1.0

584 26 5
                                    

💉💉💉

Yemeğimizi yedikten sonra mutfaktan salona geçtik. Kanepeye oturup elimi karnıma götürdüm. Tam iki tane dürüm gömmüştüm az önce. Nasıl olduğunu sormayın yedim işte.

Moralim bozuk ve üzgün olduğumda daha fazla yemek yiyordum ve bu hiç güzel bir özellik değildi. Allah'tan yediklerimi çabuk sindiriyor kilo almıyordum.

"Kesene bereket doktorum. İyi doyduk valla."

"Ne demek afiyet olsun Öykü hanım."

O da yanıma gelip oturdu. Kalbim yine hafiften hızlanmıştı. Sevdiğim adam yakınımda olunca benim kalp kafayı yiyordu.

"Film izlemek ister misin?"

Ona doğru dönüp kafamı salladım.

"Olur valla şöyle güzel bir roma- yok yok aksiyon filmi izleyelim."

"Aksiyon mu? Sever misin aksiyon filmlerini?"

"Tabii ki severim. Ne sandın beni doktorum?"

Aslında aksiyon filmlerinden nefret ediyordum. Benim tarzım daha çok romantik komedi, macera falandı. Ha bir de bilim kurgu falan. Ama laf ağızdan çıkmıştı bir kere. Maalesef geri dönüşü yoktu. Hem romantik filmlerde illa ki +18 şeyler oluyordu. Doktorumla baş başayken öyle şeyler izlememeliydik. Allah korusun şeytana falan uyarız. Düşüncesi bile kötü. Ayy tövbe tövbe.

"O zaman mısır patlatalım. Sonra da şöyle güzel bir aksiyon filmi bulur izleriz olur mu?"

Kafamı sallayıp ayağa kalktım. Birlikte mutfağa gidip mısır patlattık. Tabii cips de vardı evde. Elimde iki koca kâseyle mutfaktan çıkıp salona geçtim. Mert de beni takip ediyordu. Oturduktan sonra Mert eline kumandayı alıp aksiyon filmi aramaya koyuldu.

En sonunda daha önceden izlediğini ve benim de seveceğimi düşündüğü bir filmi açıp mısır dolu olan kâseyi kucağına çekti. Tabii bunu gören ben durur muyum durmadım. Hemen geri aldım kucağından çünkü ben patlamış mısıra bayılıyordum.

Bu hareketime güldü ve başını iki yana sallayıp cips dolu kâseyi çekti önüne. Ses çıkarmayıp arkama yaslandım. Filmi anlamaya çalışırken gözlerimin kapanmaya başladığını hissettim. Fena uykum gelmişti. Ve sıkılmıştım. Ellerinde silahlarla oradan oraya koşturan insanları izlemek pek bana göre bir şey değildi.

Başım öne doğru düşerken bir anda sıçradım. Elimdeki kâse yere düşmeden Mert tutmuştu Allah'tan.

"N'oldu korktun mu?" Derken endişeli görünüyordu.

"Yok. Bi an boşluğuma geldi."

"Sıkıldın mı sen?"

"Yok sıkılmadım. İyi böyle."

"Emin misin?"

"Hı hı."

Cevabıma pek inanmamış gibi bakıyordu ama uzatmak yerine yeniden arkasına yaslandı. Ben de yaslanıp izlemeye çalıştım ama gözlerimin kapanmasına engel olamıyordum. Öne doğru gittiğimi hissederken bir kolun etrafıma dolanıp beni kendine çektiğini hissettim.

"Gel buraya inatçı keçi gel."

Mert'in sesi kulağıma dolduğunda gülümsedim. Beni saran bu kollar sevdiğim adama aitti.

"Seviyorum be seni doktorum."

Uykulu sesim kulağıma garip gelmişti. Ve Mert'in gülme sesini duyuyordum.

"Sen de seviyor musun beni doktorum? Hı?"

"Seviyorum uykucu seviyorum. Hem de çok seviyorum seni."

Bu cümleyi duyduğumda daha da gülümsedim. Sanırım bu dünyada duyduğum en güzel cümleydi az önce Mert'in ağzından çıkanlar.

Kollarımı uzatıp beline sardım. Başımı göğsüne koyup kendimi mükemmel bir uykuya bıraktım.

💉💉💉

Yayımlanma tarihi
06.04.2023
(Prş)

Doktor Bey!|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin