~'Üzüntü'~

174 16 7
                                    

Minho dayanamadı ve içeri daldı. Felix de peşinden girdi.

Felix:Sevgili ha?! SEVGİLİ!
Minho:TABİİ O KADAR SAMİMİ OLMANIZA ŞAŞIRMAMALI!
Jisung:Bakın inanı...
Minho:KAPA ÇENENİ JİSUNG!
Jisung:Dinle lütfen. İnanın ben şu ana kadar Hyunjin'in eski sevgilim olduğunu hatırlayamamıştım!
Minho:NEDEN O KADAR SAMİMİYDİNİZ PEKİ!
Hyunjin:Bakı...

İkisi birden planlamış gibi suratlarına tokat attılar. Bomba patlamış gibi ses çıkınca öbürleri koşarak geldi.

Seungmin:Neler oluyor?
Felix:ONLAR ANLATSIN! GEL MİNHO!
Jisung:Ah ama!
Bangchan:Evet?
Hyunjin:Jisung benim eski sevgilim. Ben de "İnsan sevgilisini nasıl hatırlamaz?" dedim.
Ve onlar da aşırı yanlış anladı. Ama bir takıntılığım yok. Yani sadece hatırlatmak için söyledim.
Jisung:Evet.Yeni yeni hatılmaya başladım da!;ayrıldığımız gün, Hyunjin beni aldatmayan ilk sevgilimdi. Ayrıca ilişkimiz kötüye geçtiği için ayrıldık. İkimiz de arkadaş kalmak istedik. Gerçekten!
Jeongin:Tamam bunları kaydettim. Şimdi onlara atacağım.

Diğerleri Jeongin'e gözlerini belerterek bakıyordu. Jeongin de kendini dahi gibi hissediyordu.

Jisung:Lütfen erkenden, lütfen.
Hyunjin:Keşke söylemeseydim. Of!
Jisung:Tamam sorun yok.

Jisung sarılmaya çalışıyordu. Ama kendisi 169 olduğu ve Hyunjin de 179 olduğu için sarılamıyordu. En sonunda Hyunjin eğildi.

Jisung:Huh ya!
Changbin:(Gülerek) Cüce gibisin.
Jisung:(Changbin'in omzuna dostça vurarak) Hyunjin gargamel, ben mantar evleri, sen de şirinsin!
Bangchan:Vurdu ve goool!
Changbin:En azından ben canlıyım!
Jisung:Buna diyecek lafım yok.

Hepsi büyük bir kahkaha patlattı. İçeri gittiler ve siparişleri iptal ettiler. Jisung üzüntüyle eve yürüdü. Bangchan hemen yanına geldi.

Bangchan:İstersen bugün bende kal. Ailenin eşyalarını görmek üzüntüne üzüntü katabilir.

Jisung bir anda ağlamaya başladı ve Bangchan'ın boynuna sarıldı. Bangchan sırtını sıvazladı.

Bangchan:Geçti, sincap, geçti...

Jisung bu sefer daha şiddetle ağlamaya başladı. Bangchan da koluna girdi ve onu kendi evine götürdü. Yol boyunca Jisung ağlıyordu. Bangchan yere düşmemesi için onu sıkıca tutuyordu.

(...)

Jeongin koşarak Minho'nun evine gitti. Kapıyı çalanın Jisung olduğunu sanacağını bildiği için onu aradı. Minho hemen kapıyı açtı. Felix de içerideydi.

Jeongin:ÇOCUKLAR SİZE BİR ŞEY GÖSTERMELİYİM!
Minho:Göster bakalım.

Jeongin ses kaydını açtı. Felix ve Minho dikkatle dinledi.

Minho:Peki bunun gerçek olduğunu nerden bileceğiz?
Jeongin:Sizce ben bunu düşünemedim mi?
Felix:Belki küçük şeytan.
Jeongin:Ben şeytan değilim!
Minho:Kanıtın neymiş?
Jeongin:Görüntüsü ve şahitleri.
Felix:Yuh Jeongin!

Görüntüleri izlemeye koyuldular.

(...)

Jisung yavaşça gözlerini açtı. Bangchan başında bekliyordu. Jisung'u gerçekten önemsiyordu.

Bangchan:Koltukta uyudun. Ben de seni favori odana getirdim.
Jisung:AAAA ŞEKER ODASI!

Adı şeker odasıydı çünkü Jisung ve Bangchan küçükken sürekli burada şeker saklardı. Jisung, Bangchanlara gelince hâlâ saklıyordu.

İçeriden havlama sesi geldi. Hem de iki tane.

Jisung:Bangchan senin tek köpeğin yok muydu?
Bangchan:İkisinin de benim köpeğim olduğunu söyleyen mi oldu?
Jisung:Bbama ve Berry mi? Ah ! Beni çok iyi tanıyorsun! Teşekkür ederim! Abi...

Jisung ara sıra Bangchan'a "Abi" derdi. Çünkü onu tıpkı abisi gibi sahiplenirdi. Sürekli yanında olmuştu.

Jisung:Biraz daha uyuyabilir miyim?
Bangchan:Tabii ki!

Jisung yavaşça gözlerini kapattı. Daha sonra aklına Jeongin'in dedikleri geldi. Hemen telefonuna bakındı. Hiç bir yerde bulamadı. Bangchan telefonu uzattı.

Bangchan:Bunu mu arıyordun Jisung?
Jisung:Ah evet! Teşekkür ederim!

Jisung hemen Jeongin'e mesaj attı.

Jisung:Jeongin
Jeongin:Jisung?
Jisung:Acil ceavp ver.
Ay heyecandan yazamadım
Cevap ver*
Jeongin:Verdim ya salak
Jisung:Ne yaptın dinletme işini.
Jeongin:İzlediler ama olay şüpheli.
İnanır mıyız bilmiyoruz dedilwr
Jisung:Sağol Jeong
Jeongin:Bay bay!
Jisung:*Görüldü*

Jisung derin bir iç çekti. Gözünden yaş akıyordu. Derin bir iç daha çekti.

Jisung:Hıh(alaycı gülüş şeklinde)! Göz yaşımın bittiğini sanıyordum! 2 günde ne çok ağladım öyle! Minho'yla da olduğumuz gibi ayrıldık! Hah!

Bunları söylerken ağlıyordu da. Bangchan içeri girmemek için kendini zor tutuyordu. Artık kendini tutamadı ve bir hışınla içeri girip Jisung'a sarıldı. Saçını okşuyordu. Jisung da omzuna koymuştu başını. Jisung çok kötüydü bir kaç gündür. Bangchan ona bir şey olmasından korkuyordu.

Bangchan:Uyu, küçüğüm. Uyu.
Jisung:Her şey geçer mi?
Bangchan:Bekleyip göreceğiz küçüğüm...
Jisung:İyi ki varsın, abiciğim...
Bangchan:Sen de iyi ki varsın Jisung...

Bangchan, Jisung'a bir şey olmadın diye yanında uyumasını bekledi. O uyuyunca da kalktı ve içeri gitti.

Korkuyorum~' -Minsung-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin