Bölüm 3

929 93 120
                                    

Medyada ki şarkıya aşığım, çok güzel. Bir yandan onu dinlerken yazdım bölümü, biraz hüzün dolu olabilir..

İyi Okumalar..

***

Bundan uzun zaman önce fakülteye girerken aceleciydim çünkü her zaman ki gibi geç kalmıştım ve, Jeongin kaç defa beni aramasına rağmen ona bile uyanamamıştım, alarmı saymıyorum bile. Kolumda ki çantadan bir yandan kulaklığın hala takılı olduğu telefonumu çıkarmaya çalışırken diğer yandan yetişmek için koşuyordum. Sonunda telefonu elime aldığımda sevinmiştim ki birinin bana çarpması ile elimden kayıp gitmişti telefonum.

Tamam belki bununla en fazla ekranı çatlardı ancak üstüne bir de sıcak kahve dökülmüştü, çarptığım kişinin elinde ki yeni aldığı kahveni dumanları hala üzerinden etrafa yayılırken telefonumun üzerinde ki görüntüsü içimi acıtmıştı.

Hızla telefonumu kontrol ettiğimde artık işe yaramaz bir parça olduğunu anlamıştım, her yeri ıslaktı ve açılmıyordu bir de üstüne ekranı çatlamıştı. Oflayarak bana çarpan kişiye baktığımda bana sırıtarak bakıyordu. Cidden o an yüzüne bir tane geçirmek istemiştim, onun yüzünden telefonum berbat haldeydi ve gelmiş bir de karşımda gülüyordu.

'Böyle tanışmak istemezdim, ben mimarlık fakültesinden Christopher Bang Chan, tanıştığıma çok memnun oldum Hyunjin'

O an şaşkınlıkla dinlemiştim onu, ne anlatıyor bu dercesine. Sonradan öğrenmiştim ki bana bir kaç aydır ilgisi varmış, o gün de tanışmak için yanıma gelmek istiyormuş ama yanlışlıkla çarpışmışız. Uzun bir süre peşimde koştuğunu söyleyebilirim, çünkü ben hiç ilişki kurmak istemiyordum kimseyle. Sonunda aklımı çelmişti işte eninde sonunda ki şuan burada bu yatakta, kolları arasındaydım.

İlk ve son kez aşık olmuştum ben ona, sadece ona..

"O kadar yakışıklı mıyım?"

"Hm?"

Duyduğum sesle afalladım ve daldığım yerden başımı hafifçe sallayarak kendime geldim. Şuan siyah saten çarşafların gecenin hazzıyla dağınık olmasıyla birlikte uzanıyorduk ve hava yeni yeni aydınlanıyordu. Güneş boydan pencereden içeri sızıyordu ve direk eşimin sırtına, oradan da biraz bana geliyordu ve bu his muhteşemdi.

Olduğum tarafta tek kolumun üzerine başımı yaslamış uyuyan eşimi izliyor diğer yandan da saçlarını onu uyandırmayacak şekilde okşuyordum ki pek başarılı olmuş sayılmam sanırım.

"Ne zamandır izliyorsun?"

"Bilmem, uzun zamandır"

Gülümsediğinde ortaya çıkan gamzeleri midemde kasılmalara sebep oluyordu. Yüzünde ki gülümseme silinmezken yaklaştı ve dudaklarıma ufak bir öpücük kondurup geri çekildi, ama çok uzağa gitmedi. Hemen dibimdeydi, bir nefes kadar uzağımda, eli yanağıma çıkıp yavaş bir ritim ile okşarken gözlerimi kapadım huzur ile..

"O kadar güzelsin ki; yeni uyanmış olmana rağmen. Şu dudakların, gözlerin ve saçının her bir teli o kadar güzel ki. İçim içime sığmıyor seni böyle karşımda görünce"

Bu sabah ayrı bir romantikti sanki, gece ne kadar acımasızsa şimdi o kadar yatıştırıcıydı..

"Sen böyle şeyler söyleyince elim ayağıma dolaşıyor, biliyorsun Chan"

"Hala alışamadın. Utanınca daha da güzelleşiyorsun, nesin sen böyle?"

Hala iltifatlarını sıralarken gülüp üzerimde ki ince örtüyü çektim saçlarıma kadar. Birinden iltifat alınca elim ayağıma dolaşıyor, ne diyeceğimi bilemiyordum. Bu kişi kaç yıllık eşim bile olsa bu böyleydi.

pretty savage | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin