Düşman

68 9 17
                                    

MÖ 25 Yılı, Kuzey Kore, Goguryeo Krallığı, Yüce Jexian Hun Sarayı

Xi Çıkarması ve Büyük Çin Ayaklanmasından 3 Hafta Sonra

Goguryeo İmparatorluğunu saran büyük telaş, tüm yurttaşları attıkları her adımda tir tir titretiyordu. Öyle ki, ülkedeki herkes nefes almaya korkar hale gelmiş, evlerinden dışarı çıkmamak için büyük bir özen gösteriyorlardı. Goguryeo sokaklarında ilk kez Silla dışında bir ülkenin kara bulutları hissediliyor, Kraliyet ailesini hiç tatmadıkları büyük bir öfkeyle baş başa bırakıyordu. Bu öfkeden elbette nasibini büyük oranda alan halktı. Kral Junhaseon Doğulu Asilzade Prenslerin Han tahtına oturmak istemesini bir türlü yediremiyor, Silla'ya karşı güçsüz kalma korkusunu tüm halkına büyük bir öfkeyle kusuyordu.

183 boylarında, taşıdığı armadan kraliyet ailesinin bir üyesi olduğu belli olan bir adam yavaş adımlarla ana salona ilerledi. İçindeki umut kırıntılarını bastıramıyor, lakin yine de bunu dışarıya vurmak istemiyordu. Doğu başa geçerse bunun kendisine nasıl büyük bir yarar sağlayacağı gerçeği kalbini kıpırdatıyor, çevresindekilere kibirle bakmasına sebep oluyordu.

İşte bu kişi İkinci Prens Minho'ydu. Her ne kadar İkinci Prens unvanına sahip olsa da, Goguryeo Kaidelerine göre Asilzade bir hanımefendiden dünyaya gelmediği için yerini, kendisinden 9 yaş küçük Asil Prens Oh Sehun'a bırakmak zorundaydı. Annesi Japonya İmparatorluğuna bağlı Özerk bir Goguryeo bölgesinde yaşayan bir dansçıydı, bir gece Kralla birlikte olmuş ve İkinci Prensi dünyaya getirmişti. İlk 6 sene Kral çocuğu gayrimeşru sıfatına bile sokmadıysa da, Asil Veliaht Oh Doyun'un amansız bir hastalığa yakalanması ona 'Gayrimeşru Prens' unvanını vermişti.

2 sene boyunca büyük bir sabırla ağabeyi Doyun'un ölmesini bekledi, sonunda Kraliyet Hekimleri Doyun'u yaşatmanın tek sırrının öz bir kardeşten alınacak kan olduğunu söylediğinde annesi ve kendisi adına çoktan Veliaht Prens unvanını açıklamıştı bile. Çünkü Kraliçe Yuanli'nin Veliaht Prens Doyun'dan sonra hiçbir çocuğu olmamış, olamamıştı. O çoktan Kraliyet büyüsüne kapılmışken hiç beklemediği bir şey oldu, Kraliçe hamile kaldı, 9 ay sonra bir erkek çocuğu dünyaya getirdi. Bu İkinci Prens Minho'yu taht sırasında ikinci sıraya attı, lakin umudunu yitirmemiş sabırla ağabeyinin ölmesini beklemişti.

Lakin kader bir kez daha onun yanında olmadı, küçük erkek çocuğu kanı sayesinde ağabeyini kurtardı, İkinci Prens Minho taht sıralamasında direkt olarak üçüncü sıraya düştü. Lakin Kraliçe küçük oğlan çocuğunun 'İkinci Prens' unvanının alınmasından çok etkileneceğini düşünerek unvanı ondan geriye almadı. Fakat tüm bunların yanında o bir Asil Prens'de değildi. Lakin her ne kadar asil olmasa da artık babasının gözünde kendisine bir konum edinebilir, asillerin elindeki birkaç hakkı alabilirdi.

Ana salonun kapılarını tıkladığında iki muhafız büyük bir güçle kapıları itti. Kralın yüzündeki öfkeyi görür görmez yüzüne yerleşen gülümsemeye engel olamadı, ardından göze batmamak adına eğilerek selam verdi "Kralım."

Kral Junhaseon ona göz ucuyla bile bakmadan önündeki oğluna çevirdi bakışlarını "Kuzey tarafından hiçbir haber gelmiyor mu?"

İkinci Prens bozulsa da belli etmeden bakışlarını çekinerek cevap vermeye hazırlanan Veliaht Prense çevirdi. "Oraya asker yollayamıyoruz Kralım, geçen hafta yolladığım askerlerin hepsi doğulu haydutlar tarafından öldürülmüş. Her yerdeler Kralım, Han İmparatorluğu bunu kontrol altına almadan bizim herhangi bir hamle yapmamız şu an için imkansız görünüyor."

"Ne diyorsun sen!" Kral hiddetle kalkarak masaya bir tekme savurdu, tüm Prensler onunla beraber kalkarak tam karşısına konumlandı, her birinin yüzünde endişe belirmeye başlamıştı bile "Birkaç doğulu hayduta bile gücümüz yetmiyor mu bizim! Doyun! Sen ne beceriksiz bir Prenssin? Ben seni böyle mi yetiştirdim!" Okkalı bir tokat attı.

Rayiha//SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin