Sonunda okul bitmişti eve gidebiliyordum, Bibi ile vedalaşıp servise bindim. kulaklıklarımı kulağıma takıp müzik listemden rastgele bir şarkıya tıkladım
Stray Kids - Blueprint
Akıp giden yolu izlerken servis bir anda durdu. neler olduğunu anlamak için kulaklıklarımı çıkardım. servisin kapısına baktığımda kapı açıldı ve içeriye silahlı, maskeli adamlar girdi.
"Herkes ellerini başının üzerine koysun!" kızlar çığlık atarken korkuyla yutkundum. silahları üzerimize tutup hepimize sırasıyla dikkatlice baktılar, sonunda gözleri bende durmuştu. lider olan elinde ki kağıda baktı daha sonra adamlara beni işaret etti adamlar yanıma gelip beni tuttukları gibi servisten indirip büyük, siyah bir arabaya bindirdiler.
Korkudan hem ağlıyor hem de kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Adamlardan biri maskesini çıkarıp uzun saçlarını geriye attığında bunun Hyunjin olduğunu anlamıştım. Diğerleri de maskelerini çıkardığında onların da Chan ve Changbin olduğunu anladım ancak cam kenarında oturan kişi maskesini çıkardığında başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü.
Bu.. bu Soobin di!
"Soobin?" dedim şaşkınlıkla. Soobin onlardan mıydı? ama neden bana böylesine büyük bir oyun oynamıştı? ben ona oldukça güvenmiştim ama o..
"Efendim Hanji" sırıtarak gözlerime baktı ancak benim gözlerim dolmuştu bu yüzden kafamı yere indirdim. ben onu gerçekten sevmiştim bana nasıl böyle bir ihanet etmiş olabilir diye düşünemeden edemiyordum.
Hyunjin ve Changbin gözümden akaln yaşlarla birlikte gülmeye başlamıştı ancak Chan bana sadece acıyan gözlerle bakıp önüne dönüyordu.
Okulun başından beri zorbalık görüyordum ve sebebini bile bilmiyordum ardından Soobin beni korumaya başladı, benim için kavga bile etmişti şimdi ise bana zorbalık yapanların arkadaşı olduğunu ve hepsinin bir oyun olduğunu anlıyordum. Zordu bunu sindirebilmek ancak güçsüz durmamalı, ne olursa olsun ayakta durmalıydım.
Kaçırılıyordum evet ama Soobin'in ihaneti daha ağır basıyor kaçırıldığımı bile düşünmeme engel oluyordu. Kafamı hüzünle Soobin den alıp cama çevirdim. Kara bulutlar toplanmış yağacak yağmurun haberini veriyordu.
Yağmurun yağacağını anlayan insanlar evlerine yada sığınacak bir yerlere koşuyordu o insanları izlerken bir kadını ve küçük bir çocuğu gördüm, kadın diz çöküp küçük çocuğun açık olan montunu kapatıyor ve bir yandan da gülümseyerek çocuğu seviyordu. ben ve annemde böyle anılara sahiptik ama ben bu anıları daha fazla yaşamak istiyordum tabi izin verseydiler. annem ve babam öldükten sonra oldukça yalnız ve karanlıkta kalmıştım.
Araba ilerledikçe insanlar ve binalar da azalıyordu, sonun da kaybolmuşlardı o sırada orman yoluna girdiğimizi fark ettim. Ormanda ne işimiz vardı bizim? hadi onu boş ver beni tam olarak nereye götürüyorlardı?
Ne kadar korkmamaya çalışsam da bu elimde değildi yarıca çok fazla korkuyordum. Şuan istediğim tek bir şey vardı oda eve dönmekti!
Yarım saat sonra araba durmuştu. Chan ve Changbin kolumdan tutup ormanın derinliklerine doğru yürütmeye başladılar. 10 dakika yürüdükten sonra orta boylarda ağaçtan bir ev gördüm ev peri masalından fırlamış gibi muhteşem duruyordu ancak ben neden buraya getirilmiştim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alkışla / minsung
JugendliteraturHan 8. yaş doğum gününde 'anneni seviyorsan alkışla' şarkısı çalarken anne ve babasının öldüğünü gördü ve bu travma olarak kaldı. lise 4'de başka bir okula transfer olur ve orada Lee Minho'yu görür. Lee Minho bu olayı bildiğinden ve Han'dan nefret e...