2.3

335 18 12
                                    

💉💉💉

Evlilik cüzdanını elime aldığımda fark ettim her şeyi. Ciddi ciddi evlenmiştik doktorumla. Etrafıma şaşkınlık ve mutlulukla bakıyordum ama içim bir garip olmuştu. Ben hiç böyle hâyâl etmemiştim ki.

Tanıdık kimse yoktu. Yolda karşımıza çıkan iki kişiyi çevirmiş şahit yapmıştık kendimize. Karı koca neye uğradıklarını şaşırmıştı bizi görünce. Ama kabul etmişlerdi.

Spor ayakkabımın uç kısmıyla Mert'inkine bastım. Kafasını kaldırıp baktığında sırıttım. Başını bana doğru eğip kulağıma fısıldadı.

"Artık karımsın. Sonunda."

Sesi zafer kazanmış gibi heyecanlı ve de mutluydu. Ben de ona doğru dönüp kulağına yaklaştım. Yanaklarımız birbirine sürtüyordu.

"Annem beni kesecek. Hem de kıtır kıtır."

Alnıma bir öpücük bırakıp alaycı bir şekilde gülümsedi.

"Benimkiler de beni öldürecek."

"İkimiz de bittik desene."

"Bak şimdiden evliliğin ilk kuralını yerine getiriyoruz."

"Hangi kuralını?"

"Hastalıkta sağlıkta ölmede kalmada."

"Öyle bi kural yok, uydurma."

"Ne fark eder? Sonuçta ikimizi de mahvedecekler."

"Niye yaptık ki bunu biz? Yani gaza gelip birdenbire evlenmek... Çok saçma."

"Saçma bir şey mi yaptık yani?"

"Sence yapmadık mı? Ailelerimizin haberi olmadan evlendik. Kim bilir nasıl hayalleri vardı. Hepsini silip attık bi kalemde."

"Sildiğimizi kim söyledi ki?"

"O deftere imzayı atarak onların hayallerini yok saymadık mı? Saydık."

"Evet ama bunu sadece ikimiz biliyoruz öyle değil mi? Yani evlendiğimizi kimse bilmezse hayallerini yıkmış da olmayız."

"Yani söylemeyecek miyiz?"

"Hayır söylemeyeceğiz. Ve yarın seni bizimkilerle tanıştırmaya götürüyorum."

"Allah'ım şaka gibi resmen. Daha ailesiyle bile tanışmadığım bir adamla evlendim. Kendime gerçekten inanamıyorum."

"Haklısın bi tanem. Daha önce tanışmanız gerekiyordu ama yoğundum. Zaten iki haftada bir belki gidiyorum yanlarına. Aynı şehirde olsak bile zamanımın çoğu hastanede geçtiği için onlarla pek fazla ilgilenemiyorum."

"Haklısın. Benimle bile doğru düzgün ilgilenmezken ailenle nasıl ilgileneceksin ki, di mi?

"Seninle ilgilenmiyor muyum? Eve gidelim seni ilgi manyağı yapacağım. Hem de bütün gece."

"Mert!"

"Ne var evliyiz artık."

"Evli olmamız bunu ulu orta yerde söyleyebilirsin anlamına gelmiyo ama."

"Peki. Gidelim o zaman."

"Bence de gidelim."

Nikah dairesinden ayrılıp arabaya bindik. Elimdeki evlilik cüzdanının kapağını açıp Mert ve benim yan yana duran fotoğraflarımıza baktım.

Belki böyle evlenmeyi hâyâl etmemiştim ama hâyâllerimdeki kişiyle evlenmiştim. Ne olursa olsun o artık benim kocamdı. Ve biz evlenmiştik.

Bunu ailelerimizden saklamak zorundaydık çünkü nasıl bir tepki vereceklerini bilmiyorduk. Belki çok anlayışlı karşılarlardı ya da tam tersi ateş püskürür bizi evlatlıktan bile reddedebilirlerdi. Bilmiyordum ve şu an için bunu düşünmek bile istemiyordum.

Araba durduğunda daldığım düşüncelerden sıyrılıp etrafıma baktım. Gelmiştik. Arabanın kapısını açıp dışarı çıktım. Arka koltuktan sırt çantamı alıp taktım. Mert de çıktığında el ele tutuşup kapıya ilerledik. Mert, anahtarı deliğe sokup iki kez çevirdi ve kapıyı itti. İçeri girdiğimizde ellerimizi bırakmadan ayakkabılarımızı çıkardık.

Birlikte salona ilerleyip kanepeye kendimizi bırakıverdik. Gün boyu oradan oraya gitmiş ve hâliyle çok yorulmuştuk. Sabah da ilk işimiz hoca bulup imam nikahımızı kıydırmak olmuştu. Evlenmeye dün karar verdiğimiz için de yıldırım nikahı kıymıştık.

Her şey o kadar hızlı olmuştu ki evlendiğimizi hâla tam olarak idrak edememiştim.

"Biz cidden evlendik mi yoksa bütün bunlar bir rüya mı?"

"Evlendik bi tanem. Gerçekten evlendik."

"Hâlâ inanamıyorum."

"Ben de."

Bir müddet orada öylece oturduktan sonra ayağa kalkıp mutfağa gittik. Bir şeyler hazırlayıp karnımızı doyurduk. Daha sonra benim canım mısır çektiği için mısır patlatıp film izledik. Bu arada sabah gelirken anneme Mert'te kalacağımı söylemiştim. Beni merak etmemesi gerektiğini de.

Film bittiğinde elimdeki boş mısır kâsesini alıp mutfağa gittim. Tezgâhın üzerinde bulaşık olmasını sevmediğim için hızlıca köpükleyip yıkadım. Ellerimi küçük mutfak havlusuna silerken belimi saran kollarla elimdeki havluyu bırakıp ellerimi Mert'inkilerin üzerine koydum. Mert çenesini omzuma koyup derin bir nefes aldı.

"Çok güzel kokuyorsun bi tanem."

"Teşekkür ederim."

Kendi etrafımda yarım daire çizip yüzümü Mert'e döndüm. Bakışları yüzümde gezinirken ellerimi uzatıp boynuna doladım. Elleri yeniden belimi sardığında kafasını hafifçe eğip dudağıma küçük bir öpücük kondurdu.

"Odaya gidelim mi artık?"

"Olur gidelim. Uykum geldi zaten."

"Açarız uykunu merak etme bi tanem."

"Uyusaydık?"

"İlk gecemizde mi? Hiç sanmıyorum."

Aslında uykum falan yoktu ama ne bileyim heyecanlanmıştım.

Bir anda yükseldiğimde neye uğradığımı şaşırdım. Mert beni kucağına almıştı.

"Doktorum n'apıyorsun yaa?"

"Âdetten bi tanem âdetten."

Bi' şey demek yerine kollarımı Mert'in boynuna dolayıp sıkıca tutundum. Mert merdivenleri çıkıp odasının önüne geldiğinde bir eliyle hızlıca kapıyı açıp içeri girdi, tabii kucağında ben varken.

Beni yatağın üzerine bırakıp dolabına yöneldi.

"Ben bi duş alacağım sevgilim. Beş on dakikaya gelirim."

"Tamam doktorum."

Mert odadan çıktığında ilk olarak sırt çantamdaki birkaç kıyafeti çıkarıp dolabın boş olan kısmına koydum. Daha sonra hazırlanıp yatağın içine girdim.

Mert geldiğinde saçları ıslak ıslaktı. Ve bu benim daha da heyecanlanmama neden oluyordu.

"Bi tanem geliyim mi yanına?"

Cevap vermek yerine kafamı salladım. Çünkü heyecandan ağzım kurumuştu.

"Kapatıyım o zaman lambayı?"

"Kapat doktorum kapat."

💉💉💉

Yayımlanma tarihi
19.06.2023
(Pzt)

Doktor Bey!|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin