!UYARİ 16+!!
Siz; saçlarını kestirmişsin
Ex; öyle oldu biraz.
Siz; Yakışacağını söylemiştim sana
Ex; sen bana yaz diye kestirdim zaten yavrum
Siz; hoşt senin yavrun ben değilim Pavel Mark Petrov
Ex; Hayır benim açımdan hâlâ yavrumsun. Hepte öyle ka...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi okumalarr 🖤
Sigara dumanını üfledim. Eve geleli ne kadar oluyordu bilmiyordum. Kafam uçmuştu. Ellerim titremeye başlayınca gözümü yumdum. Bir çift mavi göz gelmişti gözlerimin önüne. Kalbim hızlandırken gözlerimi ovalaladım.
Laven ile yine ayrılmıştık.
Bazen bu çok kötü hissettiriyordu. Gerçek olacak diye ödüm kopuyordu. Laven olmazsa ne bok yiyeceğimi bilmiyordum. Başımı ovaladım. Laven'e yazamamak sinirimi bozuyordu ama biliyordum ki her şeyin zamanı vardı.
Ceketimi üstüme geçirmeden önce elimdeki sigarayı küllüğe bastırdım. Laven yokken bu şeye sığınıyordum hep.
Ceketimi üstüme geçirdiğimde beklemeden evden çıktım. Yüzüme soğuk vurduğunda aldırmadım. Alışıktım soğuğa. Rusya burdan katlarca beterdi.
Kaskımı takarak motora atladım. Birkaç dakika içinde okula vardığımda boş bir yer bularak motorumu bıraktım. İstemsizce elimi üstünde gezdirerek gülümsedim.
"Selam." Diyen kıza döndüm. Adını aklımda tutmamıştım. Selam verip vermemek arasında gidip geldim. Odun olmaya gerek yoktu.
"Merhaba." Dediğimde kocaman gülümsedi.
Umarım düşündüğüm şey değildir.
"Şey hayatında-" devamının düşündüğüm gibi olmaması için sözünü kestim. Düşündüğüm olsun veya olmasın bu cümleyi bitirmesini istemiyordum.
"Var." Suratı düşerken hevesi gitmişti.
"Yanında biri olmayınca ben sanmıştım ki."
"Bu insanların hayatında biri olmadığı anlamına gelmez."
"Lavenle ayrıldığını duymuştum." Dişlerimi gıcırdatırken onun bir kız olduğunu aklımda döndürüyordum.
"Biz her zaman böyleyiz. Bu kalbimde olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Biz gerçekten ayrılmayız."
"Bu toksik bir ilişki sadece sana zarar-" öfkeyle sözünü böldüm. Yaptığım kalp kırmaksa da umrumda değildi. Laven ya da Laven ile aramdakiler hakkında hiçbir şey söyleyemezdi.
"Senin ne haddine?" Gözleri dolarken bunu umursamadım. Ona neydi? Belkide tepkim fazlaydı ama kendime engel olamıyordum. Konu Lavenle ilgili olunca olmuyordu işte.
"Ben sadece-" sözünü dinlemeden ilerlemeye başladım. Daha fazla konuşursa sinirlerimi tutamayacaktım. Zaten Laven ile iki gündür konuşmuyorduk. Kokusunu iki gündür solumamıştım. İki gündür onu öpmemiştim. İki gündür sarılmıyorduk. İki gündür bebeğim demiyordum. Bana paşam diyende yoktu.
