BELKİ 🔑 Bölüm 6

979 159 78
                                    

Selam benim canım okurlarım....

Belki ile güzel bir geceniz olur belki..

Keyifle okuyun...


Anladım ki, bu milattan önce bilmem kaçıncı yüzyıldan kalma ve dedikoduya bayılan yaşlı mahallenin tamamının menşei İstanbul'du. Bisikletime binip yola çıktığımda bu normal görünen mahallenin aslında o kadar da normal olmadığını bahçelerdeki İstanbul plakalı ve birçoğunun modelini bile bilmediğim araçlardan anlamak mümkündü. Etrafta sahil kasabalarında bulunan incik boncuk satan dükkânlar ile hediyelik eşya adı altında uyduruk ve eve dahi gidemeden kırılan ıvır zıvır satan yerlerde bulunmuyordu ve hatta bakkal bile mevcut değildi. Mahalleyi anlamak amacıyla bisiklet ile yaptığım turda gördüğüm tek market oldukça lüks markaların olduğu bir mağazaydı ve anladığım kadarıyla buranın ambiyansını bozmaması için o da özellikle taştan yapılmıştı. İlk geldiğim gün sıradan bir mahalleye geldiğimi düşünen ben, merkezden uzak olacağımı da düşünmemişti.

Dikkatimi çeken bir diğer şey mahallenin özel olarak temizlettirildiği oldu. Etrafta hiç çöp konteyneri görmediğim halde yerde değil çöp, toz bile yoktu. Sokakların hepsi Arnavut kaldırımlı olmasına karşın öyle belediyenin döşediği gibi uyduruk veya engebeli falan da değildi. Belli ki özel olarak döşenmiş, zenginlerin hizmetine sunulmuştu. Hayır, inşallah bu konfora alışmazdım. Muhteşem bir taş konak, bahçesinde havuz, denize inen patikası, özel kumsal ve rüyamda bile görsem inanamayacağım muhteşemlikte bir oda. Ev işlerinden sorumlu Nevin'den bahsetmiyordum bile. Buradaki işim bittiğinde İstanbul'da kulübe kadar bir yer bile tutmakta zorlanacaktım muhtemelen ve onun da hangi mahallede olacağı meçhuldü. Biz normal insanlar, günümüz şartlarında bu zevklere sahip değildik ne yazık ki.

Arif sadece neşemi alıp götürmemişti benden. Paramı, huzurumu, gecelerimi, uykularımı, kendime olan saygımı ve hayata tutunabileceğim her bir dalı kesip atmıştı hayatımdan. Şimdi o kadına da benim karşıma geçip yaptığı gibi, olabilecek en mantıklı sesiyle bir şeylere sahip olabilmesi için hayatından vazgeçmesi gerektiğini söylüyor muydu acaba? O kadın da benim gibi Arif mutsuz olmasın diye her söylediğini kabul ediyor muydu? Benim almayı çok istediğim o vitray abajur misali, o da istekleri için internette saatlerce gezip sonra bunu Arif ile paylaştığında geleceği düşünmemekle suçlanıyor muydu?

Bunu kendime nasıl yapabilmiştim?

Düşünüyorum da televizyon izleme lüksüne bile sahip değildim. Arif tüm gün yoruluyordu işte. Eve geldiğinde ayağını uzatıp dinlenmek ve biraz da keyif yapmak istiyor, Afrika'nın bilmem hangi kabilesine ait lig dâhil olmak üzere bütün futbol maçlarını izliyor ve ben de her zamanki gibi onun bu isteğini anlayışla karşılıyordum. Hem televizyon izlemeyi sevmezdim ben, kitap okurdum onu beklerken. Zaten böyle bir isteğim olsa onu da bencillikle suçlardı muhtemelen.

Pişmanlığın sonu oluyor muydu? Bir süredir bunu düşünüyordum. İçimde bir yerlerde keşke demediğim bir gün gelecek miydi? Arif beni duvarları kendi mutsuzluğumdan oluşan zindana atmış gibi, etrafımı saran gözyaşlarımdan oluşan hapishanemden çıkamıyor, pedalları amaçsızca çeviren ayaklarımın gideceği yolu kestiremiyordum. Öyle boğulmuştum ki geçmişle, salak Arif nedeniyle gideceğim yeri unutmuştum minicik yerde. Sağ, sol, sağ mıydı, yoksa sol, sağ, sol mu? İlk yol bitiminde hangi yöne döndüğümü hatırlamıyordum. Bacaklarım zonklamaya başladığına göre uzun zamandır pedal çeviriyor olmalıydım ama nasıl koptuysam gerçeklikten ne yaptığımı, hangi yöne savrulduğumu bilemiyordum. Kaldı ki etrafta tek tük evler kalmıştı.

Dilim varmıyordu söylemeye ama bildiğiniz kaybolmuştum. Bisikletten inerek Asya'yı aradım ilk önce ama o müsait değildi muhtemelen. Meşgule atmıştı telefonumu ve ne yazık ki Nevin'e de ulaşamamıştım. Hasan Bey'i arayarak tekrar adres sormaya utanıyordum. Beceriksizliğimle pek iyi bir izlenim bırakmışım gibi gelmiyordu. Şimdi basit bir tarifi bile hatırlayamadığımı söylersem adam bana kıçıyla gülerdi büyük olasılıkla. Bana en yakın eve yürüyerek bahçe kapısını açmadan seslendim.

BELKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin