Bölüm 18

662 85 36
                                    


Bakın o kadar bölüm istiyorsunuz sonra çıtınız çıkmıyor, dövmim ha

Yorum yapmayanın evini basıyom

Kontrol etmedim

İyi Okumalar..

***

Yazar Pov.


Dağınık yatağın içinde öylece yatıyordu yorgun beden. Kolları başının altında yer edinmişti, sırtı üstü yatıyordu ve boş gözleri tavanı tarıyordu. Saatlerdir bu konumdaydı ve gözlerinden akan yaş yavaşça kulağına doğru yol alıyordu, bu his garip hissettirse de mecali yoktu buna karşı koymaya.

Günlerdir yaptıkları sınırlıydı aslında, şuan ki aktivitesi en sevdiği olabilirdi. Gün içinde biriktirdiği tüm siniri, üzüntüsü akıp gidiyordu böyle. Hem kendine hem çevresine zarar vermiyordu bunu yaparken.

Tüm ruhu çekilmiş gibi hissediyordu, doğru düzgün yemek yemiyor, sinirini etrafında ki eşyalardan ve ellerinden çıkarıyordu. Elinde bir sürü yara, yer edinmişti ancak umurunda bile değildi. En büyük yara yüreğini mesken tutmuştu sonuçta, onun yanında eli hiç bir şeydi Jeongin'e göre.

Hyunjin'in o evde, o adamla birlikte olmasından kötü hissettiren, acıtan bir şey daha yoktu onun için. Hala onunlaydı ve emin olduğu bir şey varsa; o da Hyunjin'in böyle saçma hareketler yapmayacağıydı en azından onu en son kararlı gönderdikten sonra o evde bir şeyler olduğuna emindi. Hyunjin'i tutan bir şey vardı ve bunu bilmemekti en sinir edende.

Onun zarar görmesine dayanamazdı Jeongin, oradan çekip çıkarmak istiyordu ama yapamıyordu. Ancak orada, o adam gibi bir canavarla kalmasına da göz yummak istemiyordu. Ne yapacağını şaşırmış bir haldeydi, öylece dururken tekrardan çıkmaza girmesiyle bir kere daha yumruğunu geçirdi yanında ki duvara. Eli sızlıyordu ancak her çıkmaza girdiğinde sanki sinirini duvardan ve kendinden çıkarıyordu.

Bir kaç dakika sonrasında evin içinde zil sesi yankılandı. Önce kapalı gözlerini dahi açmadı, çünkü evine habersiz gelebilecek arkadaşı yoktu. Minho ve Jisung kontrol için hastaneye gitmişlerdi ve geriye kimse kalmıyordu. Gitmesi için ona şans verdi ancak ardı arkası kesilmeyen zil sesiyle öfkeyle yerinden kalktı. Bıkmadan zili çalan her kimse fena fırça yiyecekti. Çok geçmeden kapıya vardığında, ağız dolusu homurdanmak için dudaklarını aralamıştı ki, karşısında ki manzara ile susmak zorunda kaldı.

"Hyunjin?"

Onun şuan burada olmasına mı şaşırsa yoksa içi çıkarcasına ağlamış olduğunu gösteren harap olmuş bedene sarılsa mı bilemedi. Çok özlemişti bir haftada ve görür görmez onu sarmalamak istemişti ancak durdurdu kendini saçma bir dürtü ile.

"Ne oldu? Ne bu halin?"

"Gelebilir miyim?"

Zar zor çıkan sesi ile sonunda konuştuğunda, az önce zorla durdurduğu göz yaşları onu görmüş olması ile tekrar baş göstermiş ve kendiliğinden akıp gitmişti.

"Tabi, geç"

Jeongin ufak çaplı şaşkınlığını üzerinden atmayı başarıp kenara çekildi içeri geçmesi için. Hyunjin ufak adımlar ile içeri geçtiğinde Jeongin onun titrediğini gördü. Şuan endişeden kafayı yiyecekti ama önce gidip dolabından kendi ceketinden bir tane alıp geldi.

pretty savage | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin