İYİ DÖVÜŞTÜN

60 3 2
                                    

"Arkadaşımı ve Lıncolni bırakın yoksa şifacınızı öldürürüm. "diye bağırdı Octavia.

"HAYIR" dedi Anya.

"O zaman adam ölür" Elindeki kılıcı adamın boğazına iyice dayadı.

Yanımıza İndra geldi "Nyko bizim tek şifacımız."

"Lıncolnı veririz. Bu kız bizle komutanın yanına gelecek " dedi Anya . Ensemden tuttuğu gibi beni ayağı kaldırdı..

"Olmaz"diye bağırdı Octavia. "İkisinide vereceksiniz."

"Fazla şansını zorlama yoksa ikisini de öldürürüm"

"Bişey yaparsan arkadaşlarının başına gelen şeyi bizzat sana yaşatırım. Şimdi ikisinide Lincolnı son gördüğüm yere getiriceksiniz.
Nere olduğunu Lıncoln biliyor.
Sadece sen ve o başka kimse yok." dedi Octavia elindeki kılıçla Anya ve Indrayı işaret etti.
"Başka birini görürsem şifacınızı öldürürüm. Hava kararana kadar vaktiniz var" dedi. Boğazına kılıç dayadığı adamı sürükleyerek yavaş yavaş uzaklaştı.

Daha önce beni bağladıkları ağaca tekrar götüren Anya kollarımı çekiştirip beni ağaca yasladı. "Öyle görünüyor ki beni vermek zorundasın. "

"Cesedini bile vermeyi düşünmüyorum. "

"Hadi ama Anya, komutanın ne kadar beceriksiz olduğunu biliyor zaten."
Sözlerim bittiğinde suratımda bir tebessüm vardı. Anya ise ellerimi daha sıkı bağlanmakla meşguldü.
Yanımza gelen Indra "Konuşmamız lazım Anya" dedi Anya kafasını çevirip ona baktı.

"Indra , bunun yüzünden 300 savaşçınızı kaybettiniz. Şimdi de elinizde kalan son şifacınızı kaybediyorsunuz. Buna değer mi?" dedim.

İkiside yanımdan ayrılırken seslerini çıkarmadılar.

Şifacılarını kaybetmek istemiyorlarsa beni seve seve teslim edecekler. Sonra Octavia ile birlikte diğerlerini bulacaktım. Anya belli ki bana yalan söylemişti. Octavia dışardaysa diğerleride dışarlardadır.Belki de ARK aşağıya iner inmez oraya gittiler. Tüm bunları düşünürken Anya yanında Indra ile birlikte gelip beni çözmeye başladı.
Gözlerimi bir bez parçasıyla kapatıp beni ayağıya kaldırdılar. Bilmediğim dilde birbirlerine komut verircesine konuşuyorlardı. Anya kolumu sıkıca kavramıştı. 10 dakikalık bir yürüyüşün ardından durmuştuk.

"Gözlerini açın." Bu Octavianın sesiydi. Indra denileni yapıp gözlerimi açtı. Sol tarafımda Indra ile yüzü kan içinde kalmış Lincoln , sağ tarafımda ise sinirden titreyen Anya vardı. Tam karşımda ise Octavia yine elindeki kılıcı adamın boğazına dayamış bize bakıyordu.

Ellerim önden bağlanmış bir şekilde yanımda Lincoln ile birlikte yürümeye başladık. Karşı tarafımda ise Nyko isimli şifacı bize doğru yürüyordu. Ben adıımlarını hızlandırarak Octavianın yanına gittim.

"Octavia ellerimi çöz. Bize saldırabilirler. Güvenmiyorum!"
Octavia hızlıca elimde ki ipi kesti. Sonra belinden çıkardığı bıçağı bana uzattı.
Lincoln yanımıza ağır adımlarla gelirken "Lincoln yaralısın." diye bağırdı Octavia. Sonrasında değişik sesler duyduk az ilerimizden .

"Kahretsin biçiciler" dedi Lincoln. Demesiyle birlikte üzerimize doğru atlayan iri yarı bir adamın bacağını elimdeki bıçak ile yana doğru elimi savurdum Lincoln yan tarafımzdan gelen iki biçiciyi eli bağlı olmasına rağmen yere sermişti. Octavia ise kılıcını çekmiş biçicilerin üstüne doğru koşarken kafasına yumruk yemesiyle yere düştü. Hemen yanına koşup "İyi misin Octavia? " dedim.
Octavia kan akan kafasını salladı. Yanındaki kılıcı alıp fırladım. Anya ile İndra biçici yığını ile dövüşmeye çalışıyorlardı. Arkalarından gidip birinin sırtına kılıcı sapladım. İki biçici bana doğru dönüp ellerindeki uzun bıçakları salladılar. Hızla en yakın olana elimde ki kılıçla sertçe vurdum. Adam geriye doğru sendeledi. Arkasından dolanan Nyko adamın boğazını tek hareketle kırdı. İkincı adam elindeki uzun bıçağı bana doğru fırlatmak için hamle yaparken kafasına bir ok yedi. Okun geldiği yöne baktığımda 12-13 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim çocuk bana bakıyordu. Kafama yediğim sert bir hamle ile yere düştüm. Son gördüğüm küçük oğlanın bana doğru koşuyor olmasıydı.

SKYHEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin