Bölüm 12

62 38 2
                                    

Yeniden merhabalaaar... Hazırsanız yeni bölüm başlıyor.
------------------------------
~Çağla Demir

Gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. Ne diyor bu adam? Kesin ben bunun psikolojisini bozdum, TAM BENDEN BEKLENEN HAREKET

Üzerindeki bakışları hissetmiş olmalı ki arkasını dönüp bana baktı. Kafasını salladı 'hadi' der gibi

Parmağım ona doğrultarak konuştum "Sen iyisin, değil mi?" dedim inanamayarak

Sabır dilenir gibi gözlerini kapatarak dilini ağzının içinde gezdirdi.

"Gidip ne öğrendiğini göstereceksin, oldu mu?" dedi sabırsızca

"Daha ilk günden mi?" dedim bıkkınca

Oflayarak büyük adımlarla yanıma geldi, ben daha ne olduğunu anlamadan arkama geçip beni omuzlarımdan itmeye başladı.

"Dur be" diyerek eline vurdum

"Boş konuşmayı bırakıp yürüsen gerekmeyecekti!" derken yine beni itti.

Bir kez daha itmesi ile yere yapıştım. Hay şunu sinir eden çenemi ben.. Çığlık atarak yerden kalkmadan ona döndüm.

"Eğer bir daha beni daha itersen oraya girmem." dedim arkamdaki kulübeyi elimle işaretleyerek

Tuğkan, sanki onun yüzünden düşmemişim gibi omuz silkerek kapıya doğru yürüdü. Oturduğum yerde taşları teperek homurdandım. Hayır yani insan bir 'pardon' falan der, ikizler bu amip beyinli ile nasıl anlaşıyor Allah aşkına!

"Seni saçından tutup sürüklemem mi lazım?" dedi bana çocukmuşum gibi bakan mükemmel amip

Geriye doğru bir adım attıktan sonra konuştu.

"Ben kapıya varmadan kapıya gelemezsen yarın benimle olan ilk dersin azıcık yorgun geçebilir." dedi baş parmağı ile işaret parmağını yakınlaştırarak

Gözlerimi pörtleterek ayaklandım. Hadi ama onun kapıya üç adımı var iken nasıl bana şantaj yapabilir!

Hiç beklemeden kapıya koştum. O ise rahatça kapıyı tıklatmıştı. Hass... Yarın için yok olmanın yollarını araştırmam gerek

Kapıyı kırklı yaşlarda, elmacık kemiğinden kulağına kadar uzanan korkutucu bir yara izi olan biri açtı.

"Çık!"

Gözlerimi kırpıştırarak Tuğkan'ın daha doğrusu şu an şüphe ettiğim Tuğkan'ın sırtı ile bakıştım. İnanın öyle bir ses tonu ile konuşmuştu ki 'önündeki Tuğkan değil' deseniz şüphesiz inanırdım.

Adam düşük bir mevkide olmalı ki başını eğerek selamladı ve içeri girmemiz için bir adım yana çıktı.

Şu an sinir bozucu olan Tuğkan'a göz devirmemeye çalışırken eve daha doğrusu ev görünümlü mafyaların mekanına göz gezdirmeye başladım.

Az önceki tavrını sürdüren Tuğkan "Peşime düş!" diyerek merdivenlere yöneldi.

"Pişimi diş" diyerek yüzümü ekşittirken peşinden ilerledim.

Alt katta olduğu gibi ekru duvarlara ve beyaz çerçeveli pencereler vardı. İncelemeye devam edecektim ki Tuğkan efendiler (!) tarafından dik bakışlara maruz kaldığım için oyalanmadan yanına gittim.

Gri kapıyı tıklattıktan sonra dışlarından gelen onay sesi ile kapıyı açtı.

İçeri adımladığım anda alaycı patronları olacak olan herifi görmek istemesem de tabii ki de karşımda o vardı. Lanet olası yine o alaycı tavırla karşımda oturuyordu.

Kod Adı: KARTALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin