5

229 14 0
                                    


Medya:Nicolas

Nefesim kesildi.
Belki de nabzım yavaşlıyordu. Ya da tamamen atmayı bırakmıştı.
"Teşekkür ederim, iyi geceler" topuk sesleri ve parfüm kokusu her adımda benden uzaklaşırken hareket edemedim.
Konuşmak istedim.
Ama ağzımdan kelimeler çıkmıyordu.
Sanki ağzından çıkanlar kelimeler değil, birer silahtı. Öldürücü silahlar.
İtalya'da bir gece yarısı Evangelina'yı mı görmüştüm.
Tüm o korkunç geceler boyu artık benimle aynı gökyüzünü paylaşmadığını düşündüğüm Eva'yı.

Cam vitrinin arkasından bana son bir kez bakıp uzaklaşmaya başladığında bir şey yapmak istedim. Peşinden gitmeli, adını tekrar sormalıydım. Belki de yüzüne daha dikkatli bakmalıydım.

"Czar." Bir çift el beni tuttuğunda birkaç saniyedir onu son gördüğüm noktaya baktığımı fark ettim. Kan akışım durmuş, zihnim bulanıklaşmıştı.

Bir zamanlar yaşamak için tek sebebim olan insanla konuşmuş ve onu tanımamış mıydım?

'Evangelina, Evangelina Castelli.'

İpeksi sesi zihnimde dolanırken yutkundum. Vücudum karıncalanıyor, ayaklarım tutmuyordu. Tatlı vitrininden destek almak zorunda kalmışken Orya bir kez daha elini salladı.
"Czar, Czar kendine gel. O düşündüğüm ki miydi?" Hayretle açılmış gözleri bir cevap için yüzüme bakıyordu ama bilmiyordum.
Nasıl bilebilirdim ki o çok.. farklıydı.
"Bilmiyorum." Kelimeler ağzımda dağılırken kendimi dışarı çıkmaya zorladım. Birkaç adım sonra onu ilk gördüğüm noktaya ulaşmıştım ve o uzakta bir nokta olmak üzereydi.
Omuzlarındaki kürk rüzgarda savrulurken zarif parmaklarının kavradığı pasta kutusu tüm yaşadıklarımın gerçek olduğunu gösteriyordu.

Hayal görmüyordum.

Evangelina'yı görmüştüm. O benim Eva'mdı ve şu an uzaklaşıyordu.
Ne yapacağımı bilemeden etrafıma bakındım. Ne aradığımı bilmiyordum. Onu takip mi etmem gerek bilmiyordum.
Sonunda ayaklarım benden bağımsız hareketlenirken duyduğu adım sesleri onu durdurdu.
Bedeni yay gibi kıvrılarak bana döndüğünde nefesim kesildi.
O kadar güzeldi ki aklımı kaçıracaktım. O kadar zarif ve.. bilmiyordum. Güçlü gözüküyordu.

Yanına ulaştığımda beni baştan aşağı süzerken gözlerindeki merakı gizleme gereksinimi duymamıştı. O gerçekten Eva mıydı?
Sert sesi tekrar göğsümü delerken karşısında sağlam durmaya çalıştım.
"Uzatmayalım dediğinizi sanmıştım." Sorgulayan bakışları beni içten içe kıvrandırıyordu. Yıllarca gözlerini son bir kez görmek için neleri gözden çıkarabileceğimi düşünmüştüm. Şimdi fark ediyordum ki o yeşilin en koyu tonu gözleri için tüm hayatımı feda edebilirdim.
"Evet, evet kusura bakmayın. O yüzden gelmedim." Ne diyecektim. Ne demeliydim? Kafam durmuştu ve tek düşünebildiği ona dokunup gerçek olduğunu kanıtlamak istemekti.
Rüya görmüyordum.
Hayır, kesinlikle rüya görmüyordum.
"İsminiz." Dedim ellerim saçlarımda dolaşırken. Sakin kalamıyordum. "İsminiz, Evangelina Castelli mi?" Gözleri sadece bir saniyeliğine kederli baktığında kaşlarım çatıldı. Beni hatırlıyor muydu?
"Evet." Bakışları normale döndüğünde yutkundum. Soğuktu. Hayır, buz gibiydi.
Vücudundan yayılan tehlikeli kızgınlık bana çok yabancıydı. O gerçekten benim Eva'm mıydı?
"Kim soruyor öğrenebilir miyim?" Tek kaşı kalkmış, uğruna ölebileceğim gözleriyle bana yabancı gözüyle bakıyordu.
Kalbimin fiziksel olarak acıdığını hissettiğimde elim göğsüme gitti.
Sancıyordu.
Bir anlığına baktıktan sonra ilgilenmeden tekrar sorusuna döndü.
Canımı daha çok yakıyordu.
Soru sorarcasına kafasını salladığında "Czar." Dedim. Neden gerçek ismimi söylemediğimi bilmiyordum. O an bu doğru hissettirmişti.
"Czar mı? Bu bir lakap değil mi?"
"Evet." Dedim kafa sallarken. "Öyle."
"Peki gerçek isminizi öğrenebilir miyim?" Söylemeli miydim? Evet, evet söylemem gerekiyordu. Tam ağzımı açmak üzereyken eli önümde durdu ve  "Ya da boşverin." Dedi.
"İnanın ilgilenmiyorum. Beni ne için durdurmuştunuz?" Kelimeleri kibar ve seviyeli olsa da hayatımda aldığım her yaradan daha çok acıtıyordu. Kalbimi avucuna almış sıkıyor gibiydi.

Ölümcül TakıntıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin