9

243 13 22
                                    

"Ee Jisung rahat sıçabildin mi?"

"Ya uğraşma benimle Minho."

Minho,Jisung ile uğraşırken bizde çadırları bitirmiş şimdi ise ateş yakacağımız yeri hazırlıyorduk.

3 tane uzun kütüğü koyduk ve ortasına düzeneği kurduk.Biz eşyaları yerleştirirken saat çoktan 08.00 olmuştu.Herşeyi hazırladıktan sonra bir dut ağacının dibine oturduk.

Hava yavaştan ısınmaya başlamıştı.Güneş hepimizin yüzüne vurup aydınlatıyordu.Dut ağacının yanında bulunan gölete takıldı gözüm.Çok berraktı ve üstünde gökyüzünün eşsiz yansıması bulunuyordu.

Tek bir dalgalanma bile yoktu.Hava bir anda sıcaklamış,en ufak bir rüzgar esmiyordu.Kafamı ağacın gövdesine yasladım,başımı kaldırdım ve kendimi güneş ışığına bıraktım.Changbin yavaşça yanıma oturdu ve kafasını omzuma yasladı.

Huzurlu bir şekilde oturuyorken huzuru bize haram eden Minho'nun sesi duyuldu.

"AYY KEDİİ,YERİM SENİ LEEEN,AYY AYY AYY OYY TİPİNE KURBAN!"

"Minho mal mısın,niye bağırıyorsun?"

"YA SEUNGMİN ŞUNA BAK ŞUNA, TOSUNCUK!"

"Biz bunu niye getirdik ki?"

"Niye,ne yaptı sevgilim?Tamam biraz fazla seviyor kedileri ama.."

"Biraz mı?Hyunjin senin sevgilin senden daha çok seviyor kedileri."

"Yok canım o kadar da değildir,Değil mi Minho?"

"Evet evet bencede çok tatlı bir kedi."

Hyunjin Minho'nun yanına adımlayıp omzuna vurdu.Onların hallerine gülüp yerimden kalktım ve çantadan piknik örtüsünü aldım.Örtüyü yere serip kahvaltılıkları,sandviçleri ve meyve sularını çıkarttım.

"Kahvaltı hazır,hadi gelin!"

Sesimi duyunca hepsi örtünün etrafına toplaştı.Sohbet ve kahkahalar eşliğinde kahvaltımızı ettikten sonra Changbin ile etrafı toparladık.

"Gölete girelim mi?"

"Bence girmeyelim Jeongin,ya derinse?"

"Sanmıyorum,ayağımı sokup bakabilirim."

Jeongin göletin yanına doğru adımladı ve ayağını daldırdı.

"Su sıcacık ve derin değil."

Hepimiz altımızdaki şort ve üstümüzdeki kısa kollu tişörtlerle gölete atladık.Felix ve Jeongin göletin öbür ucuna yüzüp geri geliyordu.

Changbin,Seungmin ile bi köşeye oturmuş ayaklarını suya sokmuşlardı.
Herkes keyif yaparken ben Minho'nun ellerinden tutmuş yüzme öğretiyordum.Jisung ise arkadan Minho'ya sataşıyor Hyunjin de onu zapt etmeye çalışıyordu.

~~~
Nihayet akşam olmuştu.Çadırın yanında bulunan tahta çardağa oturduk ve yemeklerimizi yemeye başladık.

"Fanta aldım isteyen var mı?"

"Ben içerim Seungmin."

Jisung,Seungmin'in aldığı fantayı içerken elinde mikrofonla sırıtarak gelen Jeongin'i gördüm.

"Hadi bakalım yemeklerimizi yerken biraz eğlenelim!"

Hepimiz Jeongin' onayladık ve sevinç kahkahaları attık.

"İlk ben başlayayım mı şarkıya?"

Jeongin hevesle sorunca kabul ettik dediğini.Jeongin şarkıya başladığı sırada Jisung ve Hyunjin kendilerini fazla kaptırmıştı ki k-dansıyla eşlik ediyorlardı.

Jeongin şarkıyı bitirdiğinde sıradaki şarkı söyleyecek kişiyi seçiyorduk.

"Hyunjin,sen söyle!"

"Evet Hyunjin sen söyle!"

"Tamam tamam."

Bir yandan yemeklerimizi yerken bir yandan da şarkılara eşlik ediyorduk.

"Evde yapayalnızdım
Babam bir taksi şoförüydü
Her zaman Yangwha Köprüsü'nde olurdu
Sabahları yastığımın yanında şekerler ve kurabiyeler olurdu
Şafakta dönen babamı bekliyorum
Genç olan beni hatırlıyorum,evet
Annem,babam,iki ablam.
Ben maknaeyim,en sevimlileriyim.."

Changbin bir köşeden bulduğu böcek ilacını sahne efekti gibi kullanırken Minho arkadan Changbin'e bağırdı.

"Yemek yiyoruz burda be!"

"Tamam ya kızma,şaka olsun diye yaptık."

Onlar atışırken Hyunjin hiçbirşeyi umursamadan şarkısına devam ediyordu.

"Mutlu olalım,hepimiz mutlu olalım.."

"Yongbok* olalım!"

"Hastalanmayalım,hastalanmayalım
Mutlu olalım,mutlu olalım
Hastalanmayalım,pekâlâ,pekâlâ."

Şarkıyı bitirdiğinde hepimiz alkışlayıp abartı bağırışlarımızı sergiliyorduk.Changbin şarkı bittikten sonra da konuşmaya devam etti.

"Mutlu olalım,hayatta zor pek birşey yok!"

"Changbin."

"Efendim Jisung."

"Egzersiz var."

"Egzersiz var..Egzersizi görmezden gelemeyiz!"

Sıradaki şarkı söyleyecek kişiyi oyun oynayarak seçecektik.Kaybeden ceza olarak şarkı söyleyecekti.Sırayla sayılar söyleyecektik ve kim aynı anda,aynı sayıyı söylerse o kişiler taş kağıt makas yapıp aralarında kaybedeni seçecekti.

"Ah,Chan ve Minho!"

"Ahahah taş kağıt makas yapın!"

"Hazır mısın Minho?"

"Evet,taş kağıt makas!"

"Ah,hayır ya!"

"Chan söyleyecek!"

Hepsi gülerek bana bakarken şarkıyı seçmiş,sözlerini açmış ve söylemeye başlamıştım bile.

"Umarım ki popüler olmaz bu şarkı
Umarım ki popüler olmaz bu şarkı
Umarım ki insanlar ezberlemez sözlerini
Blalalala Blalalala
Tüm gün seni düşünerek yazdım bu şarkıyı
Pek birşey değil ama duygularım olarak düşün bunu
Ve o şekilde dinle!"

"Çok havalıydın!"

Jeongin'in bağırışı tüm ormana yayılmıştı.Aşk şarkısı olduğu ve Changbin'e bakarak söylediğim için herkesten daha fazla alkış almıştım.Utandığımdan dolayı konuyu dağıtmak için söze girdim.

"Minho şarkı söyleyene kadar bitmeyecek bu gece haberiniz olsun!"

"Ya neden ben?"

"Bilmemm."

Sıradaki kurbanı taklit oyunu oynayarak seçecektik.Herkes benim yaptıklarımı taklit edecekti.Oturanlar ayağa kalktı ve hareketlerimi kopyaladılar.Ama oyunu tamamen unutup,hâlâ oturup etrafa bakınan dalgın bir kişi vardı.

Merhaba,yeni bölümü geciktirdiğim için özür dilerim.Cumartesi gününden beri hastayım ve hâlâ iyileşemedim.Bu arada Chan'in söylediği şarkı çok güzel,dinlemenizi tavsiye ederim.Şarkının adı "The Song" kesinlikle dinleyin.

Love ♡ | ChangchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin