1.2 - Karanlık

578 58 157
                                    

Bazı insanlar sevilmeyi hak etmiyor..

Her karanlıkta kaldığımızda korkmaz mıyız,Neyden korkuyorduk sahiden?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her karanlıkta kaldığımızda korkmaz mıyız,Neyden korkuyorduk sahiden?

Kayboldum, ben bu Dünyada kayboldum. Ne yönümü bulabiliyorum nede yolumu biliyorum öylece kayboluyorum. Doğru olan bu değil ben bunları hakketmiyordum o zaman neden bu kadar kötü bir hayatım vardı?

Herkes neden istediği gibi yaşayamıyordu ki?

Cevapsız sorular..

"Anne sence hangi mesleği seçmeliyim?" Annemin elini sıkı sıkı tutmuş ona bakıyordum. Büyüyünce hangi mesleği yapsam bir türlü karar veremiyordum.

"Jisung senin seçtiğin meslek; senin eğlenbildiğin, yaparken asla sıkılmayacağın bir meslek olmalı. Yani demem o ki buna ben değil sen karar vermelisin bu senin hayatın" bu benim hayatımdı yani istediğimi yapabilirdim! Bu mükemmeldi.

Annem ellerini saçlarıma koyup sevdi.

"Saçların gittikçe yumuşuyor bebeğim" gerçekten öyleydi sanki bir kuş tüyü gibiydi saçlarım.

Gözlerimi açtığımda başımda bir doktor vardı. Başımda ki ağrıyı yeni fark etmiş gibi elimi hemen başıma götürdüm. Tamamen kendime geldiğimde odayı inceledim burası başka bir odaydı, kaldığım oda değildi.

"Sonunda uyandın uykucu" minho konuştuktan hemen sonra doktor odadan çıktı ve bizi yalnız bıraktı. keşke hep uyusam dedim içimden keşke hiç uyanmasaydım. "Kriz geçirmişsin cidden tam bir kıçsın! Neden kriz geçirerek beni yoruyorsun?" Bu kadar istenmiyordum işte.

"Dilini- her neyse kahvaltını getireceğim" dedikten sonra odadan çıkıp gitti.

Benim buradan gitmem gerekiyordu! Halam kesin çok merak ediyordur hayattımda ilk defa böyle bir olayla karşı karşıyaydım bu yüzden de aklımda ki herşey silindi, ben nasıl plan yapacağım?

Bugünü dinlenerek geçireyim ardından düşünürüm. Beni düşüncelerimden ayıran sert kapı yüzünden yerimde korkuyla kıpırdandım. İçeriye ilk önce tepsi ardından Minho girdi. Tepsiyi kucağıma bırakıp yatağın hemen yanında olan koltuğa oturdu.

"Yemeğini zıkkımlan ve yat seninle daha çok işimiz var" sakin ol hannie! Yok ben bunun anasını- küfür yok kendine gel!

Zar zor kendime gelip önümdeki yemeklere baktım. Normal kahvaltıydı ama çok iştah kabartıcı görünüyordu. Yemek çubuklarımı elime alıp yemeye başladım.

Sonunda tepsideki herşeyin yarısı yedikten sonra doymuştum. Yatağın yanında oturup bana bakan öküz yüzünden zar zor yemiştim. Yemeğim bittikten sonra Minho ayaklanarak kucağımda ki tepsiyi aldı ve bir peçete çıkarıp bana uzattı.

"Ağzın kirlenmiş" hâlâ ona mal mal bakarken bir anda peçeteyle sert bir biçimde ağzımı sildi. Bir an dudaklarım gitti sandım ne biçim siliyor hayvan!

Alkışla / minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin