Aptal domuzlar gibidir insanlar, özgür olduklarını zannederler fakat başkalarının özgürlüğünü çalarak kendilerini tatmin ederler.O aptal insanlar, sadece bir ayı kadar özgür olabilirler. Denizde, kendi dünyasında yaşayanları avlayıp; gerçek avcılar tarafından avlanan birer ayıdır insanlar.
Ben Alin, nehirde yüzen bir balık... Ayıları avlayan bir balık. Nehire tutsak ve hem avlanmayı hemde kurtarılmayı düşleyen balık.
Ölü gibi bir balık. Bütün umutlarını yitirmiş aynı zamanda içinde savaş umuduyla yaşayan bir balık. Ben buyum hem av hem avcı.
Telefonumun çalmasıyla yerimden fırladım. Hemen koşarak telefonu açtım.
"DAHA KAÇ KERE ÇALACAK BU TELEFON ZAMANINDA AÇ ŞU TELEFONU" dedi telefonun karşısındaki hayatımda en nefret ettiğim insan.
"Beni buradan ne zaman çıkarmayı planlıyorsun"
"Merak etme senin için bir görevim var alin"
Derin bir nefes aldım. Bu seferki kimdi acaba.
"Dosyası birazdan eline ulaşır iyice oku sonra da kapılar açılınca nereye geleceğini biliyorsun"
Görmeyeceğini bile bile kafamı salladım.
"Tamam" daha sonra telefonu yüzüne kapattım ve büyük ihtimalle odada benden bile eski olan koltuğa oturdum.
Masanın üzerindeki sigara paketini alıp içinden bir tane çıkarttım. Sigarayı yakıp derin bir nefes çektim içime.
19 yaşındayım ve kendimi bildim bileli tetikçi olarak yaşıyorum. Küçükken güzel bir hayatım vardı aslında. Hatırlayabildiğim kadarıyla ailemle mutlu bir şekilde yaşıyordum babam bir iş adamıydı ve bize cidden mükemmel bir hayat sunuyordu. Tabii ki her güzel şeyin sonunda olduğu gibi bu mutluluk da pek uzun sürmedi.
Babamın ilk defa eve sarhoş geldiği bir gündü. Bana, anneme ve abime sıkıca sarılıp ağlamıştı. Ne olduğunu bilmeyen ben ve abim ilk başta afalladık ve bizde babamla birlikte ağlamaya başlamıdık. Çocuk aklı.
Yine aynı gece evimizi birkaç silahlı adam basmıştı. İçeri girdiklerinde yaptıkları ilk iş annem ve babamı bizim gözümüzün önünde bağlayıp yere yatırmaları oldu. Ne yapacağımızı bilemedik ve her küçük çocuğun bu durumda yapacağı şekilde ağlamaya başladık. Onları bağlayan adam belinden bir silah çıkardı. Onunla birkaç saniye göz göze geldiğimi hatırlıyorum, önce ona sonra da elindeki silaha baktığım canlanıyor zihnimde. Ardından annemin son halini hatırlıyorum.
Son nefesinde bize "Kaçın" diye bağırmıştı sanırım. Babam, eli kolu bağlı bir şekilde gözlerinden seller akarken annemin kafasına silahını dayayan adama bağırıyordu. Babamın o halindeki çaresizliği iliklerime kadar hissetmiştim. Onun o özür dileyen umutsuz bakışları hala gözümün önünde canlanıyor.
Annemle aynı kaderi babamda yaşadı tabii. Aynı adamın elinden, aynı silahtan ve ard arda olan iki kurşundan
Bize de silah doğrulttular tabii ama o an vicdanları mı sızladı bilmem bir süre tereddüt ettiler.
Onlar ne yapacaklarına karar verene kadar ben binlerce kez aileme bakarak ölmüştüm zaten. Belki ne olduğunu bile idrak edememişti beynim.
Ağlıyordum ama ağladığımı farkında bile değildim. Abim bana bir şeyler diyordu ama algılayamıyordum. O an benim dünyam sadece ve sadece bir çift buğulu pencereden ibaretti.
Adamlar bizi alıp abimle aynı arabaya bindirdiler.
Biraz daha kendime gelince yorgunluktan uyuyakalmışım abimin kucağına.
Uyandığımda alelacele bana bir şeyler anlatan abimi gördüm son kez.
"Alin sanırım bizi ayıracaklar ama sakın korkma ne olursa olsun gelip seni bulacağım sakın ola kimseye güvenme"
"Sadece sana"
"Evet sadece bana güven ve tabiki birde kendine... Sakın umutsuluğa kapılma sakın. Senin için geri döneceğim" abim bu sözleri sarfettikten sonra, aynı takım elbiseli adamlar, abim ile beni ayırdılar.
Sigaradan bir nefes daha çektim. O günden beri neredeyse 13 yıl oldu abimi görmeyi bırakın sesini bile duyamadım.
Ama biliyorum o ölmedi ve bir gün beni bu cehennemden çıkaracak.
Abimle ayrıldıktan sonra beni bir odaya götürdüler kapkaranlık sadece tek bir ampul ile aydınlatılan, eski bir koltuk bir masa ve bir yatağın bulunduğu sade ve köhne bir odaydı tek bir cam bile yoktu yer yer küf ve nem doluydu.
Beni o odaya öylece bıraktılar ve gittiler. Orada ne kadar kaldım bilmiyorum belki günlerce aç ve susuz o nemli yerde kalmıştım. Soğuktan hasta olduğum geceler bile olmuştu o birkaç gece içinde.
Sonunda beni hatırlamış olacaklar ki günler sonra o kapı ilk kez açıldı. İçeriye yaşlı ve yüzünde anlamlandıramadığım pis bi sırıtış olan o adam girdi. Hayatım boyunca gerçekten nefret edeceğim tek insan...
Odaya girip bana pis pis baktığını hatırlıyorum. Asla bir daha görmek istemeyeceğim bir yüze sahipti.
Yorgunluktan ve hastalıktan yılmış aynı zamanda nefretle yanan gözlerimi adam dikmiştim. Beni beğenmiş olacak ki 'teste tabi tutun' tarzı bir şey dedi ve gitti.
Ondan sonra yıllarca bir çok göreve gittim bana dosya gelir okur ve gider dosyadaki kişiyi öldürürdüm bazen bu işteki meslektaşım olan kadınları öldürmüşlüğüm olsada çoğunlukla bu kişiler erkekti.
Bana kalsa bu görevlerin hiçbirini yapmazdım hatta kendimi bile öldürürdüm o zamanlar ama yine de yapmazdım.
Tabii beni tehdit edebilecekleri bir şey olmasaydı...
Abim
Abim olmasaydı
Abim de o zaman annem ve babam gibi ölseydi
O zaman bunların hiçbirini yapmazdım.
Ben oldukça bencil bir insanım. İki yüzlü ve asla hatalarını kabul edemeyen. Hayatında her zaman nefret edebileceği biri olsun isteyen. Yani hayatında bir günah keçisi bulunmasını isteyen bencil bir insanım ben.
Ama ne yapabilirim onca yaşadığım şeyi kendi sırtıma yükleseydim eğer.
Taşıyamazdım ezilirdim ben.
Ama abim o her şekilde taşırdı o her şeyi sırtlayabilir. O bütün günahlarımı ve suçlarımı sırtlayabilir.
Eğer o kişi abimse sanırım sorun olmaz.
Kapıdan yere düşen kağıt sesini duyunca kapıya doğru yürüdüm. Dosya gelmişti sonunda ama bu sefer bir değil üç dosya vardı. Tek tek ve çift halinde öldürdüğüm insanlar olmuştu ama ilk defa 3 dosya aynı anda gelmişti.
Dosyaların üçünü de açtım ve ayırarak ana bilgileri masaya dizdim. En son fotoğraflarıda çıkardığımda cidden yıllar sonra ilk defa bu kadar garip ve şaşırmış hissetmiştim.
ヽ༼⁰o⁰;༽ノヽ༼⁰o⁰;༽ノヽ༼⁰o⁰;༽ノ
Lütfen okuyun!
Öncelille bu seriye başladım çünkü bir anda aklıma düştü böyle bir konu fikri.
Bu konu aynı zamanda çizmek istediğim webtoonun konusu olacak. Pat diye çizmeye başlamamak için öncelikle burada paylaşmak istedim.Umarım beğenirsiniz görüşmek dileğiyle.. ƪ(˘⌣˘)ʃ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meleklerin Serenatı
Mystery / ThrillerHayattan vazgeçmiş ve her şeyi göze almış bir kadın. Kendi iç dünyasında kendisini binlerce kez öldürmüş bir kadın. Katil ve aynı zamanda tutsak. Ve başına bela olan 4 adam "Üzerlerine basılmış çiçeklerin adı unutulur"