❛ 'Kaybettiğinize en çok pişman olacağınız şey nedir?' diye sorulsaydı, akıllara aile, arkadaş, sağlık ya da para gibi önemli ve değerli sayılan kavramlar gelirdi. İnsanların öncelikleri ve değerleri, kendine hastı ne de olsa.
Kimileri aşkı, aileye...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Birbirine tutunmuş göz kapaklarını zorlukla araladı, onu uyandıran tıkırtıların geldiği yöne uykulu gözlerle baktı. Siyah saçları savaştan çıkmış gibi, bir o yana bir bu yana uzanmıştı. Uykusunu bölmüş olsa da her zamankinden daha erken kalkmasına neden olan sesler onu sinirlendirmemişti, aksine tuhaf bir şekilde huzur veriyordu. Yorganı üzerinden attı ve çıplak ayaklarını yerle buluşturdu.
Oklavayı hamurun üstünde yuvarladım, oval şeklini alan hamuru yan çevirip daireye dönüşene dek genişletmeye devam ettim. Bu sabah Anadolu mutfağından bir tarif deniyordum; gözleme. Elimden geldiğince muntazam bir şekle sokmaya çalıştım, sanırım bunu yaparken uyguladığım fazla baskı yüzünden yufkada delikler açılmıştı.
"Önlük takmanı kaç kere söylemem gerek?..." Duymayı beklemediğim uykulu bir ses hafifçe irkilmeme neden oldu. "...Üstün başın un olmuş."
Yine mutfak önlüğü başımdan aşağı geçirildi. Hareket etmeyi bıraktım, belimin arkasında düğüm yapmakla uğraşan parmaklara odaklandım istemsizce. Gömleğimin üstünden belime değen bir eklem, bütün bedenimde bir dalgalanma oluşturdu.
"Unutmuşum..." Sağıma geçip görüş açıma girdi, yaptığım işi seyretmeye koyuldu. Bu hareketinin beni ikinci kez duygularıma karşı savunmasız bıraktığını çaktırmamaya çalışarak "...Ohayo(günaydın)." dedim.
Bana karşılık vermek yerine birden sağ bileğimi kavradı, elimi havaya kaldırıp incelemeye başladı.
"Eh?" Ne yaptığını anlayamayarak mırıldanışıma şaşkınlık tınısı eklendi. Eli soğuktu. İşaret parmağı avcumun içindeydi. Gözlerini takip ederek tırnaklarımı incelediğini anladım, muhtemelen temiz ve bakımlı olup olmadığına bakıyordu.
"K-kontrolden geçtim mi müfettiş?"
Kahretsin. Soğukkanlılığımı koruyamamıştım, bu yakın mesafeden elimi tutuşu beni heyecanlandırmıştı. Yine. Sanırım, bu beklenmedik hamleler benim zayıf noktamdı.
Merak ediyordum, bu Levi'a mı hastı?
Gözlerimiz buluştu. Üstündeki pijama ve saçındaki sevimli dağınıklığa rağmen bakışlarındaki bilinmezlik insanın içini ürpertiyordu.
Sonunda bileğimi serbest bıraktı, sanırım bu teftişten başarıyla geçtiğim anlamına geliyordu. Ahşap çubuğu avcumun altına alıp ileri geri hareketler yapmaya devam ettim, Levi ise kollarını göğsünde çaprazladı ve belini tezgâha yaslayarak beni izlemeye koyuldu.
Bu beni germişti, hani biri sizi izlerken en iyi yaptığınız işi doğru düzgün yapamaz hale gelirsiniz ya. Oklavayı kazara kaydırmam yufkanın yırtılmasına yol açtı. Telaşla onu düzeltmeye koyulduğum esnada bir dil şıklatma sesi duydum.
