Taylor Swift, Paper Rings
Bu bölüm çok hoşuma gitti sebepsizce :')
🖇
"Bu çocuğu daha ne kadar bekletmeyi düşünüyorsun? Bence artık evet demen gereken zamandayız!"
İkimizde haftasonu olduğu için parkta buluşmuştuk ve iki tane boş salıncak gördüğümüz gibi hemen oturmuştuk. Şimdi hem sallanıyorduk hem de konuşuyorduk. Aslında ders çalışmamız gerekiyordu ama hava Şubat ayına göre fazla güneşli olduğu için dayanamamış çıkmıştık.
Ayağımı biraz ileri ittirip salıncağı salladım. "Ya ben de evet demek istiyorum ama utanıyorum."
Gözde salladığı salıncağı ayağıyla durdurup yüzüme baktı. "Yüzüne söylemene gerek yok ki? Numarası yok mu sen de yaz işte!"
"Yazayım mı gerçekten?" Bu sorum bol düşünce içeriyordu.
Gözde benim aksime çok heyecanlıydı. "Evet yaz gitsin. Hem bedavadan ona yakın olabilme hakkı kazandın, daha ne istiyorsun!"
O sallanmaya devam ediyordu ben ise durmuş gözümün önünde koşan iki çocuğu izliyordum. Ona bedavadan yakın olma fikri güzel geliyordu ama bilinmeyen olma durumum vardı. Ben şimdi öğrenilmek istenmiyordum. En azından önümüzdeki büyük sınav bittikten sonra olabilirdi. Ama şimdi olmazdı!
Kutay, ona sözel dersi çalıştırmamı teklif etmesinin üstünden 1 hafta geçmişti. Hiç beklemediğimden düşüneceğimi söylemiştim. Korkuyordum. Duygularımı dışa vurmamayı başarabilirdim peki ya gözler? Gözler yalan söyleyemezdi ve ben onu seviyordum.
Ama onun önünde büyük hedefleri vardı ve sözeli kötüydü. Ona yardımım dokunacaktı, belki sözeli benim sayemde iyi olacaktı. İşte bu düşünce içimi sıcacık yapıyordu. "Evet yazacağım ona. Ona yardımım dokunacak, bu bile benim için harika bir şey!"
Gözde gülerek ellerini çırptı. Onun heyecanına ben de gülerek eşlik ettim. İkimizde, boş bulduğumuz iki salıncakta sallanarak günü bitirdik.
Şimdi evde çalışma masamda oturmuş tekrarlarımı yapıp soru çözmeye karar vermiştim. Önümde açık olan test kitabındaki soruyla bakışırken aslında düşündüğüm soru değildi. Aklım Kutay da kalmıştı. Zaten aklım hep ondaydı. Ve kalbim de...
Zaten ona yazmayı kabul etmiştim neyi bekliyordum ki?
Masamdan heyecanla kalkıp yatağımın üstündeki telefonumu alıp ilk önce hattımı kontrol ettim. Kutay ile bilinmeyen olarak konuşabilmek için yeni bir hat almıştım... Aptalca bir fikirdi ama işe yarıyordu. Kendi hattımda olduğumu fark edince derin bir nefes alıp mesaj kısmını açtım. O bana numarasını vermişti ama ben de numarası zaten vardı. Ne kadar komik!
Ne yazacaktım ki?
Yasemin: Merhaba!
Sil, sil.
Yasemin: Evet demek için yazmıştım aslında
Of. Sanki evlilik teklifine cevap veriyorum. Sil, sil.
Yasemin: Teklfini kabul ediyorum, seni çalıştıracağım.
Göndermiştim! Hem heyecandan hem de gerginlikten karnım ağrımaya başlamıştı. Ben mesaj ekranına yazdığım mesajı bilmem kaç kere daha okurken o çevrimiçi olmuştu ve yazıyordu. Bana!
Kıutay: Yasemin?
Yasemin: Evet benim.
Kutay: Teklifimi düşünmek için 1 haftaya gerek var mıydı?
Yasemin: Kusura bakma, o kadar bekletmek istememiştim
Yasemin: Bir kaç pürüzle uğraşmak zorunda kalmıştım, anca yazabildim
Kutay: Anladım.
Kutay: Anladığım kadarıyla kabul ediyorsun?
Yasemin: Evet, kabul ediyorum
Kutay: Güzel, teşekkür ederim.
Kutay: Ne zaman başlayalım çalışmaya?
Yasemin: Rica ederim, müsait olduğun bir zaman başlayabiliriz
Yasemin: İstersen Pazartesi günü ben sana sözel notlarımı vereyim, çok işe yararlar
Kutay: Sen öyle diyorsan, öğretmen sensin.
Yasemin: Peki... Pazartesi görüşürüz?
Kutay: Görüşürüz, Yasemin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zıt Kutuplar | yarı texting
ChickLitO sınıf birincisiydi. Ben ise ortalama bir kız. O sayısal derslerini severdi; ben ise sözel derslerini. O kitap okumayı sevmezdi; ben ise kitap okumayı severdim. Onun hayalleri büyüktü, benim küçük. Zıt insanlardık biz. Belki de bizi bir araya getir...