Kaç!

47 7 25
                                    

Son hızla koşan genç adam, bir kez daha arkasını kolaçan etti. Askerlerin sesi arkasından belli belirsiz geliyor, birileri sürekli adını haykırıyordu. Tarafsız bölgeye varana kadar hiçbir şekilde durmadı, biliyordu ki arkasındakiler de durmayacak, onu bulana kadar aramaya devam edeceklerdi. Yakalanma düşüncesi zihnine düştüğünde nefesi daraldı, yakalanırsa hayatta kalabilir miydi ki? Silla dağları arkasında küçük birer tepeye dönüştüğünde, sesler neredeyse yok olmuştu. Lakin yine de durmadı. Arkasından gelenlerin ne kadar ileri gideceğini kestiremiyor, diğerini tehlikeye atmak istemiyordu.

Sonunda her zaman buluştukları kutsal ağacın önüne geldiğinde bedenini yere attı, aldığı zar zor nefeslerin akabinde büyük bir şiddetle kusmaya başladı. Bu rahat nefes almasını engelliyor, boğazından çıkmaya çalışan iğrenç tat gırtlağına yapışıyordu. Kustuğu şeyin rengi kırmızıya dönmeye başladığında gözünden birkaç damla yaş düştü. Gerçekten canı yanıyordu. Ellerinden birisini toprağa bastırarak ciğerlerindeki acıyı bastırmaya çalıştı. Lakin o kadar çok acı çekiyordu ki, şu an bir hekime görünmeden kendisine gelemeyeceğini biliyordu.

Toprağa bastırdığı elini daha kuvvetli iterek vücudunu hafifçe havalandırdı, diğer elinin bir parmağını boğazına atarak tekrar öğürmeye başladı. Midesinden çıkan şeyler artık besin değil, tam anlamıyla oluk oluk kandı. Kustuğu kan başını döndürdü, yüzü çukur oluşmuş kanın üzerine çarptı. Hayatının sonuna geldiğini elbette biliyordu, lakin yine de diğerine haber vermek için burnunu açığa çıkarıp nefes almaya çalıştı. Onun durumunda birisi için bu oldukça zordu, çünkü daha fazla kusması gerektiğini biliyordu.

Birkaç dakikanın ardından çalılıkların arasından adım sesleri geldi, vücudunu sürüyerek ağacın kenarına iyice kıvrıldı. Kimin geldiğini az çok tahmin etse de, yakalanma korkusu ağır bastı. Sonunda birisi ağacın çevresinde dönüp görüş alanına girdiğinde, ağlamaktan kıpkırmızı olan gözlerini kapattı.

"Jongin!" Sehun cırlayarak hızla yanına çöktü. "Ne oldu sana?" Kanla kaplanmış toprağı gördüğünde iki elini ağzına atarak tekrar bağırdı. "Ne oldu sana?! Bu ne?"

Sehun onu omuzlarından tutarak sırt üstü yatırdı, olduğu durum endişesini arttırıyor, sona geldiklerini iliklerine kadar hissettiriyordu. "Neden her tarafın kan Jongin...." Hıçkırarak ağlamaya başladı. "Baban seni öldürmeye mi çalıştı?"

Diğeri hafifçe kafasını salladığında ağlamasının şiddeti arttı, tek elini omuzlarından geçirerek daha şiddetli ağlamaya başladı. Onun bu durumu yüreğini parçalasa da, halsiz düşmüş bedeni aynı diğeri gibi ağlamaktan başka hiçbir tepki veremedi. Bir süre o şekilde sessiz sessiz ağladılar. Birbirlerinin ruhunu gördüklerinden mütevellit, ikisi de kalpleri parçalanmış gibi hissediyorlardı. Karanlık çökene kadar ağacın başında birbirlerine sarılı bir halde öylece durdular, konuşmasalar da biliyorlardı ki, bu bir nevi ikisi için de bir vedaydı.

Sonunda iki yorgun beden o halde uyuyakaldı. Biraz ötede onları arayan Sillalı askerler, diğer tarafta savaşa hazırlanan Goguryeolu askerler... Sanki bu kader ikisi için biçilmiş, birbirlerini sevmeleri bir günahmış gibi tepelerine iniyordu. Sonunda gece yarısı Jongin öksürerek uyandı, ilk sefere nazaran zehri vücudundan atmış gibi hissediyordu. Etrafı kolaçan ederek güvende olup olmadıklarına baktı, sonunda ses gelmediğini anladığında biraz rahat bir nefes verdi.

Göğsünde hafif bir kıpırdanma hissettiğinde çatmış kaşları ile uyuyan sevgilisine baktı. Sehun, ağlamaktan şişmiş gözleri, ay parçası kadar eşsiz güzelliği ile iki koluyla onu sıkı sıkıya sarmış, uyuyordu. Bir süre tüm vücudunu titreten o bedeni izledi. Tüm bunları onun için yapmış, kendi ülkesini savaşa sokmanın ucuna getirmişti. Lakin değerdi, Sehun tüm bunlara değerdi. Kucağında uyuyan adamı öylesine seviyordu ki, onun canına zarar gelmesindense koca bir hanedanlığı yıkmaya hazırdı. Babasını karşısına alır, gerekirse Goguryeo saflarında bile savaşa girerdi. Çünkü öyleydi işte, çok fazla, delice bir biçimde sırılsıklam aşıktı.

Rayiha//SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin