Kalp Hep Çarpar

118 66 18
                                    


Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın 💜

Gördüklerimizi sindiremeyip minik eve geri dönmüştük. Yol boyunca kimseden çıt çıkmamıştı.

İlk iş olarak bana pansuman yapılmıştı. Bir sürü malzeme vardı ilkyardım amaçlı. Morfin dahi vardı. Deniz tıp okuyordu. Ben de tıp okuyordum. Ama tıp öğrencisi gibi hissetmiyordum çünkü bu mesleği yapmak içimden asla gelmiyordu.

Gördüğümüz şey akıl alabilir bir durum değildi. Herkes kendi odasına kapanmış düşünüyordu.

Ne düşündüklerini bilmeden düşünmeye devam ediyorlardı.

Göğüs kafesimi yırtmaya çalışan yırtıcı bir hayvan vardı sanki. Amacı kalbimi ele geçirmek olabilirdi ama yaptığı şey beni boğuyordu.

Sersek adımlarda ebeveyn banyosuna attım kendimi. Midemde ne varsa çıkarttım.

Kusmak dünyanın en kötü şeyi olabilirdi. Hele ki saçınızı tutan birisi yoksa...

Başım dönüyordu.Gözüm yarı kapalı,yarı açık bir şekilde yatağıma uzandım. Her gözümü kapattığım zaman aklıma o şey geliyordu. Keşke bu bir rüya olsaydı ve hiçbir zaman uyumasaydım.

Odamın kapısının açılma sesini duydum. Yavaşça gözlerimi kapatıp uyuyor gibi yaptım.

Arkamda duran kişinin kokusu burnuma çoktan ulaşmıştı.

"Damla,yemek hazırladım. Hadi gel." diye bana seslendi. Uyumadığımı anlamıştı.

Yatakta doğrulup,yavaşça başımı salladım.

Odada beni tek başıma bıraktıktan sonra gitti.

Mutfağa,yanlarına gittim. Adımlarım ve bakışlarım çok boştu.

Keşke buraya gelmeseydik,diye geçirdim içimden.

"Peki ya şimdi ne yapacağız?" diyen Ceylan'ın sesi kuşağımı okşamak yerine delip geçti. Ceylan'a baktım. Ceylan da minik kediyi seviyordu. Sanırım alışmıştı ona.

"Polise mi gitsek?" diye lafa atladı Buse.

İçim daralmıştı. Acaba burada olan herkes de benim gibi miydi?
Yok olmuş gibi hissediyordum. Gördüğüm şey bir insan ayağıydı ve bir sürü emareler vardı ayakta.

Acaba neler olmuştu o anda? Vahşi bir hayvan olması imkansızdı zaten. Çünkü gayet profesyonelce kesilmiş bir ayağa benziyordu.

"Polise gitmemiz en iyisi." dedi Ceylan.

Deniz ensesini sertçe kaşıyarak "Belki de polise gitmemeliyiz." dedi.

"Peki ama neden?" diye sordum.

Ama evet. Mantıklı nedenler vardı. Bizi de bu cinayetten (?) sorumlu tutabilirlerdi. Hatta belki gözaltına bile alınırdık.

Karakol ve hapishane aklıma gelince içimde bir ürperti oluştu. Filmlerde duymuştum ama ne kadar gerçek ne kadar yalan emin olamıyordum.

"Eğer biz polise gidersek bizi de suçlu tutarlar. Yapmadığımız bir şey yüzünden başımız ağrır,huzurumuz bozulur." dedi Deniz.

Buse oflayarak "Şimdi çok huzurluyuz ya zaten." diye tersledi.

Deniz ise derin nefes alarak "Tamam kapatın konuyu. Sonra düşünürüz. Şimdi yemeğinizi yiyin." dedi.

Makarna yapmıştı. Kremalı,tavuklu makarna. Çok severdim ama şu an iştahım ne kadar açıktı herhangi bir fikrim yoktu.

Elime aldığım çatalı makarnaya batırıp,ağzıma götürdüm.

Tadı gerçekten fazlasıyla lezzetliydi. Ve sanırım iştahım açılmıştı ki koca bir tabağı yemiştim.

Kartlar Ve BaşlangıçlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin