Berk sinirli bir şekilde kafasını yerden kaldırdı. Önce sadece bakış atacak gibi görünse de ser bir şekilde ''Ne yapmışım, bir güzel burnunu kırdım sadece!'' dedi. Siniri yüzünün her hattından okunuyordu. Delirmiş gibiydi. Samet bunu anlamış olacak ki gayet oluruna bırakmış bir şekilde Berk'in yanında oturdu. ''Kardeşim sadece, sadece bıçak çektiğini görünce korktum bu kadar. Özür dilerim benim arkamı toplamaya çalışırken oldu.'' diyebildi. Berk siniri bir kenara bırakarak hafif bir gülümseme ile ''Saçmalama be oğlum, sadece gereksiz kelimeler duyunca çıldırıyorum biliyorsun. Senin arkan hiç bir zaman toplanacak kadar dağılmadı biliyorsun kardeşim.'' dedi. Gayet olumluydu, Samet'in vicdanı rahatlamış gibiydi. Belki de kendini avutuyordu. Ortamda ki sessizliği berk bozdu. ''Hadi kızların yanına gidelim, artık bir sevgilin var yavrum aksatmaya gelmez. Kıçına tekmeyi yersin.''
Yolda Samet yine formunda davranıyordu. El şakaları ve saçma espri her zaman ki Samet işte. Berk gülerek bir şekilde, ''Ya kardeşim ne zaman ciddi göreceğim ben seni ha? Ömür geldi gidiyor lan.'' Samet ile aralarında her zaman böyle şakalaşmalar yaparlardı o yüzden ikiside alınmıyordu buna. ''Daha ne yaptı kanka, genciz güzeliz.'' Onlar gülerken diğer varlıkları unuturlardı. Çok zaman geçmeden parkta ki yerlerini aldılar. Su, Berk'e öyle bir sarıldı ki, Berk'in belinden birkaç kemik kırılmış olabilir. ''Bir daha beni aksatırsan kıçına tekmeyi yersin Berk.'' dedi gülerek bir şekilde Su. Berk Samet'e dönerek göz kırptı. Az önce aynı kelimeyi söylediğini hatırlattı. Samet o aptal sırıtışlarından birini yapıp Cemre ile hasret gideriyordu. Muhabbet muhabbeti açtı, sevgili olma tekliflerine geldi.O an büyük kahkahalar patladı. Çünkü Berk hayatta yapılabilecek en saçma tekliflerden birini yapmıştı Su'ya. Herkes olayı bilse de Berk'e anlatması için ısrar ediyorlardı. Berk dayanamadı ve başladı anlatmaya. '' Su'yu ilk gördüğüm zamanlarda anlamıştım onun annemden sonra en değer vereceğim varlık olabileceğine. Tabii birkaç ay teklif yapamadım. Tutuk çocuğu oynuyorum o sıra. Su çok normal bir kız değildi. Etkilemek için saçma bir teklif yapmam lazımdı zorunluluktan yaptım yani keyfi değil. Esprili olmam lazımdı. O sıra düşündüm aklıma en mantıklısı bu geldi. Ne yapabilirim. Tamam ironikti belki ama olsun. Evde düşündüm o gece, ne olsun ne olsun. Aklıma bu geldi : Su, biliyorsun su kaynakları günümüzde git gide azalıyor. Yakında su savaşları çıkabilir diyorlar. Ben Su kaynağımı yanıma almak istiyorum. Ne dersin kaçabiliriz bu savaştan birlikte.'' O sıra bir kahkaha tufanı daha patladı. '' Biraz daha yaratıcı olabilirdin kardeşim haha.'' dedi Samet. '' Çok konuşma, gökten Cemreler yağdıramazdım senin gibi.'' diye karşılık verdi Berk. Çok mutlulardı. Hiç yoktan şimdilik. Okuldan önceki son günlerini mutlu geçirmişlerdi. Yarın onlar için yeni bir macera başlayacaktı. Hepsi yatağında yeni okullarının güzel olması için dualar edip uykuya daldı.
- Beeeeeeerk!
-Efendim? Nerdesin?
- Burdayım Berk. Ben karanlığım unuttun mu? Beni göremezsin. Unutma Berk.
- Yine mi sen? Ne istiyorsun benden?
- Yakın zamanda beni tanıyacaksın demiştim sana. Merak etme o gün bugün değil. Ama gün geçtikçe ensene yapışıyorum Berk.
- Hep ensem olsan ne olacak lan? Kaç yazarım bu saatten sonra!
- Berk iyiliğini istiyorum. Sakin olmadıkça kurtulamayacaksın benden. Görüşeceğiz..
- Bak yine beni dinlemeden gittin ama şunu bil gerekirse Katil de olurum ama asla korkak olmayacağım, bunu unutma sende. Tamam mı? Bay çok bilmiş!
- Beni hiçbir zaman gitti sanma Berk. Her an çıkabilirim.
Yine kan ter içinde uyanmıştı Berk. Bu rüyalara bir anlam yükleyemiyordu. Çaresizdi. Gözlerinden okunuyordu korkusu. ''Hadi ama yeni okuluma bu suratla gidemem.'' diye mırıldandı. Bir güzel temizlendikten sonra koyuldu yola. Üç silahşör diye tabir ettiği Su,Cemre ve Samet'in yanına gelmişti bile. Ağır adımlarla yeni okullarının önüne gelmişlerdi. Herşey sakindi. Onlar bu kadar sakinliğe alışkın değillerdi okulda. Müdürün o uzuuuuun konuşma faslından sonra yeni sınıflarına doğru çıktılar. Su & Cemre, Samet & Berk şeklinde oturdular. Berk gözleriyle sınıfı süzdükten sonra gözleri birinde takılı kaldı. Sınıfta bir tek o yalnız oturuyordu. Gözlerinde ki derdi okuyabiliyordu. '' Hissediyorum birşeyler var, hissediyorum.'' dedikten sonra ayağa kalkıp çocuğun yanına doğru gitti. Samet şaşkın şaşkın onu izliyordu. ''Merhaba kardeşim.'' dedi Berk oldukça sıcakkanlıydı sesi. ''Merhaba.'' diye bir ses duydu duyamadı arasında kalmıştı çok utangaç bir Merhabaydı bu. Berk anladım anlamında kafasını salladı. ''Ben Berk kardeşim, tanışmak isterim seninle.'' dedi. ''Bende Burak.'' diyebildi karşısında ki çocuk. ''Sana birşey sormak istiyorum.'' dedi Berk ama sesi yanılmayı çok istiyordu. Burak sorabilirsin anlamında kafasını salladı. ''Lütfen üzülme, sadece merak ettiğim için soracağım, ailenden birini mi kaybettin?'' Berk kararsız olsa da sormuştu bile sorusunu. Burağın gözleri dolmuştu, Berk anladı. ''Kimi?'' diye sordu. ''Babamı.'' dedi Burak üzgün bir sesle. Birden sessizleştiler. ''Nerden anladın?'' diye sordu Burak. Berk biraz da ortamı yumuşatmak adına, '' Ben bir kahinim dostum, bir kaç kehanetimin tuttuğu bile görüldü.'' dedi. Bu Burağı güldürmeye yetmişti. ''Adios amigos.'' dedi Berk. Elini başına götürüp hoşcakal işareti yaparken. Burak gülerek kafasını sallamakla yetindi. Samet meraklı bir şekilde, ''Ne oldu kankaa, ne konuştun?'' dedi. ''Samet bir kez öğretiyorum bunu sana, insanın başına ne gelirse ya meraktan yaaaa.'' devamını getiremeden, '' Tamam, tamam anladım diye kesti sözünü Samet gülerek.
Neredeyse 1 ay olmuştu ama herşey o kadar monoton idi ki Berk artık aksiyon istiyorum der gibi bakıyordu. Öğretmenler , öğrenciler herkes çok sıradan geliyordu. ''Allahım ne olur biraz ekşın görelim şu okulda!'' diye içinden geçirirken Berk, bir patırtı kavga sesi geldi bahçeden. Sametle altın bulmuş köylü gibi koşmaya başladılar. Ulan keşke başka birşey isteseymişim diye içlendi Berk. Onlar bahçeye çıkana kadar öğretmenler kavgayı büyümeden önlemişti. Berk de Samet de içlerinden sağlam bir küfrü bastılar. Berk gün geçtikçe biraz daha içine kapanıyordu. Samet herhalde okuldan diyerek pek önem vermedi buna. Berk sonunda Su'yun ısrarına uyup psikoloğa gitmeye ikna olmuştu ama zaman vermedi. '' Yine sıradan bir gün olacağa benziyor kanka.'' dedi Samet. Berk onaylamıyorum dercesine kafa sallayarak, ''Hayır, hayır.'' dedi. ''Bugün birşeyler olacak gibi hissediyorum kardeşim.'' Ki haklıydı. Biraz sonra kapıdan müdür ile birlikte O girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Miyim? Neyim! #Wattys2015
Teen FictionGördügün bir rüya ne denli gerçek hayatına yansıyabilir? Peki ölürken düsündügün seyin bir kaç rüyadan ibaret olacagı gerçegi? Sinirlenme anında ölmek için yalvarıyorsunuz degil mi? Peki bu ne kadar ölüm anına yansıyabilir? Bu kadar soru yeter, son...