplayıp götünü Berk'in sırtına çarptı. Ne zaman sevinse bu hareketi yapardı. Berk '' Ya oğlum az biraz ciddi ol ne olur yahu. '' dedi ama Samet'in o pis pis sırıtışından dolayı Berk de gülmeye başladı. Bu arada ders zili çalmıştı. Hep beraber derse geçtiler. Sınıf soğuk rüzgarları hissetmiş olmalı ki kimseden ses çıkmıyordu. Koskoca günü sessiz bir şekilde bitirmişti sınıf. Son zil çaldığında Samet '' Hele şükür laaaan kanka hadi kafeye gidelim. '' dedi. Berk ses çıkarmadan kolunu Su'yun omzuna atıp hadi gidelim dercesine kafa salladı. Samet ortamda ki gerginliği dağıtmak için biraz hareketlense de Berk'in bakışları onu durdurmuştu. Kafeye gittiklerin de Sina da orda oturuyordu. Berk, Samet'e dönüp ''Şaka mı lan bu?'' dedi. Samet çaresizce kafasını salladı. Klasik masalarına oturmuşlardı. Sina Berklerin geldiğini görünce Berk'e selam vermek için kafasını salladı. Berk de sert bir şekilde karşılık verdi. '' Evet gençler, ne istiyorsunuz? '' dedi kafe sahibi, Berk'in tanımıyla Sercan Abi. Berk , Sercan'a dönerek '' Abi sen şu üçünün karnını doyur. Ben dışardayım. Bana da bir tane İce Tea getirir misin? '' dedi. Sercan ise '' Hay hay kardeşim. '' deyip masayı donatmaya gitti. Berk masada ki çakmağını alarak dışarı çıktı. Tam arkasından Samette gidecekken Su, Samet'i durdurdu. '' Biliyorsun kızgın olduğunda kimseyi istemiyor. '' dedi. Berk cebinde kalan 2 daldan birini yaktı ve diğer dalı da yanına doğru gelen Sercan'a uzattı. Sercan istemedi. Ice Tea'yi Berk'e uzatırken, ''Anlat koçum, ne oldu?'' dedi. Berk dertli bir şekilde olanları anlattı ve içerde oturan Sina'yı gösterdi. Sercan da Berk'e dönerek, '' Abicim, Su'yun seni ne kadar sevdiğini bilmiyor musun? Bunlara gerek yok. Boşu boşuna kendini de kasma. '' derken elini Berk'in omzuna attı. Gülüştüler. Sercan abisi ona her zaman iyi gelmiştir ve her derdinde yanında bulmuştur onu. O sırada Sina, Berk'e kafa sallayarak dışarı çıktı. '' Hadi abicim içeri gir arkadaşlarını yalnız bırakma. '' dedi Sercan. İkisi birlikte içeri girdiler Berk de arkadaşlarının yanına geçti. Sercan'a dönerek, '' Abi bize hesabı ver de evlere dağılalım. '' dedi. '' Hesap yok gençler ödenmiş. '' diye karşılık verdi Sercan. ''ÖDENDİ.'' lafını duyduktan sonra Berk ayağa fırlayıp koşmaya başladı. '' Hay sikeyim. '' diyerek arkasından Sercan ve Samet de koşmaya başladılar ama ne tarafa döndüğünü kestiremediler. Berk, Sina'nın ne tarafa gideceğini çıkarken döndüğü taraftan anlamıştı. Durmadan koşmaya devam etti, ama ne tarafa gittiğini bilmiyordu. Tam 4 yol ağzına geldiğinde durakladı. Eski inşaat yolundan devam etti. Birden inşaata varmadan, arkasından bir ses duydu. '' Beni mi arıyorsun Berk? '' bu Sina'nın sesiydi. '' Bir an ortaya hiç çıkmayacaksın sandım, hele şükür! '' dedi sert bir şekilde Berk. Ama arkasına döndüğünde sadece Sina'yı değil Sina'nın yanında 7-8 arkadaşını daha gördü. Sina, Berk'in üzerine doğru yürürken şunları söylüyordu, '' Evet Berk, seni sevdim yürekli birisine benziyorsun, buraya yeni gelmedim unutma okula yeni geldim. Benim de bir çevrem var yani. Seni kırmak istemem. Bu yüzden aramızda soğuk rüzgarlar esmesini istemiyorum. '' ve o sırada elini Berk'e doğru uzattı. Berk biraz eline biraz da yüzüne baktıktan sonra elini uzattı ama elini tutmadı Sina'nın elini indirtti. Sina'ya yaklaşarak ( O kadar yaklaştı ki burun buruna duruma gelmişlerdi. ) '' Bana bak, istersen 10, istersen 100 kişi ol. Sen sadece rüzgar hissedersin, bense hortum olurum. İstediğin çevren olsun farketmez. Şu parayı al, bir daha da girmemen gereken işlere burnunu sokma.'' dedikten sonra elinde ki parayı Sina'nın cebine sokup, Sina'nın arkadaşlarının arasından geçip yoluna devam etti. Sina arkadaşlarını durdurdu. ''Gerek yok.'' dercesine elini havaya kaldırdı. Berk ordan biraz uzaklaştıktan sonra Sercan abisini arayarak, ''Abi kafene dön ben iyiyim şimdi eve geçiyorum bizimkilere de söylersin.'' der demez kapattı telefonu. Eve doğru giderken Seay'ın sesini duydu. '' Beeeerk, buraya gelsene biraz konuşalım. '' Seray Berk'in sınıftan arkadaşı idi. Arkadaşıydı ama bir kaç muhabbetin dışında fazla konuşmamışlardı. Seray oldukça güzel bir kızdı. Her erkeğin arzulayabileceği bir türden kızdı. Berk, Seray'ın yanına gitti. '' Efendim Seray, biraz yorgunum eve gideceğim ne istiyorsan, hızlı söyle ne olur. '' dedi. '' Berk uzun zamandır seninle konuşmak istiyorum ama bir türlü fırsatını bulamadım. Su ile nasıl gidiyor? '' diye karşılık verdi Seray. '' Gayet iyi gidiyor. '' dedi kısa keserek Berk. Bu sorunun altında kötü şeyler yattığını seziyordu. '' Hadi ya. '' dedi üzülerek Seray. '' Berk, bence bir sonunuz yok, baksana nerdeyse Sina'nın elini tutacaktı. O seni haketmiyor. Ben ise 2 aydır hiç konuşmadığım seni bekliyorum Berk, adalet bu mu? '' diyerek devam etti Seray. '' Seray, yapma. Seni kırkmak istemiyorum.'' dedi ve Berk tam kalkıp gidecekken, Seray elinden tutup oturttu. Berk tam '' Ne yapıyorsun sen? '' diyecekken Seray, Berk'in dudağına yapıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Miyim? Neyim! #Wattys2015
Teen FictionGördügün bir rüya ne denli gerçek hayatına yansıyabilir? Peki ölürken düsündügün seyin bir kaç rüyadan ibaret olacagı gerçegi? Sinirlenme anında ölmek için yalvarıyorsunuz degil mi? Peki bu ne kadar ölüm anına yansıyabilir? Bu kadar soru yeter, son...