0.3 - Kriz

846 101 97
                                    

Öğlen olmuştu bu süreçte çoğu kişi tanışmak istemişti ama ben müzik dinleyip kitap okumuştum. Teneffüse hiç çıkmamıştım bu sayede sınıftaki öğrencileri incelemiştim.

Ayağa kalkıp yemekhane ye ilerledim. Yemekhaneye girdiğimde bazı gözler beni bulmuştu ama ben takmayıp yemeğimi alıp gözüme kestirdiğim bir sıraya ilerledim.

Tam sıraların arasından geçerken biri bana çelme taktı ve ben elimdeki yemekler ile yere kapaklandım.

Bana çelme takan kişiye baktığımda bu kişi o sarışın çocuktu. Arkadaşları ile bana gülüyordu ve bu beni utandırmış, kızdırmıştı. Bunlara alışmıştım ama gerçekten bazen sinirlenirdim.

Ayağa kalkıp hızla yemekhaneden ayrılma planları kurarken o sarışın çocuk beni tekrar yere düşürdü ve üstüme yürüdü.

"Özür dile!" Dedi sinirli bir ifade ile ama ben hiç bir şey yapmamıştım ki. Ona hiç bir şey demeden baktığım için daha çok sinirlendi ve yakalarımdan tutup ayağa kaldırdı.

"Özür dile!" Dedi tekrar ama ben tekrar bir şey demedim çünkü o bana çelme takmıştı. Yüzüme yumruk atması ile ne olduğunu şaşırdım ve şaşkınlıkla ona baktım. Beni tekrar yere düşürdü ve karnıma vurdu o sırada bir ses geldi.

"Minho yeter artık!" Dedi tanımadığım bir çocuk. Adı minho muydu?

Minho psikopat gibi gülüp ona karşı gelen çocuğa baktı.

"Ya! soobin işime karışma diye kaç kere söyledim ben sana?" Dedi. Soobin iki tarafa kafasını sallayıp yanıma geldi. Tam beni kaldırıyordu ki minho kolundan tuttu ve geriye savurdu.

"İşime karışma!" Öyle çok bağırmıştı ki korkmuştum ki sadece korkan kişi ben değildim. Öğrenciler toplanmış bizi merakla izliyordular.

"Zorbalık yapınca eline bir bok geçmiyor! O çocuk sana bir şey yapmadı bunu ona yapmaya hakkın yok!" Dedi ve Minho'yu itip yanıma geldi. Elini uzattığında tuttum ve ayağa kalktım o sırada Minho bizi izliyordu.

Yere düştüğüm için her tarafım toz olmuştu ve soobin o tozları temizlememe yardım ediyordu. Soobin belimi silkelerken biraz aşağıya inmişti.

Minho hızla yanımıza gelip soobini geriye itti. Gerçekten çok sinirli görünüyordu ve bu korkmama sebep olmuştu.

"Ne yapacağıma sen değil ben karar veririm!" Dedi ve arkadaşlarına kafa işareti yaptı. Arkadaşları gelip soobini almıştı ve götürüyordu.

"Lee Minho! Sen aptalın tekisin" dedi soobin bağırarak. Bunu neden söylemişti ki?

Minho'nun arkadaşları, soobini götürmüştü bile ve ben gittikçe korkmaya başlamıştım.

Minho üstüme yürümeye başladığında bende ona ayak uydurup geriye gidiyordum.

"Getirin!" Dedi arkadaki bir kaç çocuğa. Çocuklar gitmişti ve yaklaşık 1 dakika sonra gelmiştiler. Ellerinde üstünde buharlar çıkan bir su ve vişne suyu vardı.

Ben daha ne olduğunu anlamadan arkamdan kollarım tutuldu ve diz çöktürdüler. Minho eline vişne suyunu alıp yanıma geldi.

Şuan yemekhane de zorbalık görüyordum ve kimse bir şey bile demiyordu! Bu kadar mı acımasızsınız?

"Vişne suyu sever misin?" Dedi Minho gözlerime bakarak. Vişne suyunun ambalajını açıp biraz içti.

"Ben çok severim ve sende seveceksin" dedi vişne suyunu üstüme dökmeden hemen önce.

Her tarafım vişne suyu olmuştu ve tişörtüm beyazdı!

"Oh çok üzgünüm istersen temizlemene yardımcı olabilirim" dedi. Tanrım yardımına ihtiyacım yoktu!

Elinde sıcak su kovası olan çocuktan kovayı alıp sırıtarak bana baktı. Buna hazır değildim ama o çoktan sıcak suyu üstüme dökmeye başlamıştı. O kadar sıcaktı ki rezmen cehennemde yanıyormuşum gibi hissettim.

Çığlıklarım sanki ona huzur veriyormuş gibi gözlerini kapatıp sadece dinledi. Şuan istediğim tek şey ölmekti!

Ben hâlâ çığlık atarken telefonunu çıkardı ve bir kaç şeye baktıktan sonra okulun haparlörlerinden ses geldi.

'Anneni seviyorsan alkışla'

Anne..

'Babanı seviyorsan alkışla'

Baba..

Sanırım krizim tutuyordu ve ben delirircesine ağlamaya ve çığlık atmaya başladım. Herkes şokla bana bakıyordu ama onlar umursadığım en son şeydi.

Minho gülüp yanıma geldi ve kulağıma eğildi.

"Anneni babanı, babanı anneni seviyorsan alkışla hanji" dedi. daha sonra kulağımdan ayrıldı ama yanımda duruyordu hâlâ.

Şarkı kulaklarımda yankılanıyordu ve bir anda gözümde yaşananlar canlandı. Annemin vurulması,babamın vurulması ve o çocuk. Gözleri büyük, yanakları olan o çocuk.

Bu Minho'ydu ve tanrı şahidim olsun ki onu sürüm sürüm sürümdüreceğim.

Bir anda gerçekliğe döndüm fakat görüşüm bulanıktı. Titremeye başladığımda kimse bir şey yapmıyor sadece izliyordu bunu görebiliyordum.

Etraf bir anda karardı ve ben derin bir uykuya daldım. Umarım bir daha uyanmamak adına gözlerim kapanırdı.

_____________________

Tövbe de jisung valla döverim aaaaan yakışıyor mu öyle kelimeler ağzına?

Alkışla / minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin