22

97 12 9
                                    

Yaklaşık 1 saat dışarıda dolandıktan sonra eve gelmiştim.Changbin kapıyı açtığında elimdeki eczane poşetine baktı.

"O ne?"

"Şey demiştim ya hayatım."

"Ver bakalım neymiş bu şey."

Elimden poşeti alıp içine baktığında göz devirmişti.

"Bu muydu?"

"Evet."

"Niye aldın bunu?"

"Hamile kalmak istemeyince çözümü bunda buldum."

"Anam çıldıracağım ha!"

Sırıtarak içeriye geçtim ve koltuğa yayıldım.Changbin'de karşıma oturmuştu.Ona kaş göz hareketi yaparken "ne?" der gibi bir bakış attı.

"Bu gece?"

"Olmaz."

"Şimdi?"

"Ya sabır."

"Hayatım ben senin bir tanecik kocişin değilmiyim,niye istemiyorsun?Darılacağım ama ha."

"Hayatım biraz insaf,yeni doğurdum."

"Ama sende biraz empati kurar mısın canım,ben aylardır kocamı özledim."

"Tamam Chan,gece görüşürüz."

Sırıtıp istediğimi almanın rahatlığıyla koltuğa uzandım ve televizyon izlemeye başladım.

"Soo-ah uyuyor hayatım,sesini kısar mısın?"

"Tabi bebeğim."

Televizyonun sesini kısıp öyle izlemeye devam ederken Changbin'in seslendiğini duydum.

"Chan gelir misin?"

"Geliyorum."

Yerimden kalkıp mutfağa gittim ve Changbin'in yanına geçtim.

"Ne oldu bebeğim?"

"Şunları üst dolaba koyar mısın?"

"Koyarım balım."

Changbin'in burnuna öpücük kondurduktan sonra tezgahın üstündeki tabak ve bardakları alıp üst dolaba yerleştirdim.

"Başka birşey var mı?"

"Hmhm."

"Nedir?"

Hızlıca yanağımı öpüp geri çekilmişti.

"İşte şimdi gidebilirsin."

Yok ben bu adamı yiyeceğim.Gel beni ısır diyor resmen.Tekrardan salona geçtim ve tam oturduğum anda Soo-ah ağlamaya başladı.Bu Chan'ın poposu yer görmesin zaten.

Yukarıya çıkıp Soo-ah'nın yanına gittim.Daha odaya girer girmez kokudan burnum yerinden düştü.

"Ee kızım sen de salıyorsun salıyorsun sonra ağlıyorsun."

Kenardan temiz bez ve ıslak mendil alıp Soo-ah'nın altını değiştirdim.Baktım cin gibi bakıyor bari babasıda görsün kızımızı.

Soo-ah ile aşağıya indim ve Changbin'in yanına geldim.

"Hayatım sen bu çocuğa ne içiriyorsun tanrı aşkına,40 kez altına yapıyor."

Dediğime gülüp Soo-ah'yı kucağımdan almış ve gıdıklayıp güldürmüştü.Daha sonra bana masayı gösterip "Otur bakalım." Dedi.

Sandalyeyi çekip oturduğumda ikimizde yemeklerimizi yemeye başlamıştık.

Yemeklerimiz bittikten sonra ben bulaşıkları yerleştirirken Changbin'de Soo-ah ile beni izliyordu.

Bulaşıkları da yerleştirdikten sonra saatin 22.00'a geldiğini gördüm.

"Hayatım odaya mı çıksak?"

"Çocuk daha yeni uyandı,şimdi uyumaz ki."

"Siz var ya,baba kız anlaşmışsınız benim yüzümü güldürmüyorsunuz."

Changbin gülerken bende ona dudak büzüyordum.Karşımda oturan Changbin'in kucağına baktığımda Soo-ah'nın tekrardan uyukladığını fark ettim.Zafer benim!

"Changbin."

"Efendim canım?"

"Uyumaz dediğin kızımız birazdan horlamaya bile başlayabilir."

Changbin kucağında yatan Soo-ah'ya baktı ve yavaşça kalkıp yukarıya çıktı.Bende arkalarından gidiyordum.Changbin,Soo-ah'yı tekrardan beşiğe koydu ve bende onu odaya çekiştirdim.

"Sabahtan beri bu zamanı bekliyorum yahu yazık bana."

Gerisini yazmayacağım ramazandayız yani🦦.Sınavlarınız nasıl?Şahsen benim bok gibi,bir de deneme sınavı olacakmışız side eye.

Love ♡ | ChangchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin