Ders bitmişti. Herkes kalkmıştı ama Jisung ve Minho oturmuş sohbet ediyorlardı. Jisung, Minho'ya dikmişti gözlerini. Ama Minho fark etmiyordu. Kapıdan Bangchan göründü.
Bangchan:Çocuklar?
Minho:Hm? Bang?
Jisung:Ne? Noluyor Minh... Oh Bangchan!
Bangchan:Gelebilir miyim?Minho onayladıktan sonra Bangchan usulca içeri girdi. Jisung da gözlerini yeniden Minho'ya dikmişti.
Minho:Ee Bang? Naber?
Bangchan:İyi, sen?
Minho:İyi iyi.
Bangchan:Bi gelsene Minho.
Jisung:Bir şey mi var çocuklar?
Bangchan: Yok bir şey ya özel bir şey konuşacağız da.
Jisung:Peki.Bangchan, Minho'yu çekiştirerek sınıfın köşesine aldı. Minho soran gözlerle ona bakıyordu.
Bangchan: Sen Jisung'a neden bu kadar çabuk alıştın? En son Jeongin geldi ve sen ona 3-4 ay soğuk yaptın. Ama Jisung da yeni geldi. Neler oluyor?
Minho:Ne olacak Bangchan, çocuk benimle aynı şeyleri yaşamış. Dertlerine derman olmak ve en azından şu anki acısını hafifletmek istiyorum. Ayrıca benimle aynı şeyleri yaşamış olması beni anlaması demek. O bana ben de ona destek çıkıyorum. Ne var bunda?
Bangchan:Haklısın aslında.Jisung arkada öylece oturmuş telefonuna bakıyordu. Bir anda gözleri dolmuştu. Minho ve Bangchan aniden o tarafa döndü. Jisung'un o korku ve üzüntüyle karışık yüzünü görünce yanına koştular. Bangchan yanına oturup kafasını göğsüne koymuştu. Minho da yanında saçını okşuyordu.
Bangchan:Geçti Sung, geçti... Hiç biri senin suçun değildi.
Jisung bir anda nefesinin kesildiğini hissetti. Hem ağlıyor hem de nefesiyle uğraşıyordu. Elini boğazına götümesiyle Minho, bunu fark etti.
Minho:BANGCHAN BIRAK ONU!
Bangchan:Ne diyors... JİSUNG!
Minho:JİSUNG BANA BAK! JİSUNG HADİ! JİSUNG BURAYA BAK!Hepsi ter içinde kalmıştı. Jisung hâlâ nefes alamıyordu. Bangchan reviri çağırmaya gitmişti. Minho korkudan ne yapacağını bilmez haldeydi. Jisung bayılacak gibiydi.
Minho:Jisung benimle kal! BENİMLE KAL MİNİK!
Jisung bu lafı duyar duymaz gözlerini kapattı. Sıktı gözlerini. Bir yandan da Minho'nun elini sıkıyordu. Minho ne olduğunu anlamamıştı. Jisung'un nefes alışının daha da zorlaştığını fark etti.
Minho:JİSUNG! JİSUNG BANA BAK! HADİ ÜÇE KADAR SAYAYIM VE DÜZEL HADİ!
Üçe kadar sayayım ve düzel demişti çünkü ailesi de böyle ölmüştü. Minho'nun kuzeni ona "Üçe kadar saydığında düzelecekler" demişti. Ama tabiki de bu olmamıştı.
Revir:Minho bırak Ji... Jisu? Her neyse işte bırak!
Bir kaç kişi daha geldi. Aralarında Hyunjin ve Changbin de vardı.
Changbin:Jisung! JİSUNG!
Hyunjin'in gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. Chan onu sakinleştirmeye çalışıyordu ama onun durumu da farklı değildi.
Revir ve diğerleri Jisung'u götürürken Hyunjin yere oturmuş ağlıyordu. Elleri titriyordu. Bangchan da aynıydı. Şu düşünceden kurtulamıyordu;"Ya Jisung da ölürse? "
Minho:Hadi ama çocuklar! Onun gücünü ilk günden fark etmediniz mi? Güçlü birisi o. Kurtulacak. Ağlamayı bırakmalısınız.
Bunları söylerken Minho'nun sesi titriyordu. Felix içeri girdi.
Felix:ÇOCUKLAR! JİSUNG? NERDE?
Bangchan:Gö-Götürdüler..
Felix:NE!?
Hyunjin:İyi değildi sevg... Felix!
Bangchan:Aşağıya inip baksak m...Hyunjin ayağa kalktı ve koşarak sınıftan çıktı. Tam çıktığında zil çaldı. Ama umrunda olmadan aşağıya koştu. Birine çarptı, ama umurunda değildi. Aşağı vardığında revir kapısına koştu.
Hyunjin:AÇIN ŞU KAPIYI AÇIN!
Jisung:Hyunjin kapı açık.
Hyunjin:JİSUNG!diyerek içeri girdi ve ona sarıldı. Jisung şaşırmıştı. Daha neredeyse bir saat olmuştu ve çok yakın olmuşlardı.
Jisung:Sakin ol, Hyun...
Hyunjin:Nasıl olayım sakin!? Çok korktum Sung!Chan içeri daldı ve gözleri kıpkırmızıydı.
Jisung:CHAN NEDEN BÖYLE GÖZLERİN?
Bangchan:Korktum Jisung...
Jisung:Gel buraya.Chan açılmış kolların arasına girdi. Arkasından Felix de sarıldı. Changbin öylece o huzurlu sahneyi izliyordu. Jeongin ve Seungmin içeri girdi.
Jisung:Hey çocuklar, Minho nerede?
Hyunjin:Burada değil mi?
Bangchan:Ahh! Olamaz...
Jisung:Ne olamaz Chan?
Chan:Onun ailesi de böyle hayatını kaybetmişti...
Jisung:NE!? Çağırın da görsün hâlâ kalbimin attığını.Seungmin hemen yukarı koştu. Minho oturmuş ağlıyordu. Kalbini tutuyordu.
Seungmin:Minho?
Minho:Seung! Jisung'un durumu nasıl?
Seungmin:Aşağıya inince görürsün.Minho koşarak sınıftan çıktı. Aşağıdan ses gelmiyordu. Korkmuştu. Bacakları titremesine rağmen hâlâ koşuyordu. Aşağıya indiğinde Jisung'un o suratını gördü.
Minho:SUNG! İYİSİN!
Jisung:İyiyim Lee, iyi de olacağım.Minho da koşarak sarıldı. Herkes Minho'nun Jisung'la olan yakınlığına bakıyordu. Minho'yu ilk defa daha 1 saat geçirdiği biriyle bu kadar yakın gördüler. Jeongin "Gidelim" anlamında işaret yaptı ve gittiler. Odada masum sarılışıyla Minho ve Jisung kalmıştı. Sadece ama sadece nefes alış veriş sesleri ve kuş sesleri vardı...
Jisung:Senin için ayakta kalacağım Minho, sırf sen ve ailemin katilini bulmak için...
Minho:Pekâlâ Sung, nasıl istersen...Jisung'un oturma pozisyonuna geçmesine yardım etti. Minho ona, o da Minho'ya bakıyordu.Sohbet ederken Minho, dersi kaçırdığını fark etti ve izin almaya gitmek için kalktı.
Jisung:Nereye gidiyorsun Minho?
Minho:İzin alıp akşama kadar seninle kalacağım, minik...Jisung yine gözlerini kapattı ve sıktı. Minho bunu fark etti ve "Bunu da konuşacağız" diyip izin almaya gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkuyorum~' -Minsung-
Hayran KurguHan henüz 15 yaşındayken ailesini kaybetmişti.Her şey onun üzerine gelirken okulunu değiştirmek de onu kötü etkileyecekti.Fakat Lee Minho, hayatını etkileyecekti.