1. Bölüm

366 17 20
                                    

•••

"Mine abla."

Leyla'nın seslenmesi ve vücuduma temasıyla beraber gözlerimi açtım. Boğazımda hissettiğim keskin acı, sağ elimi boğazıma sarmama sebep olmuştu. Öksürmeye başladığımı fark ettiğimde, Leyla'nın uzattığı su bardağı görüş açıma girdi. İşte tüm ihtiyacım olan şey buydu. Bardağı elinden aldıktan sonra suyu içmeye başladım. Boğazım sanki bana teşekkür ediyordu. Yavaş yavaş acısı dinerken bende rahatlıyordum.

"Yine kabus gördün."

Başımı aşağı yukarı sallayarak onu onayladım.

"Ne zamana kadar devam edecek bu abla? Yardım alman lazım artık."

"Yardım almam hiçbir şey ifade etmeyecek Leyla. Onunla konuşmadan, omuzlarımdaki bu yükü bölüşmeden, bu pişmanlığı içimde tutmayı bırakıp ona aktarmadan, hiçbir şey ifade etmeyecek."

"Onunla konuşma şansın kaldı mı ki? Anlattığına göre hiç dönmemek üzere gitti ve senin onu görme şansın artık yok. Sen bir karar aldın ve bunun peşinden gittin. İstesen onu durdurabilirdin ama yapmadın. Bunun daha doğru olduğunu düşünüyordun. Şimdi kararını değiştiren nedir?"

"Üstünden yıllar geçti evet. Belki şansım kalmadı, belki bu olay benimle mezara kadar gidecek ama ben de bu sırla beraber içime gömülüyorum artık. Pişman olacağımı düşünmezdim. Hatta öyle bir düşüncedeydim ki bu yüzden yanımda kalmasını istemiyordum. Benim yanımda ben olduğum için kalmalıydı. Şimdi yıllar geçince, yanındaki seni anlayan insan gidince, seni okuyacak bir kişi kalmayınca ve arkanı yaslandığın dağ bir anda yok olunca işte o zaman içini bir boşluk kaplıyor. Keşke diyorsun, keşke bu yüzden kalsaydı ama kalsaydı. Elimi tutsaydı, başımı göğsüne yaslasaydı... Tüm zorlukları beraber aşsaydık ama hep beraber olsaydık."

Derin bir nefes çekerken içime tüm nefesin boğazıma takıldığını hissettim. Elimdeki kalan suyu da bitirerek yataktan kalktım.

"Keşkeler bazen boğazına takılan bir düğüm olur Leyla. Öyle bir düğüm ki isterse seni nefessiz bırakıp öldürebilir. Yaşananlar bir tarafa yaşanamayanlar bu düğümü oluşturur. Yaşanan olayların içinde keşke aranmaz ama keşke bunu yaşasaydım diyerek yaşanmayan olaylara gömülürsün. Ben bir karar vermiştim ve onu yaşadım. Tabii buna yaşamak denilebilirse."

Leyla'nın gözleri üzerimde gezinirken konuşmama devam ettim.

"Keşkelerle yaşamamak için elinden geleni yap. Gururuna yenilme, yarınlarını da düşün. Boşluğu kapatılmayacak bazı kesikler vardır. Bunu kendi ellerinle yapma Leyla. Çünkü insan en zor kendisiyle yüzleşir. Bir insanın en büyük düşmanı yine kendisidir derler. Sen kendinin en büyük düşmanı olmadan yaşa."

Yanağıma süzülen yaşı fark ettiğimde hızla sildim. Leyla'nın da farklı bir hali yoktu. Gözleri dolmuş bir şekilde beni izliyordu. Halim işte o kadar vahimdi. Olayları toparlamak için yüzüme tebessüm yerleştirdim.

"Hadi bakalım üstümü giyeceğim. Biliyorum alttan alttan hayransın bana ama kusura bakma Leylacığım, senin önünde giyinmeyeceğim."

Tebessümüm onun gülmesiyle beraber küçük bir kahkahaya dönüşmüştü.

"Mine abla ya..."

Yanıma gelerek yanağıma bir öpücük bırakıp bir güzel de sarılmıştı.

"Seni çok seviyorum. Hep iyi ol. Ayrıca seni beğendiğimi de gizli tut." dedi ve göz kırptı.

Onun hareketlerine daha çok gülerken kapıdan çıkışını izledim. Kapı kapandığı an yüzüme yerleşen donuk ifade mutluluğumun çok fazla sürmeyeceğini her zaman bana hatırlatıyordu. İçime peyda olan sıkıntı gördüğüm rüyanın etkisinden mi bilinmez nefes almamı zorlaştırıyordu. Elim kalbime gittiğinde derin bir nefes alarak bir an önce bu histen kurtulmayı diledim.

Bedenim yatakta doğrulmamak için isyan ederken onu zorlayarak kalkmaya çalıştım. Başımın keskin ağrısı kendini belli ettiğinde bir anda kalkmam sonucu dönmeye de başlamıştı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes çektim içime. Şimdi sırası değildi böyle bir çöküşün. Bugün çok önemli bir ameliyat vardı ve zaten bu duruma çoktan alışmış olmam lazımdı. Üzerinden yıllar geçmiş bir olayın istisnasız gördüğüm bir rüyayla beni her gün böyle yıkması çok anlamsızdı. Anlamsızdı ama bir o kadar da içi doluydu.

YitikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin