İyi Okumalar!
Avuçlarımın arasındaki küçük hap paketini incelerken gözlerim kısıldı. Görkemle ilgili elimdeki tek şey buydu. Başımı onaylamazca salladım kendi kendime. Bu kadar güzel bir hayatı varken niye uyuşturucu kullansın ki? Belki de onun değildi? Arkadaşlarından birinin olabilir miydi?
Bir de para meselesi vardı.
Fotoğrafçı...
Sinirle burun kemerimi sıkarken sakinleşmeye çalıştım. Görkem, Emre, fotoğrafçı, Canan... Kim bilir daha kaç kişi bu olayın içindeydi. Sahi, Canan benden sonra ne yapmıştı?
Düşünceler içinde kıvranırken duyduğum sesle çatılı kaşlarım gevşedi. Piyano çalıyordu. Gözlerimi kapatıp huzurlu melodiyi dinlerken saniyeler içinde ritim bozuldu, ses kesildi. Gözlerimi açıp doğruldum. Piyanonun sesi yine duyuldu. Merakla ayaklandım. Ses alt kattan geliyordu. Asansörden bir kat aşağı inip duvarlardan destek alarak beyaz kapılı odanın önünde durdum. Kapı aralıktı. İçeri girerken piyanoyu çalan Akan'ı gördüm. Dudaklarımda bir tebessüm şekillenirken Akan birden tiz bir notaya bastı. Sonra korkuyla elini geri çekti. İkisi de beni görmezken başında dikilen kadının elindeki ince uzun çubuğu sertçe piyanoya geçirdiğini gördüm. Akan, korkuyla irkilmişti.
''Akan! Oh mon Dieu! Aptal mısın yoksa bilerek mi yapıyorsun?" Bir daha vurdu çubuğu. Akan elleriyle kulaklarını kapattığında dişlerimi sıktım. ''Bu iki oldu. Üçüncü de bu değnek piyanoya inmeyecek!"
''Nereye inecekmiş?" Sert sesimle ikisi birden bana döndüler. Derince çatılmış kaşlarımla içeri girdim, kapıyı arkamdan kapattım. Akan bana bakarken titremeye başlamıştı. Onun gözlerindeki korku, içimdeki öfkeyi harlıyordu. ''Bana da göstersene.''
''Sen bu işe karışma Görkem.'' Dalga geçiyordu herhalde.
''Hadi ya.'' Ağır aksak koltuk değneğinin yardımıyla Akan'a doğru yürürken istemsizce bakışlarım yumuşadı. ''Piyano çalmayı seviyor musun Akan?"
Akan maviye çalan grileriyle bana baktı. O gözlerdeki yardım çığlığından kendisinin bile haber yoktu sanki. Usulca başını eğerken öyle mutsuz görünüyordu ki kendimi zor tutuyordum ona sarılmamak için.
''Görkem yeter. Dersi sabote ediyorsun. Çıkmazsan-"
''Akan.'' Diye seslendim. Kadının lafını kesmem sinirli soluklarla önüme geçmesine sebep olmuştu ama yetmemişti Akan'daki ilgimi dağıtmaya. Uzun bir süre sesini çıkarmadan başı eğik durdu. Sonra merakla göz ucuyla bana baktı. Ben zaten ona bakıyordum. Hâlâ cevap beklediğimi görünce şaşırdı sanki. Sonra önünde duran öğretmenine baktı. Belki de arkası dönük diye cesaret aldı, sonunda başını belli belirsiz iki yana salladı.
''Görkem çık! Bu saygısızlığının hesabını Mahur hanıma vereceksin." Akan'dan gözlerimi ayırıp tehdit edercesine değneğini sallaya sallaya konuşan kadına baktım. Güldüm, sonra bir anda elindeki değneği kaptım. Tek hareketle kırıp avucuna tutuşturdum.
''Ne yaptığını sanıyorsun sen! Kafayı mı yedin Görkem?" Şokla bağırdı. Yüzümü buluştururken çenemle Akan'ı gösterdim.
''Sesini kıs. Onu korkutuyorsun.'' Dedim. Şimdi gerçekten dehşete düşmüştü.
''İnanamıyorum. Eski öğrencimden böyle bir muamele gördüğüme inanamıyorum.'' Kadın yüzünü buruşturdu. ''mal élevé'' Hızla eşyalarına yöneldiğinde şaşkın duran Akan'a göz kırptım.
''Hadi ya, hiç hatırlamıyorum. Tüh, gitti o kadar emek.'' Eğilip Akan'ın kulağına sır verircesine fısıldadım. ''Zaten çok sıkıcı bu zımbırtıyı çalmak. Başım şişti dan dan. Top oynamak varken piyano da neymiş hem.'' Akan'ın yüzündeki hayret küçük bir tebessüme bulandığında ben de güldüm. Öğretmen söylene söylene kapıyı çarparak çıkıp gittiğinde uzaklaştım Akan'dan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouvaille (GAY)
Mystery / ThrillerÖldüm ve yepyeni bir hayata, aynı beden içinde yeniden yaşamaya başladım. Mezarımda benim adım var. Ama ceset, hayatını yaşadığım çocuğa ait. O çocuk artık benim.