21

961 70 97
                                    

Sandığımdan daha kolay oluyor. Reo'nun bu kadar hızlı düşmesini beklemiyordum. Nagi, şok olmuş bir ifade takınıp Reo'yu kendinden uzaklaştırıp yüzünü ellerinin arasına aldı. ''Şaka yapmıyorsun değil mi?'' Diye sordu. Reo, başını iki yana sallayıp gülümsedi. ''Seninleyken huzurlu ve mutluyum. Hem aramızda da bir engel kalmadı artık.'' 

''O zaman biz artık sevgili miyiz?'' Reo, düşünür gibi yapıp alnını Nagi'nin alnına yasladı. ''Zaten sevgililerin yaptığı şeyleri yapıyorduk o yüzden evet.'' Nagi, en güzel gülüşünü sergileyip ani bir hareketle Reo'yu kucağına aldı. ''Niye kucakladın şimdi?'' Nagi, omuz silkip eve doğru yürümeye devam etti. 

''Sevgilimi kucağımda taşımak için bir nedene mi ihtiyacım var?'' Reo, Nagi'nin göğsüne sinip sessizce Nagi'nin sarhoş edici kokusunu içine çekti. Eve ulaştıklarında kapıyı tek eliyle açıp içeri girdi ve yatak odasına ilerledi. ''İki gündür çok yoruyorum seni dinlenmen gerekiyor. Yarın sabah kahvaltı edip geri döneriz.''

''Çok fazla iş birikmiştir onları halletmem gerekiyor. Bir süre görüşemeyiz sanırım.'' Nagi, Reo'yu yatırıp kendini yatağa bıraktı. ''Birbirimiz için zaman yaratmalıyız.'' Reo, yatakta yan dönüp Nagi'ye baktı. ''Biliyorum ama bana biraz zaman tanıman gerekiyor. Zaten kaç gündür telefonum yok, kimse ulaşamıyor.'' Nagi'nin, telefonu ormana attığı aklına gelince güldü. 

''Sana telefon almam gerekiyor.'' Reo, kafasını salladı. ''Gerek yok, hallederim yarın.'' Nagi, onu onaylarken göğsüne sokulmuştu. Kollarını vücuduna sarıp gözlerini kapattı. ''Yarın kahvaltıyı yine ben hazırlarım. Erkenden uyanmana gerek yok.'' 

Sabah kahvaltıdan sonra hazırlanıp evden ayrılmış ve geri dönüş yolunu eğlenerek geçirmişlerdi. Nagi, Reo'yu evine bıraktıktan sonra kendi evine gidip biriken işlerle ve telefonlarla uğraşmaya başladı. Reo, eve girer girmez yedek telefonlarından birini eline alıp Hiori'yi aramıştı. 

''Başkanım?'' Sinirli ve endişeli ses tonu Reo'yu ürkütünce birkaç saniye sessiz kaldı. ''Nasılsın asistancığım.'' Birkaç dosya hışırtısından sonra cevap geldi. ''Sayenizde batmak üzere olan şirketinizi ayakta tutabilmek için aç, susuz ve uykusuz çalışıp duruyorum.'' 

Suçluluk duygusuyla dudağını dişledi. ''Duş alıp şirkete geleceğim. Ben gelene kadar şirketi ayakta tut sana güveniyorum!'' Hiori'nin homurdandığı duyup güldü ve aramayı sonlandırdı. Hızlı bir duşun ardından arabasına binip şirketin yolunu tuttu. 

Şirkete girip hızla odasının olduğu kata çıkarak gelecek olan sorulardan kaçmıştı. Odasına girip kapıyı kapattı ve masasına ilerlerken koltukta oturan tükenmiş bir Hiori buldu. ''Şşh yaşıyor musun?'' Deyip omzunu dürtükledi. 

''İnanın intihar etmemek için zor duruyorum şuan.'' Hiori'nin gerçekten de uykusuz kalıp çalıştığı gözaltı torbalarından belli oluyordu. ''Kaybolduğum için kusura bakma. Biraz kafamı dinlemeye ihtiyacım vardı.'' Elbette ki Nagi ile olan maceralarını ve ateşli anlarını asistanına anlatamazdı. 

''En azından bir haber verebilirdiniz değil mi? Kaç gündür telefonunuz kapalı, öldüğünüzü bile düşündüm!'' Reo, ensesini kaşıyıp koltuğuna oturup arkasına yaslandı. ''Telefonum kırıldı ve yeni telefon almaktansa biraz sessizlik istedim.'' Hiori, göz devirip önünde dağ olmuş dosyalara geri döndü. 

''Bu kadar iş mi birikti cidden?'' Hiori, başını sallayıp bir dosyayı Reo'nun önüne bıraktı. ''Alman bir iş adamı yeni satışa koyacağımız ürünler için teklif yollamış. Bir göz atmak isteyebilirsiniz.'' 

Reo'nun günleri biriken işlerle ve toplantılarla geçerken yaklaşık iki ay sonra ancak rahat bir nefes alabilmişti. Elindeki işleri bitirdikçe yenileri ekleniyor ve bir türlü kaçıp gidemiyordu. İki ay içinde Nagi ile sadece altı yada yedi kere buluşabilmişlerdi. Tüm buluşmaları ya Reo'nun yada Nagi'nin evinde oluyordu. Birlikte yemek yapıyorlar, film izliyorlar, sohbet ediyorlar, saatlerce sevişiyorlardı. 

İlişkileri beklediğinden daha iyi ilerliyordu, aralarındaki uyum şaşırtıcı derece harikaydı. Nagi'nin ona sadık oluşu ve gözle görülen çabalamaları meyvesini vermeye başlamıştı. Nagi'ye karşı eskisi kadar güvensiz hissetmiyordu ve hoşlantısı gittikçe büyümeye başlamıştı. 

Nagi ile gelecek planlamak artık saçma gelmemeye başlamıştı. Onunla olmak, çoğu şeyden daha iyi geliyordu bunu inkar edemezdi. Tabii böyle adımlar atmak için çok erken olduğunu biliyordu. Yine de planlamak hoşuna gitmeye başlamış ve her buluşmalarında gelecek hakkında planlar yapmaya başlamışlardı. 

Nagi, viski bardağına doldurduğu viskisinden bir yudum alıp ışıklarla süslenmiş şehri izlemeye devam etti. Her şey istediğinden bile daha iyi gidiyordu. Reo, ona güveniyor, yavaş yavaş aşık oluyordu. Reo ile birlikte olmak hoşuna gidiyordu ve bundan oldukça memnundu. İsagi gibi yormuyor aksine gençleştiğini hissettiği bir ilişkide olduğunu düşünüyordu. Eğer ailesinin bu isteği olmasa Reo ile gerçekten hayatının sonuna kadar birlikte olmak isterdi. 

Odanın kapısı gürültülü bir şekilde açılırken göz devirip kapıya döndü. ''Jay, kapı çalma huyun yok mu senin?'' Jay, geniş bir gülümseme ile odada ilerleyip geniş koltuğa yayıldı. ''Şirket benim, istediğimi yaparım.'' Elindeki viski bardağıyla Jay'in yanına yaklaşıp karşısındaki koltuğa oturdu.

''İki aydır yurtdışındaydım merak ettiysen diye söyleyeyim dedim. Bir ara kaybolmuşsun, telefonunu falan kapatmışsın. Ne iş?'' Göz kırpıp cevap bekledi. ''Hiç merak etmedim hatta burada olmadığını bile fark etmedim desem yalan olmaz. Reo ile birlikteydim.'' 

Jay, meraklı bir şekilde koltukta doğruldu. ''Bana Reo'yu tavladığını söyleme.'' Nagi, piç bir gülümseme takınıp bardağı masaya koydu. ''Kardeşinin elde edemeyeceği hiçbir şey yok ağabeyciğim.'' Jay, şaşkınlıkla doğru söyleyip söylemediğini anlamaya çalışıyordu.

''İki aydır birlikteyiz. Benimle evlenmeyi düşünüyor hatta.'' Jay'in şaşkınlığına şaşkınlık katarken güldü. ''Sen düşünüyor musun peki?'' Diye sordu hala şaşırmaya devam ederken. ''Hım battıktan sonra hala benimle olmaya devam ederse neden olmasın? Çok iyi anlaşıyoruz ve yataktaki uyumumuz harika.''

''Seni şerefsiz. Koskoca Reo Mikage'yi tavladığına hala inanamıyorum.'' Nagi, arkasına yaslanıp kollarını göğsünde bağladı. ''Daha önce hiç Alfa ile ilişki yaşamamış ki. Biraz güzel söz, ilgi ve yatak tecrübesi düşmesine yeterli oldu.'' 

''Senden korkulur velet. Her neyse şirket ne alemde? Yurtdışından döndüğüm gibi buraya geldim de bir boktan haberim yok.'' Nagi, derin bir nefes alıp viski bardağına uzandı. ''İkinci sıradayız şuan. Reo'nun aklını biraz daha karıştırmam gerekiyor.'' 

''Onu da haftaya buluştuğumuz zaman yapacağım. Haftaya her şeyini kaybedecek ve bana muhtaç kalacak.''

***

#Nagikapatılsın #Reodeservesbetter ben konuşursam çok ağır konuşurum o yüzden sözü siz değerli okuyucularıma bırakıyorum. 

Revenge || Nagireo OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin