Shin, Ren'in elindeki oyuncağı aldığı gibi kaçmış Ren'in ağlamasına neden olmuştu. Gözyaşları yanaklarına süzülen Ren'i kucağına alan Reo, şefkatle ona bakarken yanağını yanağına yaslayıp gülümsedi.
''Neden ağlıyorsun bebeğim?'' Ren, hıçkırıklarının arasında bağırdı. ''Oyuncağımı çaldı!'' Shin, kapı pervazına ellerini yaslamış bir şekilde onlara bakıyordu.
''Çalmadım yalan söyleme!'' Reo, kaşları çatılı Shin'e dönüp güldü. ''Kardeşinin oyuncağını ver bakalım.''
Shin, ellerini göğsünde birleştirip yüzünü yana çevirdi. ''Yok bende oyuncak falan.'' Ren'in ağlaması şiddetlenirken Reo, Ren'in sırtını sıvazlayarak Shin'in yanına ulaşmıştı.
''Canımın içi neden böyle yapıyorsun? Aynı oyuncaklardan sende de var zaten.'' Shin, dudaklarını büzerek yere oturdu.
''Bana ne ben Ren'in oyuncaklarını istiyorum!'' Reo'da Ren'le birlikte Shin'in karşısına oturmuştu. ''Ama sen oyuncaklarını onunla paylaşmıyorsun.''
''Çünkü onlar benim oyuncaklarım!'' Ren'in ağlaması dururken Reo'nun kucağında fırlayıp Shin'in üstüne atlamıştı.
''Senden nefret ediyorum! Niye benim kardeşimsin ki? Her şeyimi kıskanıyorsun!'' Ren, minik elleriyle Shin'in saçlarını çekiştirirken Nagi'nin sesi odada yankılanmıştı.
''Eğer on saniye içinde barışmazsanız akşam lunaparka falan gitmeyeceğiz.'' Ren, ellerini anında Shin'in saçlarından çekerken Shin, doğrulmuş kötü bakışlarını Ren'e dikmişti.
''O başlattı.'' Ren, işaret parmağıyla Shin'i gösterip ayaklandı ve Nagi'nin yanına koştu. ''Oyuncağımı çaldı baba.''
Ren, Nagi'nin bacağına sarılıp burnunu çekerken Shin'le bakışma yarışına girmiş gibiydiler. İkisi de göz temasını bir saniye bile bozmuyordu.
''Oyuncağı alayım.'' Nagi, elini uzatıp avcunu gösterdi. Shin, yüzünü düşürüp odadan çıkmış birkaç saniyenin ardından oyuncakla birlikte geri dönmüştü.
''Kardeşinden özür dile ve bir daha yapmayacağını söyle.'' Nagi, hiçbir zaman çocuklarına karşı katı biri olmasa da bu tür olaylarda katı olmaya çalışıyordu.
Shin, sürekli Ren'i farklı olaylardan ağlattığı için Nagi, mecburen bu yola başvurmak zorunda kalıyordu. Diğer türlü Shin'i asla durduramazlardı.
Shin, çekingen bir tavırla Ren'e yaklaşıp oyuncağı uzattı. ''Şaka yapmak istemiştim özür dilerim. Bir daha yapmayacağım.'' Ren, oyuncağı geri itip gülümsedi.
''Eğer çok sevdiysen senin olabilir.'' Shin'in yüzünde kocaman bir gülümseme belirirken oyuncağı yere atıp kardeşinin üstüne atlamış ve yere düşmelerine neden olmuştu.
''Sen benim en iyi arkadaşımsın Ren!'' Sürekli onunla uğraşsa da Ren'i her zaman en iyi arkadaşı olarak görüyor ve seviyordu.
Eh, nasıl görmezdi ki? Ren'den başka kimse ona sabır gösteremezdi. Ne zaman hata yapsa onu affediyordu.
Reo, Ren ve Shin'e hayranlıkla bakıp Nagi'nin kolunun altına girdi. ''İkiz olmak böyle bir şey sanırım.'' Nagi, kafasının tepesini öpüp kollarını bedenine sardı.
''Ne kadar kavga edip birbirlerini kırsalar da kardeş onlar. Özür dilemeyi ve barışmayı bildikleri sürece sorun yok.'' Kafasını, omzuna yaslayıp birlikte oynamaya başlayan oğullarına baktı.
''Çok hızlı büyüyorlar.'' Reo, iç çekip dolan gözlerini umursamamayı seçti. Dün gibi hatırlıyordu ilk kez kucağına aldığı zamanı, uykusuz kaldıkları, bebek bezleriyle, mamalarla uğraştıkları anları.
Çokça zorlansalar da daha da bağlanmalarını sağlamıştı o anlar. Zorlu yollardan geçmiş, çeşitli kandırmacalarla kırılmıştı kalpleri ama sonunda mutlu olmayı başarmışlardı.
''Ne ara dört yıl geçti...'' Reo, kollarının arasında dönerek boynuna sarıldı. ''Seninle zamanın nasıl geçtiğini anlamak mümkün değil sevgilim.''
Shin, elindeki pamuk şekeri Ren'e uzatıp alması için beklerken arkalarından el ele yürüyen Nagi ve Reo'da duraksamıştı. Ren, birazını koparıp yerken tekrar yürümeye başlamışlardı.
''Baba susadım.'' Shin, arkasını dönüp babasına bakmıştı. Nagi, elindeki su şişesini Shin'e uzatıp aldıktan sonra saçlarını karıştırdı. Shin, şişeden biraz su içtikten sonra tekrar babasına uzatmış ve Ren'in elini tutup çekiştirmeye başlamıştı.
''Buna binelim!'' Shin, çocuklar için olan çarpışan arabalara hayranlıkla bakıp arkasını döndü. Nagi'nin onaylayan gülümsemesini görüp girişe koşmuştu.
''Çarpmasana bana!'' Shin, sinirle tanımadığı çocuğa bağırıp arabasını ona çarptırdı. ''Önüme çııkan sensin bücür!'' Reo, korkuyla pistin yanına yaklaşırken Nagi, onu durdurmuştu.
''Aralarında halletsinler karışmayalım. Shin, dövmeye çalışırsa müdahale ederiz.'' Reo, alt dudağını dişleyip her ihtimale karşı hazırda bekliyordu.
''Sen benden daha kısasın bir kere!'' Beyaz saçlarını kendini beğenmişçesine geriye itip gülüşünü sergiledi.
''Of kes kesini çirkin şey.'' Ren, hızlı bir şekilde kardeşine laf atan çocuğun arabasına vururken kaşlarını çatmış her an saldırmaya hazır bekliyordu.
''Benim kardeşim çirkin değil. O gördüğüm en yakışıklı çocuk çünkü babama benziyor!'' Nagi'nin dudakları şaşkınlıkla aralanırken gururla baktı oğluna.
''Ve babamda dünyadaki en yakışıklı adam!'' İşaret parmağıyla Nagi'yi işaret etti. ''Bak o kişi benim babam.'' Çocuğun bakışları işaret ettiği yöne dönerken irkilmiş hızlıca pistte başka yöne ilerlemişti.
Shin, Ren'e yaklaşıp elini havaya kaldırdı. Ren, havadaki eline beşlik çakıp kahkaha attı. ''İkizlerin gücü!'' İkisi de aynı anda bağırırken herkes bir anlığına dönüp onlara bakmıştı. Nagi ve Reo, onların bu hallerini gülerek izlediler. ''Sanırım korkmamıza gerek yokmuş.''
***
Hellüüü ailevi ve okulla ilgili bazı problemlerim vardı yasaklamalar falan filan bölüm atamadım yasağım kalktığı gibide gelip bölüm yazmak istedim bebişlerimi özlemişim :') birkaç bölüme kadar final yapacağım o sırada da yeni bir nagireo salarım gibi duruyor rinsagi kurgum pek sevilmedi sanırım emin olamadım ama ona da bölüm yayınlamaya devam edeceğim tutmazsa da yapacak bir şeyim yok maalesef :')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge || Nagireo Omegaverse
Fanfic『Nagi Seishiro x Mikage Reo』 » Cinsellik içerir. 『230223 - 050523』