DİKKAT!
Bundan sonra yayınlayacağımız bölümlerde ''Tanrısal Bakış Açısı''nı kullanacağız.
Multimedya : BERK
Berk bir koltukta , Samet bir koltukta uyuyordu. Samet, Berk'ten önce uyandı. Fazla içkiyi kaldıramazdı, başının ağrısını hissediyordu iliklerine kadar. Başını biraz ovaladıktan sonra ayağa kalktı. Doğrulduktan sonra Berk'in odasından gelen sesleri hatırladı. Hazır Berk uyuyorken odasına bakmalıyım diye düşündü. Yavaş adımlarla Berk'in odasına doğru ilerledi. Kapıyı araladığında ise şok olmuştu. Tavana annesinin kocaman bir posterini hazırlatıp yapıştırmıştı. Ama bunu hangi ara yaptı diye düşündü. Odaya adım attığında ise şaşkınlığı bir kat daha artmıştı. Tam yatağın karşısında ''KATİL'' yazılıydı. Ve üzeri de koskocaman bir çarpı işareti ile kapatılmaya çalışılmıştı. Duvarlarının hepsinde ''KATİL'' , ''RÜYA'' ve ''KABUS'' yazılıydı. Korkmuştu. Çalışma masanın üstünde bir çerçeve yüzü koyun duruyordu. İnşallah bununla konuşuyor olmazsın kardeşim diye geçirdi içinden. Resmi yavaş yavaş kaldırdı. Korktuğu başına gelmişti. Resim Berk'in babasına aitti. Kesinlikle bununla konuşuyordu diye geçirdi içinden. Bundan sonrası tam bir korku filmi gibiydi. Çerçeve elinde dönmüşken korkudan çerçeveyi bir kenara kendini bir kenara fırlattı. Berk dimdik karşısındaydı. Berk'in çerçeveyi havada yakalayışı tam bir efsaneydi. ''Ne yapıyorsun sen burada?'' diye bağırdı Berk. ''H-hi-hiç'' diye kekeledi Samet. Berk arka cebinden bir bıçak çıkardı. ''Doğru söyle!'' diye haykırdı. Samet şimdi gerçekten korkuyordu. Kardeşi ona bıçak doğrultmuştu. '' N-ne yapıyorsun oğlum sen?!'' diyebildi sadece.
O an Berk gülmekten yere yattı. ''Seni bıçaklayacağımı düşünmedin değil mi lan hahah?!'' dedi ama gülmekten konuşamıyordu. Sametin suratı bembeyaz olmuştu. ''Senin ben nammına koyayım!'' diye bağırdı Berk'e. Berk aralıksız gülmeye devam ediyordu. Birden Berk'in üstüne atladı. Küçükken yaptıkları gibi güreşiyorlardı. Gerçekten hayatın dertlerinden arınmış güle güle eğleniyorlardı. Berk ''Hadi çıkalım artık.'' dedi. Odadan çıktılar ve Berk odayı kilitledi. Samet'in konuşmasına izin vermeden, ''Lütfen oda hakkında konuşmayalım kardeşim.'' dedi. Samet onaylarcasına kafa sallamakla yetindi. '' Ben artık gideyim, eve uğramam lazım. Kafede görüşürüz kanka.'' diyerek evden ayrıldı Samet. Berk ise hala gülmeye devam edip ''SALAK'' diye mırıldanıyordu. Birden içine bir kuruntu düştü. Ne zaman bu kuruntu düşse Samet'in başı belaya girerdi. Hızlıca evden çıktı. Bir içgüdü mü yoksa çocukluktan beri birlikte olduğu dostunu koruma gücü mü bilemiyordu. Hızlı adımlarla Sametlere giden parka doğru gidiyordu. Haksız çıkmayı çok isterdi ama yine haklı çıkmıştı. İlkokuldan beri aralarının bozuk olduğu 3 kişi Samet'in etrafında Samet ile birşeyler konuşuyorlardı. Berk kafasında hemen bir plan kurmak zorundaydı. Planı hazır idi. Hemen Samet'in yanına doğru koştu. Dalga varimsi bir ses tonuyla ''Beyler muhabbetinizi bölüyorum ama Samet'i bir saniye almam gerekli.'' dedi. ''Kaçma sakın Berk seni gördüğümüze sevindik.'' dedi alaycı bir ses tonuyla tombul olanları. Berk gülmekle yetindi sadece.
''Samet hemen Cemre'nin yanına koşman lazım, beni arayabilmiş çok zor durumdaymış, hemen koş yanına, parkta!'' Samet işkillenmiş de olsa bu düşünce onu yerle bir etti. ''Tamam.'' diyebildi sadece. Berk Samet'in yanından ayrılıp çocukların bulunduğu kısma doğru gitti. ''Evet beyler, sorun nedir?'' derken sesi oldukça alaysıydı. Konuşmalarına izin vermeden arka cebinde bulunan bıçağı çıkardı. Samet koşarken arkasına dönüp son kez bakarken bunu görmüş de olsa geri dönemezdi. Koşmaya devam etti. '' Oo sert çocuğumuz büyümüş ha? , Hadi Berk sapla onu böğrüme.'' gibi dalgası cevaplar Berk'i sadece güldürmüştü. Bıçağın ağzını açması onları biraz da olsa korkutmuştu. ''Ana kuzusu.'' kelimesini duyması Berk'i delirtti,çileden çıkardı,adeta bir boğaya çevirdi. Bıçağı yere attığı gibi o cümleyi kuran çocuğun burnuna sağlam bir kafa geçirdi. Sonra erkeklik diye tabir edilen bölgeye öyle bir tekme geçirdi ki o çocuğun bir daha o bölgeyi kullanması oldukça zor. Sonra yerden bıcağı almasıyla ''SİKTİRİN GİDİN!'' diye bağırması bir oldu. Samet o sırada Cemre'nin yanına gitmişti ama Cemre, Su ile birlikte gayet mutlu oturuyordu bankta. ''HASSİKTİR'' diye içinden geçirmiş olsa da geç olduğunun farkındaydı. Kızların yanına gidip Cemre'ye sarıldı. ''İyisin değil mi? Berk'i sen mi aradın?'' , Cemre oldukça şaşırmıştı. ''İyiyim canım, kimseyi aramadım.'' diyebildi. Samet paniğini çaktırmamaya çalışsa da, yüzünden okunuyordu korkusu. ''Tamam kızlar biz biraz sonra geleceğiz.'' diye koşarak uzaklaştı oradan. Kendisini Usain Bolt gibi hissediyordu. Ordan oraya koşmaktan oldukça yorulmuş olsa da duramazdı. Tam parkın önüne geldiğinde ise şaşkınlıktan ağlamak üzereydi, yerde kanları görmesi onun kalbine indirmişti. Berk'in sinirden sigarayı yiyecekmiş gibi içmesi, onun korkusunu daha da arttırmıştı. Bir delilik yapıp onlardan birini bıçaklamış olmasından korktu! '' Ne yaptın lan sen!'' diyerek Berk'in üstüne doğru koştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Miyim? Neyim! #Wattys2015
Teen FictionGördügün bir rüya ne denli gerçek hayatına yansıyabilir? Peki ölürken düsündügün seyin bir kaç rüyadan ibaret olacagı gerçegi? Sinirlenme anında ölmek için yalvarıyorsunuz degil mi? Peki bu ne kadar ölüm anına yansıyabilir? Bu kadar soru yeter, son...