Dünya aslında koca galaksi içinde küçük bir gezegen olsada biz insanlar için devasa boyutta ...Hangi birimiz dünyanın her yerine gidip ömrümüzün tamamını gezmeye ayırabiliriz ki ?Yağmur dünyanın kocaman bir yer olduğunu kendisinin ise bu koca yerde minik bir karınca olduğunun farkında olsa da hayaller diyarı gibi bir yerin mutlaka var olduğuna inanıyordu.
Kasaba kışın beyazlarını yeni attığı o günlerde herkes bahçesine koşar ,ilkbaharın yaşamın yenileşmesi anlamına geldiği gibi yeni tohumları toprağı dövercesine yuvalarına koyardı. Kadınlar her daim bu tuhaf dünyanın üreten tarafında yer alırcasına her yıl bunu tekrar ededursunlar ,çocuklar mahalle aralarında yakalamaca,yakantop ,koşu yarışı yaparlar sesleriyle sokağı inletirlerdi.
Yağmur ve kardeşi Bulut ayrılmaz ikili gibi her birlikteydiler. Yakalamacılık oynadıkları sırada uçan balon satan esmer kara kaşlı kara gözlü elleri nasırlı bir genç kulakları tırmalayan sesle bağırıyor. Hayada rengarenk bir gökkuşağını andıran baronların satmayaalışıyordu.Yağmur balonları ilk gördüğünde havada uçuşan renkli çiçekler var sanırım diye düşündü. Bir tanesini eline almak için dua ettiği esnada amcası Ali çıkıp Yağmur ve Bulut 'a birer balon aldı. Yağmur için alınan bu balon dünyanın tüm değerli hazinelerinden daha güzel daha değerliydi. Elindeki renkli çiçeğini bir oraya bir buraya sürükleyip mutluluk çığlıkları atıyordu. Bu onun dilek balonuydu.Onun olmasını dilemiş ve gerçekten onun olmuştu. Yüreği pır pır kuş gibiydi. O balonun sırtına binecek bu kocaman dünyayı gelecekti sanki . O kadar dalmıştı ki yeni arkadaşıyla oynamaya yola indiğinde karşıdan gelen kırmızı otomobili fark edememişti. Otomobil Yağmur'a çarptığında Yağmur otomobilin önüne düştü ve ağzını kaldırım taşına vurdu. O an ölüm kapısını çalmak üzereydi. Otomobil durmasa o büyük cüssesiyle Yağmur 'u ezip geçecek onu geri dönülmez başka bir diyara sürükleyecekti.Otomobil çok hızlı olmadığı için Yağmur ezmeden durdu. İçimde tanımadığı insanlar indi. Bu adamlar yabancıydı. Yağmur seslerini duyuyor ama adamları tanımadığı için canının yanmasını da unutup ağlıyordu.Elindeki balonunu düşse bile bırakmamıştı. Arabadan inen o adamlardan biri yağmuru kucağına almış o sırada elinde tuttuğu balonunu da gökyüzüne göndermişti. Yağmur çok sevdiği ama kısa süre sahip olduğu dilek balonunu uğurlayamamıştı bile. Arkasından uzunca süre bakmış sonra bu yabancı adamların onu kaçırdıklarını düşünmüştü.Çünkü o zamanlarda büyükler arasında konuşulan korkunç bir hikaye vardı. Kasabanın kenarından geçen büyük nehirde küçük yaşlarda bir çocuk boğulmuş cesedi bile bulunamamıştı.Yağmur bu adamların onu nehre götüreceğini ve nehre alacaklarını düşündü çok korktu.Otomobil ilerlerken babasını kaldırımda yürürken gördü. Ama adamlara durun babam demeye kalmadı . Adamlar durup babasını arabaya aldılar. Bu adamlar babalarını tanıdıklarıydı.Yağmur 'hastaneye götürdüler.Ağzının üstündeki kesikten başka bir şey olmamıştı.Allah ona yeniden hayat vermişti.
Bütün bunlar olurken anne Kamuran Hanım kızına araba çarptığını Bulut'tan ve mahalledeki diğer çocuklardan öğrenmişti.Bahçede unuttuğu terliklerini giymeden sokağa fırlamış kızın nereye götürüldüğünü öğrenmiş koşarak hastaneye gitmişti. Dede Arif Efendi de torunu için endişelenmiş geliniyle o da gelmişti.Yağmur 'un sesini duyan dedesi " kızım yaşıyor ,Allah ' a şükür " diye bağırdı. Yağmur ,bir taraftan uçan dilek balonu düşünüyordu. Acaba hangi diyara gidecek kimin dilek balonu olacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kadın Yaratmak
AdventureGerçek bir hayat hikayesidir.Hayallerle dolu bir hayata atılmak isterken gerçeklerle yüzleşen kırık bir kalbin mucizevi dönüşü elimizde dokunmak kadar yakın bir o kadar da uzak aşkın tuzaklara örülü hikayesi. Ruhları birbirine örülü bir ayrılık kim...