23

1K 78 142
                                    

Kapının zili çalarken Nagi, elindeki belgeleri toparlayıp aceleyle masanın üstüne bıraktı ve ayaklandı. Masanın üstündeki içkilere göz gezdirip kapıya yöneldi ve açmadan önce yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi. 

Kapıyı açar açmaz Reo ile göz göze geldi. Reo, ona zaman tanımadan kollarının arasına atlarken Nagi, belinden yakalayıp içeri çekmişti. Kollarının arasındaki bedeni kapıya dayayıp dudaklarını büyük bir açlıkla öptü. 

Dudakları birbirinden ayrılırken Reo, kollarını boynuna sarmıştı. ''Seni çok özledim.'' Diye fısıldayıp boynunu öptü. ''Senden ayrı kalmak çok kötü.'' Reo'nun ayakları yerden kesilirken tepki vermemişti çünkü Nagi'nin onu kucaklamasına alışmıştı. 

Nagi, koltuğa oturup Reo'yu dizlerinin üstüne oturttu. ''Sensiz ev çok sıkıcı.'' Diye mırıldanıp belini okşadı. ''Keşke hep burada kalsan.'' Reo, saçlarını okşarken kafasını omzuna dayadı. 

''Artık kalmak zorundayım sanırım.'' Nagi'nin bakışları omzunda yatan yüze döndü. ''Ne demek zorundayım? Bir şey mi oldu?'' Reo, buraya gelmeden önce prova yapsa da diyeceklerini tamamen unutmuştu. Böyle bir şeyin haberini verecek olmak heyecandan midesinin bulanmasına neden oluyordu. 

''Nagi...'' Kafasını omzundan kaldırıp doğruldu ve Nagi'nin ellerini ellerinin arasına alıp okşadı. ''Benim sana söylemem gereken bir şey var ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.'' Nagi'nin kaşları çatıldı. 

''Direkt söyle. Benimle her şeyi konuşabileceğini biliyorsun çekinmene gerek yok.'' Reo, dizlerinin üstünde kıpırdanıp derin bir nefes alıp verdi. ''Ben hamileyim.'' 

Nagi'nin surat ifadesi şok ve korku dolu bir şekil alırken Reo'nun ellerinin arasındaki ellerinin titrediğini hissetti. ''Ne?'' Diye fısıldadı. ''Şaka mı yapıyorsun?'' Diye sordu emin olmak için. Eğer şaka yapıyorsa sonunun çok kötü biteceğinden emindi.

Reo, elini hırkasının cebine götürüp ultrason kağıdını aldıktan sonra geri çıkardı ve kağıdı Nagi'ye gösterdi. ''Bak.'' Eliyle kağıttaki bir noktayı işaret etti. ''Bu bizim bebeğimiz ama daha iki aylık olduğu için minicik.'' 

Nagi, şok içinde bir ultrason kağıdına bir Reo'ya bakıyordu. Siktir diye geçirdi içinden. Binlerce kez siktir. ''Sevinmedin mi?'' Diye sordu ultrason kağıdını kendine çevirmiş şefkatli bir şekilde minicik olan bebeğine bakarken. 

''Biliyorum çok erken böyle bir şey için ama birlikte bunun üstesinden gelebiliriz.'' Nagi, ona gülümsemeye çalıştı. ''Ben bir lavaboya gideceğim. Hemen dönerim.'' Kucağındaki bedeni dikkatle koltuğa oturtup kaçar adımlarla lavaboya ilerledi.

Kapıyı kapatıp ellerini lavaboya dayadı. ''Tek ilişkide nasıl hamile kalabilir şansımı sikeyim.'' Yüzünü aynaya çevirdi. ''Peki neden mutlu hissediyorum?'' Diye sordu aynadaki yansımasına. ''O çocuğu istiyor muyum yoksa?'' Elleriyle yüzünü sıvazladı. 

Dakikalar sonra ''Sikerler.'' Diye mırıldanıp doğrularak lavabodan çıktı ve yavaş adımlarla onu bekleyen Reo'nun yanına ilerledi. Reo'nun endişeli bakışlarına karşılık samimi bir şekilde gülümsedi. Önüne geçip dizlerinin üstüne oturdu. 

''Dokunabilir miyim?'' Diye mırıldandı elleri hazırda beklerken. Reo, onu başıyla onaylarken Nagi'nin soğuk ellerini karnında hissetti. ''Şimdi burada bizim bebeğimiz mi var?'' Diye sordu karnını okşarken. 

Reo, şirin bir şekilde güldü. ''Evet.'' Dedi gülüşlerinin arasından. Nagi, bakışlarını karnından çekip gözlerine çevirdi. Mor gözlerdeki istek ve mutluluk duygusu Nagi'nin karar vermesini kolaylaştırmıştı. 

''Beklesene bir dakika.'' Deyip ayaklandı. Masanın üstüne bıraktığı belgelere ilerleyip eline aldı ve tek hamlede buruşturup masanın üstündeki çakmakla tutuşturarak tabağın içine bıraktı. Belgelerin yanışını izleyip sonunda sadece küller kaldığında onu merakla izleyen Reo'ya döndü. 

Tekrar aynı pozisyona geçip kafasını karnına yasladı. ''Seni ve çocuğumuzu bırakmaya niyetim yok.'' Ardından ekledi. ''Hemen evlenelim.'' 

Nagi, birkaç gün önceden hazırladığı belgeleri Reo'yu sarhoş edip imzalatarak bütün mal varlığını kendi üstüne geçirecek ve Reo'yu beş parasız, bitmiş bir halde bırakacaktı. Reo'yu da bu yüzden elde etmek istemişti ama Reo'nun hamilelik haberi bütün planını altüst etmişti. Nagi'nin verdiği karar belki de tüm hayatını, ailesini etkileyecekti ama umursamamıştı. O an gerçekten de Reo ile olmak, çocuğuna sahip çıkmak istemişti. 

''Seni seviyorum.'' Diye fısıldayıp karnını öptü. ''Sizi asla bırakmayacağım. Yemin ederim bırakmayacağım.'' Reo'ya olan duygularını kabullenmek istemese de farkındaydı. O da Reo'nun kendisine düştüğü gibi ona düşmüştü. Nasıl düşmezdi ki? Onu sevişi, ilgilenişi, sarılışları, öpüşleri, dokunuşları nasıl kendine aşık etmezdi? Hayatında ilk kez böyle bir şey yaşıyor ve kaybetmek istemiyordu. 

Düşmanı olan Reo Mikage'ye aşık olup onunla çocuk sahibi olacak olmak hayal edemeyeceği bir durumdu ama olmuştu işte. Düşman şirketlerin oğulları birbirlerine aşık olmuş ve iki şirketi de ya büyük bir kaosa sürükleyecek yada birleştirecek bir çocuk dünyaya getireceklerdi. 

***

Her bölüm Nagi'ye sövdürttükten sonra tek bölümde Nagi'yi adam edip yola getirince yazar:

Her bölüm Nagi'ye sövdürttükten sonra tek bölümde Nagi'yi adam edip yola getirince yazar:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Taklaya gelip kaosa kafa göz dalacaklarından emin olan okuyucularım:

Taklaya gelip kaosa kafa göz dalacaklarından emin olan okuyucularım:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Revenge || Nagireo OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin