Kalbinin Sahibi

47 39 0
                                    

Evden apar topar çıktıktan sonra kendimi sahilde buldum. Tehlikede olabilirdim,tehlike ben olabilirdim.

Yaz yağmuru,kulağımda kulaklık ve çalan şarkı Dinle Beni Bi.

"Tut elimi burdan gidelim,
Olmaz demeden dinle beni bi.
Rüzgarım söndü, dindi ateşim
Ah bebeğim, ben hâlâ deliyim."

İlk defa bana olan duygularını söylemişti. Ne düşünmem veya ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Söyledikleri kulağımda yankılanıyordu. Tavrı oldukça ciddiydi. Aklıma gelen en mantıklı fikir eskisi gibi davranmaktı.

Düşündüğüm tek şey Denizdi. Oysa ki bilinmeyen bir numaradan bana mesaj gelmişti. Canım tehdit altında bile olabilirdi.

Gözlerim,yolda yürüyen insanlara takıldı. Hepsinin bir hikayesi,herkesin kendine ait düşleri ve yaşantıları vardı.

Yolda yürüyen teyze oldukça mutlu gibiydi. Tasmasından tuttuğu köpeği dil çıkartarak etrafa bakınıyor,kedilere havlıyordu.

Salıncaktaki çocuk gülümsüyor,kahkahalar atıyordu. Oldukça mutlu görünüyordu. Daha hiçbir şeyin farkında olmadığı bir yaştı. Düşen çocuk koşarak annesine gidiyordu. Annesi de kollarını açmış,oğlunu sarmalıyordu.

Ceylan bu anları görse tam şu salıncağın yanına çöker ve ağlardı. Kendisi sevgi görmemişti ve gösterememişti. İnsan görmediği bir şeyi nasıl gösterebilirdi ki sonuçta? Henüz bebekken darp edilmişti. Nasıl hatırladığını sorduğumuzda ise "Acısı çıkmayan şeyler,akıldan çıkmaz" demişti. Haklıydı da.

Şarkı ben fark etmeden çoktan değişmişti.Zihnim,çalan şarkıya odaklandı.

"Hayat sende durmam diyor.
Her nefeste son geliyor.
Bildiğin sende kalsın
Sen yalancı baharsın."

Her şarkının altında bir anlam aramayı kesmeliydim artık. Ama dinlediğim tüm şarkıların bana göre anlamları vardı. Kiminin acıklı,kimininse beni coşturacağı anlamlardı bunlar.

"Sen yalancı bir sonbahar
Ben sevdalı  koca çınar
Kaç mevsim benden aldın?
Kaç sevda geri verdin?
Ruhum sana kanmam diyor"

Şarkının hissettirdiklerine dayanamayıp şarkıyı kapattım. Kulaklığımı da çıkartıp çantama koydum. Koşarak denize gittim. Canım istemişti.

Sonsuzluğa uzanan bir deniz vardı. İçinde bilmediğimiz binlerce farklı canlı. Bizim gezegenimiz burasıydı,Dünya.

Dünyamız sınırlıydı. Ama onların dünyası... Onların dünyası sonsuzluğa uzanıyordu. Sonsuza uzanan maviliklerde kaybolan onlarca canlı biliyor muydu nasıl bir dünyada olduklarını?Bana kalırsa bilmiyorlardı. Eğer bilselerdi yeryüzüne çıkmak için suda zıplamazlardı. Bu dünyanın kirliliğinin farkında değildi hiçbirisi.

Hayvanların bile işkenceye uğradığı bir dönemde yaşıyorduk. Ama sözde 'Cahiliye devri geride kaldı.' Kız çocukları yakılarak öldürülmüyordu ama daha kötüleri de yapılıyordu. İnsanların cahiliye devri anlayışı yakılmaktı.

Saçma bir düşünceydi. Bana kalırsa cahiliye devrinin daniskası yapılıyordu.

Gözlerim,sonsuzluğa uzanan denizi izlerken bir çocuğun sesi düşüncelerimi böldü.

Çocuk demişken,benden büyük duruyordu ve sanırım büyüktü.

"Rica etsem fotoğrafımızı çeker misiniz?" Dedi. Yanında bir kız vardı. Kız arkadaşı olmalıydı. Ama çocuk,kızdan oldukça büyük duruyordu. Abisi olabilirdi.

Kartlar Ve BaşlangıçlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin